Uzun zaman translate French
12,480 parallel translation
Seninle tanışmadan çok uzun zaman önce de mutsuzluk vardı.
Il l'était déjà bien avant de vous rencontrer.
Uzun zaman su altında kalmış yüzeylerden bile parmak izi çıkarabilir.
Pour retrouver les empreintes toujours présentent, même après une longue période passée sous l'eau.
Peki eğer bunlar uzun zaman önce olduysa, Nasıl oluyorda şimdi baskına uğruyoruz?
Mais si c'est arrivé il y aussi longtemps, pourquoi on le sait que maintenant?
- Bu uzun zaman önceydi.
- C'était il y a longtemps.
Keşke seni uzun zaman önce öldürseydim.
J'aurais dû te tuer depuis longtemps.
Çok uzun zaman önceydi. Birçok yaşam kayboldu.
C'était il y a si longtemps, tant de vies perdues.
Uzun zaman önce herbir parçamı yok ettiğimden elimde sürdürebileceğim bir şeyim kalmadı.
Je n'ai rien à laisser, car j'ai abandonné tout ce que j'avais il y a bien longtemps!
Uzun zaman oldu.
Ça faisait longtemps.
O kadar uzun zaman olmuş ki.
Ça a été si long...
Eğer adam, adamlar, kadınlar çaba gerektiren bu iş için buradaysalar burada uzun zaman geçirmişlerdir.
Si cet homme, ces hommes, ou ces femmes, trimaient ici, ce devait être long.
Ayrıca da çok uzun zaman önceydi.
De plus, c'était il y a très longtemps.
Anladım. Yani çok uzun zaman önce olduğu için insanları beyzbol sopasıyla dövdüğünü, Micah'nın da sopayla dövülmüş gibi göründüğü gerçeğini unutacağım.
Donc, je vais juste oublier le fait que vous agressez des gens avec une batte de baseball, et que notre victime semble avoir été frappée avec une batte, parce que c'était il y a très longtemps.
Uzun zaman önce sana söylemeye korktum.
C'est pour ça... que je te l'ai caché.
Uzun zaman boyunca cezadan muaf olarak çalışmışlardı.
Ils ont sévi en toute impunité très longtemps.
Şey çok uzun zaman oldu.
C'est... d'il y a longtemps.
Uzun zaman oldu, ufaklık.
Ça faisait longtemps, petite.
Uzun zaman önce onu incittim.
Je lui ai fait du mal il y a longtemps.
Bir şeylerin arefesinde olmayalı uzun zaman oldu.
Ça fait longtemps que je n'ai pas été à deux doigts de quoi que ce soit.
Hayır, ama bu uzun zaman önceydi.
Non, c'est vieux tout ça.
Saul uzun zaman önce ölmüş, fakat artık intikam eliyle bekleyebilirim.
Saul est mort depuis longtemps, mais je ne peux résister à la vengeance plus longtemps.
Sana uzun zaman önce bir şey verdim ama hiç kullanmadın.
Je t'ai donné un truc il y a longtemps et tu ne l'as jamais utilisé.
Annemin beni affetmesinin uzun zaman alacağını düşündüm.
Je pensais que ça prendrait du temps pour que maman ne me pardonne.
Bunu çok uzun zaman önce yapmalıydım diye özür diliyorum.
Je veux juste te faire des excuses j'aurai dû le faire il y a longtemps.
Sadece ben, sağlığım, hayatım olsaydı ona uzun zaman önce kaybol derdim.
C'était seulement moi, ma santé, ma vie, J'aurais du lui dire d'aller se faire voir il y a longtemps.
Uzun zaman oldu Rick.
Ça fait un bail, Rick.
Phillip Bartlett. Uzun zaman oldu Rick.
Ca fait longtemps, Rick.
Çok uzun zamanı yok.
Elle n'en a plus pour longtemps.
Biliyorsun, uzun zaman önce bir ara çok havalı biriydim.
