Yapabileceğimin en iyisi bu translate French
97 parallel translation
İşte oldu. Korkarım yapabileceğimin en iyisi bu.
Désolée de ne pouvoir faire mieux.
Yapabileceğimin en iyisi bu.
Je ne peux pas faire mieux.
- Yapabileceğimin en iyisi bu.
On ne peut pas faire mieux.
Bu şartlar altında yapabileceğimin en iyisi bu.
C'est le mieux que je puisse faire dans cette situation.
Onlar için yapabileceğimin en iyisi bu.
C'est tout ce que je peux faire.
Yapabileceğimin en iyisi bu. Herhangi birinin de yapabileceği bu.
Si je ne peux pas faire mieux, personne ne le pourra.
Senin için yapabileceğimin en iyisi bu.
C'est le moins que je puisse faire!
- Yapabileceğimin en iyisi bu.
- Quel effet! - Je ne peux pas faire mieux.
Yapabileceğimin en iyisi bu.
C'est le mieux que j'ai pu faire. Et des plus utiles.
- Daha uzun idare etmeli. - Yapabileceğimin en iyisi bu.
- Il faut que ça tienne davantage.
Yapabileceğimin en iyisi bu.
Mieux que ça c'est impossible.
Yapabileceğimin en iyisi bu...
Je peux pas faire mieux.
- Yapabileceğimin en iyisi bu, anne.
- C'est mon maximum.
Şey... geçici bir erteleme. Yapabileceğimin en iyisi bu. Eğer ihtiyacın olan buysa.
Un arrêt temporaire, c'est tout ce que je peux faire, si c'est ce que vous voulez.
Elimdeki materyalle yapabileceğimin en iyisi bu. Onlar ilkeller.
Mais c'est ce que je peux faire de mieux avec les moyens que j'ai.
Bu kadar kısa sürede yapabileceğimin en iyisi bu.
J'ai pas le temps de faire mieux.
Şey, yapabileceğimin en iyisi bu.
Je fais de mon mieux.
Yapabileceğimin en iyisi bu.
J'ai fait de mon mieux.
Yapabileceğimin en iyisi bu maalesef.
- Beaucoup mieux.
" Ama yapabileceğimin en iyisi bu.
" Mais je ne peux pas faire mieux.
Yapabileceğimin en iyisi bu.
Candace! Dans mon bureau!
Yapabileceğimin en iyisi bu, tamam mı?
J'ai fait de mon mieux.
Yapabileceğimin en iyisi bu.
C'est le mieux que j'ai pu trouvé.
Bu şehir berbat, yapabileceğimin en iyisi bu.
Cette ville est nulle, c'est le mieux que je puisse faire
Yapabileceğimin en iyisi bu.
C'est tout ce que je peux faire.
Yapabileceğimin en iyisi bu mu sanıyorsun?
Le fouet, c'est rien, tu sais!
Berbat bir durum ama yapabileceğimin en iyisi bu.
Ça craint! Mais je fais au mieux!
Yapabileceğimin en iyisi bu.
Je crains de ne rien pouvoir faire d'autre.
Biliyorum, berbat ama şu anda sizin için yapabileceğimin en iyisi bu.
Comme tu ne reviendras pas, on le vend.
Yapabileceğimin en iyisi bu.
C'est le mieux que je pouvais faire.
- Yapabileceğimin en iyisi bu.
C'est le mieux que je puisse faire.
Yapabileceğimin en iyisi bu.
- J'y peux rien.
Bu kadar kısa sürede yapabileceğimin en iyisi buydu.
- Bonjour. J'ai pas pu faire mieux dans un délai aussi bref.
Dostum, şu anda senin için yapabileceğimin en iyisi bu.
Yo, mec, c'est le mieux que je puisse faire pour toi pour le moment.
Yapabileceğimin en iyisi bu. Neyse, herşey çok güzel ol..
Le 24, le 25, c'est bon.
