English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ V ] / Vazgeçemem

Vazgeçemem translate French

189 parallel translation
Josh'dan vazgeçemem.
Je ne peux pas laisser tomber Josh.
Onu aramaktan vazgeçemem, Bayan Redi.
Je ne peux pas abandonner.
Nino'dan vazgeçemem.
Si seulement il me comprenait! J'ai besoin de Nino.
Kürklerimden vazgeçemem.
Je refuse absolument de me séparer d'une fourrure.
Senden asla vazgeçemem. Asla vazgeçmem.
Je ne pourrai jamais t'abandonner.
Tanrıların hediyesinden vazgeçemem.
Mais nous ne nous en séparerons jamais Jason.
Ondan vazgeçemem.
Je n'y peux rien, je l'aime.
Seni seviyorum, ve senden vazgeçemem.
Je t'aime et je ne veux pas te quitter.
Senin için bundan vazgeçemem.
C'est une chance de me refaire.
Bu çok güzel, ama ben 45'liğimden vazgeçemem.
C'est très bien, mais je préfère mon 45.
Fanny, kolay vazgeçemem.
Fanny, je n'abandonne pas si vite.
Vazgeçemem.
Non, je ne peux plus.
Ama en az şimdiki kadar da özgür olmak isterim. Bundan da bir kez daha vazgeçemem.
Mais je souhaite être moi-même... et je ne veux plus jamais y renoncer.
Aşkımı geri alamam, ondan vazgeçemem. Dünyada olan hiçbir şey için, burda ne olursa olsun
Je ne les effacerai... pour rien au monde... et ce, quoi qu'il advienne aujourd'hui.
Senden hemen vazgeçemem Max.
Je ne te laisserai pas partir si facilement.
Konu, aşka gelince Kakaomdan vazgeçemem
Me gardent mon cacao au chaud Je suis très gourmande
Artık vazgeçemem. Gitmeliyim.
seulement moi je peux pas revenir en arrière, faut que j'y aille.
* Aç ve yorgunum * fakat vazgeçemem
J'ai faim et je suis fatiguée, mais je ne peux me reposer.
Asla vazgeçemem.
Corinne, ton amour est un trophée dont je ne pourrais pas me défaire.
Hayır, şimdi vazgeçemem.
Non, je ne laisse pas tomber.
Fakat bir buçuk saatlik zevk için prensiplerimden vazgeçemem.
Je ne renoncerai pas à mes principes pour une heure et demie de plaisir.
Dur, şimdi vazgeçemem.
Je peux plus reculer.
Vazgeçemem.
Je ne peux pas abandonner.
Şimdi vazgeçemem.
Je dois rester.
Ama beni severken, Fransa'nın bir dostunu seveceksin... zira Fransa'yı öyle seviyorum ki bir köyünden bile... vazgeçemem.
Il n'est pas possible que vous aimiez l'ennemi de la France. Mais en m'aimant, vous aimerez l'ami de la France... car j'aime tant la France que je ne veux renoncer à aucun de ses villages. Je veux l'avoir entièrement à moi.
- Tabiki, ondan öylece vazgeçemem. Zorlamadan olmaz.
Oui, je ne le lâcherai pas, sans me battre.
Ama, baba Şimdi vazgeçemem.
Je ne peux pas laisser tomber.
Bu davadan vazgeçemem.
Je lâche pas cette affaire.
Seni sevmekten asla vazgeçemem.
Je ne pourrai jamais cesser de t'aimer.
Öylece vazgeçemem.
Je ne veux pas renoncer.
McClane'den vazgeçemem... Fort Knox'daki tüm altınları bana verseniz bile.
Je n'échangerais pas McClane pour tout l'or de Fort Knox.
Birkaç kene yüzünden, temasa geçebileceğim alternatiflerden vazgeçemem. Ne teması, bağlantı falan istemiyorum başka.
Pour les contacts potentiels on peut supporter quelques migraines.
Bir avuç ördek için bundan vazgeçemem.
Je ne me laisserai pas faire par une bande de canards.
- Kaderimden vazgeçemem. - Lord Vorborton'la evlenmeye...
Ce n'est pas mon destin d'abandonner.
Yıldız filosunun, bizim için çizdiği ana kurallardan öylesine vazgeçemem- - kanunlara aykırı anlaşma yapamazsın ;
Je ne peux quand même pas m'écarter des préceptes de Starfleet.
Ama sevdiğim kadından vazgeçemem.
Désolé, mais je ne peux abandonner la femme que j'aime.
Kralımdan vazgeçsem bile, senden vazgeçemem.
Même si je pouvais abandonner mon roi, je ne pourrais pas abandonner..... mon fils.
Biliyorum bu senin için bir şey ifade etmiyor... Ama bu kadar çabuk vazgeçemem.
Vous ne pouvez pas comprendre, mais je ne peux pas tourner la page comme ça.
- Hiçbir şey için bundan vazgeçemem.
Je ne m'en séparerai jamais.
Ve bulana kadar aramaktan vazgeçemem.
Je continuerai à chercher. Je le trouverai.
Senin işine gelmiyor diye bir işten vazgeçemem.
On peut pas s'engager juste pour un temps.
Bundan vazgeçemem.
Je ne peux pas y renoncer.
Bundan vazgeçemem, onun intikamını alacağım.
Je ne peux pas oublier ça, je prendrai ma revanche, pour lui
Vazgeçemem.
Je peux pas!
Ama senden vazgeçemem.
Mais... je ne peux pas renoncer à toi.
Groo, İmgelemlerimden vazgeçemem.
Groo... je ne peux pas renoncer à mes visions.
Vazgeçemem. Elimde bir tomar hatalı giriş ve yanlış yaklaşımların olduğu sayfa var. - Senaryoyu bitirmem gereken zamanı aştım.
Je ne peux pas recommencer, j'ai des pages de faux départ et de mauvaises approches j'ai dépassé tout mes délais.
Senin icin bile bundan vazgecemem.
Sois réaliste. On ne peut pas se marier.
Buradaki baş hekimlik işinden vazgeçemem.
Mais je n'abandonne pas ce poste.
Ben vazgeçemem.
Je ne peux pas.
Artık vazgeçemem.
Je ne peux pas abandonner maintenant.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]