Tu sais, il y a longtemps, il y a eu un temps, où j'étais... J'étais un bon gas.
Bana aşık olman için uzun zamanımız olacak.
C'est que tu vas avoir du temps pour tomber amoureuse de moi.
Uzun zaman önce onları yemeğe alışkın değildik.
Y a pas si longtemps on les mangeait.
Tony'yle yaptığımız müzakere sonucunda durumumuz için en uygun yargılamanın Eski Yunanlıların uzun zaman önce kullandığı bir yargılama türü olduğuna karar verdik.
En concertation avec Tony, nous avons décidé que le meilleur procès dans notre situation est celui qui était utilisé il y a longtemps à Athènes.
- Uzun zaman oldu Conrad.
Ça fait longtemps, Conrad. Jess.
Senin için gerçekten uzun zaman oldu, değil mi?
Ca fait longtemps pour toi, pas vrai?
Çıkmaya başlamamız bundan çok uzun zaman sonraydı elbette.
Bien sûr, on n'a commencé à sortir ensemble que beaucoup plus tard.
Uzun zaman önce karımda epilepsi hastalığı vardı. Ama doktor ilaçları kesmesinin sorun olmayacağını söylemişti.
Il y a longtemps, elle a eu une crise d'épilepsie, mais le docteur lui a dit qu'elle pouvait ne plus prendre ses médicaments.
Sevgili J.T.'imize. Uzun zaman sonra aramızdan takip ettiği kişiye kelepçe takabilen tek kişi olduğu için.
A notre J.T., le seul d'entre nous qui a réussi à mettre les menottes au gars qu'il traquait.
Uzun zaman önce ait olmadığım bir yere saplanıp kalmıştım.
Il y a longtemps, j'ai été retenue dans un endroit auquel j'étais étrangère.
Uzun zaman önce seni buraya getiren adamım ben.
Je suis le gars qui t'as amené ici, il y a longtemps.
Uzun zaman pişirmemiştim, bu yüzden düşündüm ki...
Ça faisait longtemps que je n'en avais pas fait, j'ai donc pensé...
- Uzun zaman oldu.
- Ça fait trop longtemps.
- Uzun zaman.
- Trop longtemps.
Bu uzun zaman önceydi.
C'était il y a longtemps.
- Bir görüntü için fazla uzun bir zaman.
C'est trop long pour un plan fixe. Exact.
- Uzun, upuzun bir zaman...
Très... très longtemps.
Uzun zaman oldu Albert.
Albert Anastasia. Eh bien, Albert, ça faisait longtemps.
Lakin onun hapishanede olma düşüncesi o kadar uzun bir zaman için olsa bile, dedemin uykularını kaçıracak değildi.
Le fait qu'il soit emprisonné même pour cette longue période ne l'a pas empêché de dormir.
- Uzun bir zaman benim psikiyatristimdi. - Güvenlik. Her zaman doktor hasta ilişkisinin gizli olduğunun aslında olmadığını öğrendim.
Je me demande si le secret médical, c'est une connerie.
Çişimi yapmalıyım. Çok uzun zaman alır mı?
- Ce sera long?
Eğer bunu hala kendinle ilgili yapıyorsan, Ali..... bu uzun bir gece olacak ve bizim de çok zamanımız yok.
Si tu ramènes tout à toi, Ali, cela va durer toute la nuit, et nous n'avons pas beaucoup de temps.
Rick, Rick. Uzun zaman oldu Rick.
Ça fait un bail, Rick.
Kara, bana bunu çok uzun zaman önce verdi.
- Il m'a donné ça il y a longtemps.
uzun zaman oldu 409
uzun zaman önce 180
uzun zamandır 69
uzun zamandır görüşmedik 21
uzun zaman önceydi 90
uzun zaman olmuştu 17
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
uzun zaman önce 180
uzun zamandır 69
uzun zamandır görüşmedik 21
uzun zaman önceydi 90
uzun zaman olmuştu 17
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zaman geldi 92
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zaman geldi 92
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34