Kablolar tamamen çürüdüğünden dolayı yapabileceğimin en iyisi bu. Bir okul partisinden kalma bu.
Comme nos circuits sont foutus, c'est tout ce que je peux faire, ça vient d'un bal de l'école.
- Yapabileceğimin en iyisi bu.
- J'ai pas mieux.
Ama, beynine elektrot koyup benim arkadaşlığıma verdiğin tepkileri ölçmenin dışında yapabileceğimin en iyisi bu.
Mais à moins de te planter des électrodes dans le cerveau, et d'enregistrer tes réactions à ma compagnie, c'est le mieux que je puisse faire.
Maalesef şu an yapabileceğimin en iyisi bu.
Je peux rien faire de mieux pour l'instant.
Bu yapabileceğimin en iyisi.
Mon seul but dans la vie consiste à les saisir par la queue.
Yapabileceğimin en iyisi bu.
- C'est vraiment agressif.
Bu yapabileceğimin en iyisi.
Peux pas faire mieux.
Yapabileceğimin en iyisi bu.
Je peux pas faire mieux.
- Bu yapabileceğimin en iyisi.
Je peux pas faire mieux
Yapabileceğimin en iyisi bu.
- Je ne peux pas faire mieux.
Yapabileceğimin en iyisi bu.
C'est le mieux que je puisse faire.
Yapabileceğimin en iyisi onu sinirlendirmek olur. Bu bize uyar.
Le mieux que je puisse faire, c'est l'agacer.
Yapabileceğimin en iyisi bu.
Désolée.
Tamam. Bu yapabileceğimin en iyisi.
Je ne peux pas avoir plus près.
Bu kadar kısa zamanda yapabileceğimin en iyisi.
C'est le mieux que je puisse faire en si peu de temps.
Biliyorsun yapabileceğimin en iyisi bu.
Je prends le premier avion.
en iyisi bu 75
yapabilir misin 156
yapabilirim 355
yapabilirsin 546
yapabilir misiniz 22
yapabilirsiniz 38
yapabilir miyim 52
yapabilir 51
yapabilirler 18
yapabilecek misin 17
yapabilir misin 156
yapabilirim 355
yapabilirsin 546
yapabilir misiniz 22
yapabilirsiniz 38
yapabilir miyim 52
yapabilir 51
yapabilirler 18
yapabilecek misin 17
yapabiliriz 114
yapabilirdim 21
yapabileceğim bir şey varsa 40
yapabileceğim bir şey var mı 169
yapabilir miyiz 38
yapabileceğim birşey var mı 19
yapabilirsem 24
yapabileceğim bir şey yok 101
yapabileceğimiz bir şey var mı 35
yapabileceğim başka bir şey var mı 27
yapabilirdim 21
yapabileceğim bir şey varsa 40
yapabileceğim bir şey var mı 169
yapabilir miyiz 38
yapabileceğim birşey var mı 19
yapabilirsem 24
yapabileceğim bir şey yok 101
yapabileceğimiz bir şey var mı 35
yapabileceğim başka bir şey var mı 27
yapabileceğimiz bir şey yok 76
yapabileceğini biliyorum 40
yapabileceğim hiçbir şey yok 28
yapabileceğim başka bir şey yok 18
yapabileceğimi sanmıyorum 36
yapabileceğim bir şey yoktu 24
yapabileceğimiz hiçbir şey yok 21
yapabileceğin bir şey yok 48
yapabileceğin hiçbir şey yok 18
yapabileceğini biliyordum 23
yapabileceğini biliyorum 40
yapabileceğim hiçbir şey yok 28
yapabileceğim başka bir şey yok 18
yapabileceğimi sanmıyorum 36
yapabileceğim bir şey yoktu 24
yapabileceğimiz hiçbir şey yok 21
yapabileceğin bir şey yok 48
yapabileceğin hiçbir şey yok 18
yapabileceğini biliyordum 23