Yapabileceğin hiçbir şey yok translate French
280 parallel translation
Yapabileceğin hiçbir şey yok burada.
Je n'ai rien pour travailler.
Yapabileceğin hiçbir şey yok.
Il n'est rien que tu puisses faire.
Yapabileceğin hiçbir şey yok.
Tu n'y peux plus rien.
Yapabileceğin hiçbir şey yok.
On ne peut plus rien faire.
Bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok mu?
N'y a-t-il donc rien à faire?
Ve bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok.
Plus rien ne les arrêtera.
sanırım koşmaya devam etmesi dışında yapabileceğin hiçbir şey yok.
Un homme comme toi ne peut qu'aller à l'aventure! Où que tu ailles... il y aura des barrières!
Burada yapabileceğin hiçbir şey yok.
Tu n'as rien à faire ici.
Ve o konuda yapabileceğin hiçbir şey yok.
Et tu ne peux rien y faire.
Geri döneceğim ve bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok.
J'y retourne, rien ne m'en empêchera.
- Ve bombanızı da aldık. Bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok.
Nous avons eu la bombe.
Buna yapabileceğin hiçbir şey yok.
On n'y peut rien.
Bu kenar mahalle sürtüğüyle yapabileceğin hiçbir şey yok.
Vous ne pouvez rien faire avec cette pauvre moins que rien.
Tuzağa düştüler. Onlar için yapabileceğin hiçbir şey yok.
Vos amis sont ici, pris au piège, et vous ne pouvez plus rien pour eux.
Demek istiyorum ki, eğer seni şimdi istiyorsam, söyleyebileceğin ya da yapabileceğin hiçbir şey yok.
Que si j'ai envie de te prendre maintenant, tu ne peux pas m'en empêcher.
Bu sorunla ilgili yapabileceğin hiçbir şey yok Louise.
Tu ne peux pas m'aider, Louise.
- Bella, yapabileceğin hiçbir şey yok.
Vous ne pouvez rien faire.
Bir şeye dokunmasına izin verme.' Yapabileceğin hiçbir şey yok Cassiopeia.
Vous ne pourrez pas m'en empêcher, Cassiopée.
Burda yapabileceğin hiçbir şey yok.
Tu ne peux rien y faire.
Bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok.
Tu ne pourras rien y faire.
Onlar için yapabileceğin hiçbir şey yok.
Vous ne pouvez rien faire pour eux maintenant.
Sen ve ben dövüşeceğiz... Saat 3'te, ve artık yapabileceğin hiçbir şey yok.
{ \ fs72 \ b0 \ cHFFFFFF } Nous allons nous battre tous les deux je ne changerais pas d'avis
Baba, gitmeliyim ve senin yapabileceğin hiçbir şey yok.
Papa, je dois y aller.
Bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok.
Tu n'y peux rien.
İçeride yapabileceğin hiçbir şey yok.
J'ai essayé de te le dire, tu ne peux rien faire.
Yapabileceğin hiçbir şey yok.
Il n'y a rien que tu puisses faire.
Yarın geçmişte kalmışçasına, yapabileceğin hiçbir şey yok.
Comme si demain était déjà passé sans qu'on y puisse quoi que ce soit.
Delikanlı, bu oyundan çıkmak için yapabileceğin hiçbir şey yok.
Jusqu'où irez-vous pour ne pas jouer dans la pièce.
Masum olduğum gerçeğini değiştirmek için yapabileceğin hiçbir şey yok.
Rien ne changera le fait que je suis innocent!
Yapabileceğin hiçbir şey yok.
Tu ne peux plus rien faire.
Ona yapabileceğin hiçbir şey yok.
Vous ne pouvez plus rien pour elle.
- Yapabileceğin hiçbir şey yok mu?
[UNCUT] - Tu ne peux rien faire?
Güney Amerika'yı alıyorum. Yapabileceğin hiçbir şey yok.
Je prends l'Amérique du Sud, et tu n'y peux rien!
Ve onu kurtarmak için yapabileceğin hiçbir şey yok.
Tu ne peux pas la sauver.
