Yalnız değilsiniz translate French
118 parallel translation
Kim eğleniyor ki? Bu pisliğin içinde yalnız değilsiniz.
Vous n'ëtes pas seuls dans la boue et la fange.
İçimden bir ses yalnız değilsiniz diyor.
J'ai l'impression que nous ne sommes pas seuls.
İyi de siz yalnız değilsiniz ki.
Mais vous ne l'êtes plus.
Yalnız değilsiniz. Ben de onun hayranıyım.
Alors, on est deux.
Evet, var. Siz yalnız değilsiniz.
- On n'a pas de temps pour ça.
Tek başınıza yaşarken ne isterseniz yapıyordunuz ama artık yalnız değilsiniz ve davranışınız hiç de kabul edilecek gibi değil.
Bien sûr, vous viviez à votre façon quand vous étiez seul sur l'île, mais vous n'êtes plus seul et votre comportement est inapproprié.
Yalnız değilsiniz.
Vous n'êtes pas la seule.
Yalnız değilsiniz.
Vous n'êtes pas seuls.
Ama yalnız değilsiniz.
Vous n'êtes pas seule.
Alo, "Yalnız Değilsiniz", sizi dinliyorum.
- SOS Détresse-Amitié, bonjour! Je vous écoute.
"Yalnız Değilsiniz" mi?
- Allô? SOS Détresse?
"Yalnız Değilsiniz".
Détresse-Amitié. Oui.
Yalnız değilsiniz.
- [Thérèse] Allô? S.O.S. Détresse-Amitié.
Hesaba mı yazayım "Yalnız Değilsiniz" Hanım?
- Je vous la marque, Mme... euh...
Yine mi "Yalnız Değilsiniz" herkesi uyandırdı?
- [Le voisin] Encore SOS Détresse. C'est bientôt fini? On veut dormir!
"Yalnız Değilsiniz" mi?
- SOS Détresse?
Polise gitmek "Yalnız Değilsiniz" için iyi bir tanıtım olur.
- Drôle de publicité! Appelez les poulets, si ça vous chante.
- Hayır, yalnızız. - Hayır, yalnız değilsiniz.
- On est toutes seules.
Bu bağlamda yalnız değilsiniz.
Vous n'êtes pas le seul.
Şimdi, eğer size bunlar tanıdık geliyorsa... yalnız değilsiniz.
Si tout ceci vous semble familier, vous n'êtes pas seuls.
Ama bunda yalnız değilsiniz.
Mais vous n'avez pas à le faire seul.
O zaman tamamen yalnız değilsiniz.
Alors tu n'es pas tout à fait seul.
Artık yalnız değilsiniz.
Vous n'êtes plus seuls, désormais.
Dışarıda yalnız değilsiniz.
Vous n'êtes pas seuls.
Yalnız değilsiniz.
Vous n'êtes pas seule.
Hiç bir zaman aynı yerde değilsiniz. yalnız değilsiniz.
Jamais au même endroit et jamais seule.
Bilmenizi istiyorlar ki... artık daha fazla yalnız değilsiniz.
Ils veulent que vous sachiez que vous n'êtes pas seuls.
yalnız değilsiniz.
Vous n'êtes pas seule.
Bu dövüşte yalnız değilsiniz.
Vous n'êtes pas seul dans ce combat.
Artık yalnız değilsiniz.
Vous n'êtes plus seuls.
Ama şunu bilin ki, yalnız değilsiniz.
Mais sachez que vous n'êtes pas seuls.
"Ve bu gece buradan birlikte ayrılmanızı istediğim tek şey imkansız diye bir şeyin olmadığı içinizde sorunları olanlar, korkuları olanlar ya da bocalayanlar, kızgın olanlar unutmayın, yalnız değilsiniz."
"Je veux qu'en sortant d'ici ce soir, vous ayez compris " que tout est possible. " Alors, tous ceux qui ont des ennuis, tous ceux qui ont peur,
Yalnız değilsiniz.
- Vous êtes pas le seul.
Orada birisi varsa bilsin ki yalnız değilsiniz.
Si quelqu'un me reçoit, n'importe qui, je vous en prie, vous n'êtes pas seul.
Pek yalnız değilsiniz o zaman.
- Vous êtes moins seul.
Yalnız değilsiniz.
Eh bien vous n'êtes pas seuls.
Hey, bırak. - Siz yalnız değilsiniz, ben de buradayım.
La ville n'est pas encore établie..
Bizi yalnız bırakacak değilsiniz ya.
Bien sûr. Vous ne pouvez pas nous planter ici.
Artık burada yalnız değilsiniz.
- Je ne l'ai jamais rencontré
Şu "Yalnız Değilsiniz" deki fahişe mi?
- La connasse de SOS?
Yalnız dönecek durumda değilsiniz.
Vous ne pouvez pas rentrer seule.
- Yalnız değilsiniz.
Vous n'êtes pas le seul!
Gelmek zorunda değilsiniz. Yalnız başıma yaparım.
Vous pouvez rester là.
Froggy'den daha iyi değilsiniz, yalnızca farklısınız.
Pas meilleurs que Froggy. Différents.
Biliosunuz yalnız degilsiniz, Mr. Sanford.
Vous savez, vous n'êtes pas seul, Mr. Sanford.
Bu yüzden siz çocuklar uslu olmalısınız. TV olmamasından dolayı eziyet çeken yalnız siz değilsiniz.
donc les graçons vous devez savoir que vous n'êtes pas les seuls à souffrir sans TV.
Buradan etkilenen yalnız siz değilsiniz.
Vous n'êtes pas le seul à avoir de l'influence ici.
- Yalnız çalışmak zorunda değilsiniz.
Vous n'y êtes pas obligé.
Ama kayıtlara göre, yalnız seyahat eden biri değilsiniz.
D'après nos fichiers vous ne voyagez pas seul?
Yalnız olabilirsiniz, ama tek başınıza değilsiniz.
Vous êtes peut-être seul mais vous n'êtes pas tout seul.
Yalnız değilsiniz.
Les gens manifestent avec nous.
değilsiniz 26
yalnız 545
yalnızlık 55
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnız yaşıyorum 22
yalnızdım 64
yalnız mısınız 41
yalnızsın 42
yalnız 545
yalnızlık 55
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnız yaşıyorum 22
yalnızdım 64
yalnız mısınız 41
yalnızsın 42