English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Y ] / Yakınlarda

Yakınlarda translate French

1,997 parallel translation
Belki daha yakınlarda bir şeyler aramalısın.
Vous devriez peut-être chercher quelque chose plus près de chez vous.
Yakınlarda saklı bir arabası vardı.
Il avait camouflé sa voiture quelque part.
- Yakınlarda oturuyorum.
J'habite pas loin.
Ve eğer onunla yakınlarda konuşamazsam, delirebilirim.
Et si je ne lui parle pas bientôt, je vais devenir fou.
Yakınlarda ara verecek miyiz?
C'est bientôt la pause?
- Yakınlarda.
- Pas très loin.
Jones'u buldum, Harkness'in de yakınlarda olduğunu söyleyebiliriz.
J'ai trouvé Jones, Harkness ne doit pas être loin.
Yakınlarda mı oturuyorsun?
Habitez-vous dans le coin?
Çok naziksin. Yakınlarda kuzenim oturuyor, onunla hallederim.
J'ai un cousin par ici, je vais m'arranger avec lui.
Sonra da yakınlarda bir yere atmıştır.
Et son petit ami?
İşte. Me-sa hayvancıklar yakınlarda olduğundan, güvenli olduğunu biliyordu.
Je savais qu'on craignait rien puisque les bébêtes sont là.
Çok kibarsın, bu yakınlarda mı oturuyor?
- Il est du quartier?
Kasabanın her tarafını kuşattık sayılır. - Yakınlarda bir yerlerde olmalılar.
Si les deux extrémités de la ville sont couvertes, il est forcément dans les parages.
Yakınlarda mı?
Récemment?
Yakınlarda dersi saat 15 : 00'da biten bir yoga stüdyosu arıyoruz.
On cherche un centre de yoga dans le coin avec un cours terminant vers 15 h.
Tam Mary Kelly gibi yakınlarda, buralarda bir yerlerde olmalı.
Elle est proche. Juste au coin de la rue, comme Mary Kelly.
Yakınlarda mı yaşıyorsun?
Tu vis dans le coin?
- Bu yakınlarda yanlış tedavi için ona dava açmışsınız.
Vous l'avez attaqué pour faute professionnelle.
Yakınlarda, değil mi?
Il n'est pas loin.
Yakınlarda büyük bir bomba var.
" Il y a une énorme bombe à proximité.
- Yakınlarda TV var mı?
- Tu as une télé? - Non, pourquoi?
Bu yakınlarda Xander Green'le görüştün mü?
T'as parlé à Xander Green récemment?
O nasıl uygun görürse ama en azında yakınlarda olmayı istiyorum.
Comme il voudra. Mais j'aimerais rester dans le coin.
Geçitten geçtiler ve hemen yakınlarda, yerde bir tane daha buldular.
Ils traversent, et il y en a déjà un autre par terre, non loin de la Porte.
Çavuş Greer, yakınlarda bir mağara bulmuş.
Le sergent Greer a trouvé une grotte, à proximité.
Yakınlarda deniz aşırı bir seyahate çıkayım, diyorum.
J'espère bientôt y faire une petite virée,
Yakınlarda olduğunu söyle bana.
J'espère pour vous que vous arrivez.
Yakınlarda.
Très près.
Yakınlarda bir yerde olabilir.
Il est quelque part, tout près.
Yakınlarda bir şey aldınız mı?
Y'avait-il des achats recents?
Bu yakınlarda onu gördün mü?
Tu l'as vue récemment?
Dövüş sırasında... durum senin için kötüye gidiyorsa ve yakınlarda birileri varsa... mesela bir arkadaşın olabilir... omzunun arkasına bak... sanki başka birine bakıyormuş gibi... ve gözlerinle "tut onu" işareti yap.
Quand tu te bats avec un type et que tu es en difficulté, s'il y a des gens autour, si tes copains sont dans le coin, regarde à côté de lui, comme si tu regardais quelqu'un d'autre. Parle-lui avec les yeux, genre "fonce sur lui".
Yaralı bir askerim var, yakınlarda araç yok, fakat onu götürmem gerekiyor.
J'ai un soldat blessé, aucun véhicule à proximité or j'en ai pris un.
Yakınlarda olmalı.
Il doit être proche.
Yakınlarda kalem yok.
Je n'ai pas de stylo sous la main.
Bu Checnik'in botu olmalı. Yakınlarda olmalılar.
Ce doit être l'hydroglisseur de Chechik.
Ayrıca Debbie, merak ediyordum daha sonrası için planın var mı çünkü yakınlarda güzel görünen bir İtalyan restoranı var.
Tu serais disponible plus tard parce qu'il y a un italien à côté qui a l'air bien.
Bu yakınlarda bir doğum günü kutlayacak mısınız, acaba?
Par hasard, vous célébreriez pas un anniversaire bientôt?
Yakınlarda bu tanıma uyan bir hastanız oldu mu? Ben Washington'da acil servis cerrahıyım.
Avez-vous un patient récent qui correspond à la description?
Bu yakınlarda annenle konuştun mu?
Tu as parlé à ta mère récemment?
Plazma bu işi yapabilir ama yakınlarda yeterli büyüklükte bir tane oluşturmak için gereken bileşenler yok.
On n'a pas de quoi assembler un générateur assez important.
Sarah Jane'i hissediyoruz, çok yakınlarda.
Un indice de Sarah Jane, elle est proche.
Yakınlarda bir ev bile yok.
Il n'y a pas âme qui vive.
Şehir dışına çıktın mı ya da yakınlarda kamp falan yaptın mı?
Pas de séjour à l'étranger ni de camping, récemment?
Yakınlarda doğum yapmış ve yeni evli.
Jeune maman, jeune mariée, une de ses premières sorties.
Hey, Archie, yakınlarda bir hayvanat bahçesi var biliyor musun?
Tu sais qu'on a un zoo?
Yakınlarda hiç çocuk sezmiyorum.
Je ne perçois pas d'enfants, par ici.
Yakınlarda boşandım ama sorun değil.
Je viens de divorcer.
Yakınlarda, hissedebiliyorum.
Il n'est pas loin, je le sens.
- Harita yakınlarda.
- La carte est dans le coin. - La carte?
Yakınlarda bir yerlerdeler.
On va peut-être avoir une poursuite.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]