Yasal olarak yapabileceğin hiçbir şey yok.
D'un point de vue légal, vous ne pouvez rien.
Üzgünüm ama bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok.
Je suis désolée, mais... il n'y a rien que tu puisses faire.
Ve yapabileceğin hiçbir şey yok.
Et tu n'y peux rien.
Yapabileceğin hiçbir şey yok Gündüz Gezen.
Tu n'y peux rien, celui qui sort le jour!
Yapabileceğin hiçbir şey yok mu, Stephen?
Stephen? Ou rien?
Yapabileceğin hiçbir şey yok, Joey!
- ll n'y a rien à dire.
Yapabileceğin hiçbir şey yok o yüzden arkana yaslanıp neler olacağını izle ve gör. "
"Quoi qu'il arrive, tu n'y peux rien. " Donc tu ferais bien de t'en remettre au ciel et d'attendre. "
Benim için yapabileceğin hiçbir şey yok ne yazık ki.
Laissez tomber, vous pouvez pas m'aider.
Ve efsanevi yeteneklerine saygı duymakla birlikte, Zeyna... bu savaşın olmasını engellemek için yapabileceğin hiçbir şey yok.
Tu as beau être entrée dans la légende, tu n'empêcheras pas cette guerre.
Ve beni durdurmak için yapabileceğin hiçbir şey yok.
Et tu ne m'arrêteras pas.
Andy büyüyor ve senin bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok.
Andy grandit et tu ne peux rien y faire.
- Yapabileceğin hiçbir şey yok mu?
- Vous ne pouvez rien faire? - Ils ont déjà commencé.
Yapabileceğin hiçbir şey yok.
Il n'y a rien a faire.
Baban gitti. Bunu değiştirmek için yapabileceğin hiçbir şey yok.
Ton père est mort, tu ne peux rien y faire.
Yapabileceğin hiçbir şey yok kocacığım.
Si vous n'éveillez pas l'esprit du temple, nous mourrons tous!
Yapabileceğin hiçbir şey de yok.
Et vous n'y pourrez rien.
Burada yapabileceğin hiçbir şey yok.
Tu ne peux rien faire.
hiçbir şey yok 457
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey yok mu 23
yapabilir misin 156
yapabilirim 355
yapabilirsin 546
yapabilir misiniz 22
yapabilirsiniz 38
yapabilir miyim 52
yapabilir 51
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey yok mu 23
yapabilir misin 156
yapabilirim 355
yapabilirsin 546
yapabilir misiniz 22
yapabilirsiniz 38
yapabilir miyim 52
yapabilir 51
yapabilirler 18
yapabilecek misin 17
yapabiliriz 114
yapabilirdim 21
yapabileceğim bir şey varsa 40
yapabileceğim bir şey var mı 169
yapabilir miyiz 38
yapabileceğim birşey var mı 19
yapabilirsem 24
yapabileceğim bir şey yok 101
yapabilecek misin 17
yapabiliriz 114
yapabilirdim 21
yapabileceğim bir şey varsa 40
yapabileceğim bir şey var mı 169
yapabilir miyiz 38
yapabileceğim birşey var mı 19
yapabilirsem 24
yapabileceğim bir şey yok 101
yapabileceğimiz bir şey var mı 35
yapabileceğimiz bir şey yok 76
yapabileceğim başka bir şey var mı 27
yapabileceğini biliyorum 40
yapabileceğim hiçbir şey yok 28
yapabileceğim başka bir şey yok 18
yapabileceğimin en iyisi bu 20
yapabileceğimi sanmıyorum 36
yapabileceğim bir şey yoktu 24
yapabileceğimiz hiçbir şey yok 21
yapabileceğimiz bir şey yok 76
yapabileceğim başka bir şey var mı 27
yapabileceğini biliyorum 40
yapabileceğim hiçbir şey yok 28
yapabileceğim başka bir şey yok 18
yapabileceğimin en iyisi bu 20
yapabileceğimi sanmıyorum 36
yapabileceğim bir şey yoktu 24
yapabileceğimiz hiçbir şey yok 21