Umurumda bile değil translate French
1,515 parallel translation
İkincisi, umurumda bile değil...
Deuxièmement, je me fous...
- Hayır, umurumda bile değil!
- Non, j'en ai rien à foutre!
Nerede olduğu umurumda bile değil.
J'ai rien demandé...
Artık umurumda bile değil.
Peu importe. On va manger?
Umurumda bile değil.
Tu dis ça comme si ça m'importe. J'en ai rien à foutre.
Diğerleri umurumda bile değil...
Je ne crois pas en l'importance de ces personnes...
Neye mal olacağı umurumda bile değil...
Je me fiche de ce qu'il te faut ou du coût.
Lenny umurumda bile değil.
On se fout de Lenny.
Manchurian Global umurumda bile değil.
Je m'en fous de la Manchurian.
Mal bölüşümü umurumda bile değil.
Je me fous de ma part de butin!
Sana neye mal olduğunu hiç düşündün mü, ağabey? Umurumda bile değil.
Tu as réfléchi à ce que la médaille signifie?
Bize engel oluyorsun. Ne yaptığınız umurumda bile değil.
Je me fous de ce que vous faites.
Senin şu aynasız ahlakın, umurumda bile değil.
Ta morale de flicard, je m'en branle.
Kızımın mutlu olduğunu bildiğim sürece, benim durumum umurumda bile değil.
Moi... je suis heureux si Sarang est heureuse.
vazo umurumda bile değil.
J'en ai rien a faire du vase.
- Bizi durdurmak için vurman gerekecek. - Bu benim umurumda bile değil.
Tu as trouvé le Saint-Graal, la Sainte-Grenade, ou je ne sais quoi.
Artık umurumda bile değil.
Ca ne me dérange plus.
- Umurumda bile değil.
- Qui va ranger?
Başkalarının düşündüğü umurumda bile değil.
Je me fiche de l'opinion des autres.
Umurumda bile değil.
- Je m'en fiche.
Komuta bende ve ne düşündüğün umurumda bile değil.
C'est moi, le chef, et je me fous de ton avis.
Senin ne düşündüğün umurumda bile değil.
Je me fous de ce que vous pensez.
Umurumda bile değil.
Je m'en fous!
Hangi galakside olduğumuz umurumda bile değil. Bu doğal değil.
Peu importe la galaxie où nous sommes, ce n'est pas naturel.
Silahın kimde olduğu umurumda bile değil.
Je me fiche de savoir qui l'a maintenant.
Kaç yıldır bu işte olduğun umurumda bile değil. Eğer bu suç oranları düşmezse kesinlikle sen düşeceksin.
Je me fiche que vous soyez un vieux de la vieille, si la criminalité ne chute pas, c'est vous qui tomberez.
Umurumda bile değil.
Ça m'est égal.
Nasıl yaparsınız umurumda bile değil sadece yapın.
Peu m'importent vos méthodes. - Mais agissez, bordel.
Kim olduğu umurumda bile değil.
Je m'en fiche.
Açıkçası, hayatım, umurumda bile değil.
Franchement, ma chère, c'est le cadet de mes soucis.
Babanın ne düşündüğü umurumda bile değil, Malfoy.
Je me fous de ce que pense ton père!
İyi, umurumda bile değil.
Pas après ta sortie. Peu importe.
Umurumda bile değil.
Je m'en tape!
CNN'de çıkacak bir kaç haber hiç umurumda bile değil.
Carrément rien à battre, de CNN.
Dinle, burada olman umurumda bile değil.
Ecoute, moi, ça ne me fait rien.
Senin önceliklerin umurumda bile değil.
J'en ai rien à foutre de tes priorités.
Seni kazanması umurumda bile değil.
J'en ai rien à faire!
Don Corleone bile olsan umurumda değil.
Tu pourrais être Don Corleone, je m'en fous.
California'nın her santimini aramak zorunda kalsak bile umurumda değil.
Peu importe si on doit ratisser toute la Californie.
Hayalarından tutmak zorunda kalsan bile umurumda değil.
Jenna, tu viens? Traînez-le par les testicules s'il le faut!
Oyuncak kanişlerin cehenneminde olsa bile umurumda değil.
L'enfer à l'envers. Je me fous qu'il soit dans l'enfer "défilé de caniches nains" ou ailleurs.
Onu getirmek için uçak kiralamam gerekiyorsa bile umurumda değil.
Il viendra, même si je dois affréter un avion pour ça.
Yüzbaşımı aradım ve "Suç başını alıp gitmiş olsa bile umurumda değil bir kadınla tanıştım, bu inanılmaz kişilikle ve aramız çok iyi gidiyor."
J'ai appelé mon supérieur pour lui dire : "Je me fous si la criminalité augmente, j'ai rencontré une femme exceptionnelle et on vit une belle histoire."
Dinleseler bile umurumda değil.
Moi, je m'en fous.
Umurumda bile değil.
On s'en fout.
Ve uslu durduğu sürece bir sene sonra Büyük Baltimore Komitesi'ne girse bile umurumda değil.
Tant que c'est le cas, je me fiche que dans un an, il fasse partie du conseil municipal de Baltimore.
Umurumda değil, dostum. O ibnenin ismini duyunca kilise günü olduğunu bile düşünmedim.
J'ai entendu son nom, j'ai pas pensé au jour du Seigneur.
- Bu şu an umurumda bile değil.
- Je ne fais pas ce genre de distinctions.
Bütün bir sene boyunca her gün önüme getirseniz bile umurumda değil dediğim gibi, imzalamayacağım!
Vous pouvez me le présenter chaque jour pendant une année entière, je vous dis que je ne le signerai pas.
- Papa bile olsa umurumda değil, telefonla konuşman için değil arabayı sürmen için sana ödeme yapıyorum...
- Ce pourrait être le pape, ça m'est égal!
Aydaki adam bile olsa umurumda değil.
Eh, je m'en fiche, même si c'est un roi en personne.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56