English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ U ] / Uyandırın

Uyandırın translate French

911 parallel translation
Uyandırın şunu!
Réveillez-le!
Beni saat üçte uyandırın.
Réveillez-moi à 15 h.
Derhal Bay Poelzig'i uyandırın ve bana hanımefendinin yaralarına bakabileceğim bir yer gösterin.
Réveillez Herr Poelzig et emmenez-nous à un endroit où je peux panser la blessure de la dame.
Uyandırın beni!
Réveillez-moi!
Oldu! Uyandırın!
Je les reçois.
Aynı bölükten geliyoruz. Uyandırın onu.
On vient de la même compagnie.
Gösteri başladığında beni uyandırın.
Réveillez-moi pour le défilé.
Onları uyandırın Bay Longley.
Réveillez-les, M. Longley.
De Gautet, Lauengram, şatodakileri uyandırın!
Donnez l'alerte!
Uyandırın.
Réveillez-le.
Kozé Efendi çağırıyor, Mohei'yi uyandırın.
Une commande du Seigneur Kozé. Demande à Mohei de se lever.
Uyandırın, buraya getirin.
Réveillons-les.
O zaman uyandırın hemen!
- Réveillez alors!
Lütfen Georgy'yi uyandırır mısın?
Voulez-vous réveiller Georgy?
Uyandırın onları! Keşke onları uyandırabilseydim.
Je voudrais bien pouvoir les réveiller.
İlk uykudan uyandırılmaktan beteri yoktur, bilirsiniz.
Il n'y a rien de pire que d'être réveillé pendant son premier sommeil.
Sonra da oltan kırıldı ve uyandın.
Et alors la ligne s'est cassée et tu t'es réveillé.
Hayır, uyandırmadınız.
Non.
- Evet. Önce, herkesin önünde utanmazca dans ediyorsun, bütün erkeklerin... zaaflarını ve günahkar arzularını uyandırıp, kendine baktırıyorsun.
Tu danses sans pudeur, induisant l'homme... au péché car iI doit te regarder.
Hayır, uyandırmadın. Uyanmıştım, hatta çıkmak üzereydim.
Je suis non seulement réveillée, mais prête à sortir.
Hayır, beni uyandırmadın.
Non, tu ne m'as pas réveillée.
Kızdığın zaman çok arzu uyandırıyorsun.
Vous êtes très désirable, en colère.
Rosita eğer onu erken uyandırırsak doğum günü şarkısını bozmuş oluruz.
La chanson d'anniversaire sera gâchée si on la réveille trop tôt.
Hayatımda hiç bu kadar güzel uyandırılmadığımı.
Je n'ai jamais eu de réveil si agréable de toute ma vie.
Vicdanın rahatsız ediyorsa saati almak için uyandır şunu.
Laisse tomber ces sottises. Si ça torture ta conscience, on va le réveiller pour prendre sa montre.
Onu Bayan Claythorne çağırsın. Daha az kuşku uyandırır.
Elle sera moins sur ses gardes.
O adam telefon açıp beni uyandırdı ve bir şeyler mırıldandı.
Je n'ai pas compris ce qu'il m'a dit.
Dorian'ın mucizevi gençliği merak uyandırıyordu.
La miraculeuse jeunesse de Dorian se perpétuait.
Senin o tatlı uykulu sesinle bir kez daha uyandırılacağım gözyaşları içinde vedalaşmıştık ve yeniden gözyaşlarıyla kavuştuk Huzur, toprağa ve denize dingin şarkısını söylerken, herkese de sevinç ve umut getirdi o ise sana sadece yeni acılar verdi.
Une fois de plus, je m'éveille dans la douceur de ton sommeil Dans les larmes, nos derniers adieux furent dits Et c'est dans les larmes que nous nous retrouvons,
Telgrafın ortaya çıkması şüphe uyandırır.
Il ne manquerait plus qu'il tombe sur le télégramme.
Duyduğuma göre, sabahın habercisi horoz Gün Tanrısı'nı uyandırırmış yırtıcı, keskin sesiyle.
Quand chante ce clairon du matin, et qu'il éveille le dieu du jour,
Birinin geldiğini duyarsanız beni uyandırır mısınız?
Si vous entendez venir, vous voulez me réveiller?
Emily'nin kayıp olmasının gizemi büyük ihtimalle onda merak uyandırıyordur.
C'est sans doute le mystère qui l'attire.
Yarın sabah uğrayıp saat 10 gibi seni uyandırırım.
Je passerai te réveiller demain, vers 10 h.
" Bir bakışı Akama'nın bastırılmış hislerini uyandırdı.
" Un regard sur elle a libéré les sentiments refoulés d'Akama.
Bir adamın kendi kafasına demir çubukla vurmuş olması da şüphe uyandırıcı olabilir tabi.
On ne se suicide pas avec un tisonnier.
Kalın sır perdesi, iki rahibin aynı kişi olduğu kanısını uyandırabilir.
On pourrait facilement penser qu'il s'agit du même homme.
Bu unvanların şaşaası ve tanınan yetkilerin aşırılığı yüzünden Sezar, ölçülü insanlarda nefret uyandırdı. " Plutarkhos
IL DEVINT AINSI ODIEUX AUX ESPRITS MODÉRÉS À CAUSE DU GRAND NOMBRE DE TITRES ET DE POUVOIRS QU'IL AVAIT ACCUMULÉS. "
O takatukalarla rıhtımın yarısını uyandırıyorsun.
Tes godillots ont éveillé tout le voisinage.
Çocukları uyandırıp karımın ödünü kopardılar.
Ma femme et les gosses étaient terrifiés!
Bazılarınız boyun bağı takmayacak izlenimi uyandırıyorsunuz.
Certains se sont crus autorises a ne pas porter de cravate.
- Pascual'dır. Her gece uyandığını duyuyorum.
Il paraît qu'il se lève chaque nuit.
Kendi şahsi şovunu yapıyor gibi görünürsün... ve yanlış bir izlenim uyandırırsın.
Et vous ferez mauvaise impression.
Sonra, soğuk bir kış sabahı hizmetçi bizi uyandırıp babamın öldüğünü söyledi.
Par un froid matin d'hiver, la bonne nous a annoncé que papa était mort.
Yine de aklımda her zaman o yaratığın yakınlarda bir yerde pusuya yattığını hissediyorum. Sinsi ve karşı konulamaz. Öldürmek için yeniden uyandırılmayı bekliyor.
Cependant, je garde toujours en moi la sensation... de la presence d'une creature tapie a proximite... insaisissable et irresistible, prete a etre reinvoquee au meurtre.
Korkutucuydu. Bende öyle bir duygu uyandırdı ki, belki de, yalnızca bir olasılık olarak insanların modası geçmeye başlamıştır.
Je me disais que les humains étaient bons pour la ferraille.
Umarım herkesi uyandırmamışımdır.
Pourvu que je n'aie pas réveillé toute la ville!
Teğmen Manion'un sizi uyandırıp teslim olduğu gece... daha önce de uyandınız mı?
Dans la nuit où le Lt Manion vous a réveillé pour se livrer á vous, aviez-vous déjà été réveillé?
Her gece saat 10'da sandviç ve iki bardak şarapla uyandırılacaksın.
Tous les soirs, à 10 h, vous aurez un sandwich et deux verres de vin,
Hayır, kesinlikle uyandırmadınız.
Non, pas du tout.
Asil atına binip uzaklaşır- -... yiğit biri, doğru, dürüst- -... aşkın ilk öpücüğüyle aşkını uyandırmak için gider ve gerçek aşkın her zaman kazandığını ispat eder.
Il s'en va galopant sur son fougueux destrier. Il a fière allure, droit et grand! Il va éveiller sa bien-aimée d'un premier baiser, et prouver que l'amour est toujours vainqueur!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]