Yaşlı dostum translate French
118 parallel translation
Yaşlı dostum. Bu saray kimin?
Dis, vieil homme, quel est ce palais?
Acele et yaşlı dostum.
Dépêchez-vous, mon vieux.
Fakir ve zavallı olabiliriz ama biraz saygıyı hakediyoruz yaşlı dostum.
On est pauvres, mais dignes, mon vieux.
King, yaşlı dostum.
Mon vieux King.
Uzağa ateş et, yaşlı dostum.
Videz le barillet.
Bak şimdi yaşlı dostum sadece üç günlük su kaldı.
Écoutez, mon ami, il ne nous reste de l'eau que pour trois jours.
Wilson, yaşlı dostum...
Wilson, mon vieux.
Hayal görmedim, yaşlı dostum. Sadece diyorum ki güçlü bir duyguya sahibim... gördüğüm bir çeşit... bir çeşit insandı.
Bien sûr que non, mais je te dis que j'avais la sensation viscérale... d'être en face d'une sorte de...
- Devam et, yaşlı dostum.
- Allez, viens, mon vieux Bob!
yaşlı dostum her zaman geç kaldığıma... hiç pişman değildim ama bu sefer ölümde biraz erkenci olacağım!
Je pourrai toujours me consoler. Moi qui arrivais toujours en retard, je suis pour une fois en avance par rapport à vous!
Çok naziksin, yaşlı dostum.
Quel savoir-vivre effrayant, mon vieux!
- Bu doğru mu yaşlı dostum?
- C'est ça, mon vieux?
Harcamak mı? Seni dinlemekten daha iyidir, yaşlı dostum Pox.
Fais attention, mon vieux Pox... ou je te transformerai en côtelettes de porc.
- Neden bahsediyorsun, yaşlı dostum?
L'ours est noir. - Qu'y a-t-il, mon garçon?
- Bak yaşlı dostum... kuzenim Asterix ve arkadaşı Obelix... için nefis yemeklerinden birini hazırlayabilir misin?
C'est une chance de trouver refuge chez toi. Je suis avec deux gaulois amis et nous allons prendre un repas comme tu sais si bien les faire!
Sıcak başına mı vurdu yaşlı dostum? Saçmalıyorsun.
- La chaleur vous monte à la tête?
- Sorun nedir, yaşlı dostum?
- Qu'y a-t-il, enfin?
Neler oluyor yaşlı dostum?
Que s'est-il passe, vieux?
"İyi geceler, yaşlı dostum."
Bonsoir, vieux
Britanya Elçiliğinde kıdemsiz ataşeyim, yaşlı dostum.
Attaché à l'Ambassade d'Angleterre.
- Dur bakalım, yaşlı dostum.
- Ne bougez plus.
Biz ruh ikiziyiz, değil mi, yaşlı dostum?
On est de la même espèce, n'est-ce pas, vieux frère?
Kesinlikle, yaşlı dostum.
Absolument, mon vieux.
Ee, Mark sen neler yapıyorsun yaşlı dostum?
Alors, Mark, comment tu vas, le vieux?
Eğer hala Londra'daysan görüşürüz yaşlı dostum.
Et si tu es... encore à Londres, cheerio, mon vieux.
Sakin ol yaşlı dostum.
N'angoisse pas vieux.
Zamanı geldiğinde, hazır olacağım, yaşlı dostum.
Quand le temps viendra, je serai prêt, vieil ami.
Gücünü topla, yaşlı dostum.
Gardez vos forces, mon vieil ami.
Ah sevgili, yaşlı dostum Watson. Birileri yıllar değişirken sabit kalıyor.
Le seul point fixe à travers les âges.
Muhterem dostum, Ben artık yaşlı bir adamım.
Cher ami, je suis vieux.
Dostum! Yaşlı bir kadın... bir bunak gibisiniz!
Ami... la merde est toujours de la merde!
Bu... bu o yaşlı bayan ve senin için dostum!
Cette chanson est pour ta femme et toi.
Bakın, Komiser, bu bayan çok yaşlı ve benim sevgili dostum.
Écoutez, lieutenant. Cette dame est une vieille amie.
Ay o doktorlar, hepsi sevgili dostum olur ama tüm bu yıllar boyu kibirliydiler ve yaşlıları sömürüyorlardı.
Ces médecins, qui étaient des amis très chers, étaient bien contents de sortir les vieux tous les ans.
Çok genç olmak diye bir şey yoktur dostum sadece daha yaşlı olmak vardır.
Trop jeune, ça n'existe pas. C'est juste toi qui es trop vieux.
Dostum, yaşlı bir adam San Antonio'dan şehre doğru aracını sürerken... 40 veya 50 yaşlarında bir adam... otobanda saatte yaklaşık 160 kilometreyle gidiyor... insanlara silahını sallıyor, gülerek.
Un vieux se rendait à San Antonio, un vieux de 40 à 50 ans, qui roulait à 150 à l'heure sur l'autoroute. Il brandissait un flingue devant les gens, en se marrant.
Yaşlı adamın gece 12'de sokakta ne işi var dostum?
Tu crois que tu vas trouver des vieux dans la rue à minuit?
Selam Paddy, yaşlı dostum.
Salut, l'Irlandais.
Senin yerin, yaşlı at satıcısı artık dostum! "Sizce Kilise hangi rolü üstelenecek?"
Oh, ça va être l'abattoir pour toi, mon pote!'Quel rôle a l'Eglise selon vous?
Dostum etiket adam. Şimdi olduğundan yaşlı görünüyorsun.
Eh bien, l'homme-etiquettes, on dirais que tu est blocké.
- Yaşlı Charlie'yi dostum.
- Le vieux Charlie.
Dostum yaşlılık bile olabilir ama yine de saçım ve ellerim sonun yakın olduğunu söylüyor bana.
"ô vieillesse ennemie." Ce serait peut-être même vieillesse amie, mais il y a mes cheveux.. .. et mes mains qui me disent que c'est bientôt la fin.
Tanrı, bakirlerin bakireliklerini diğer bakirlere kaybetmesini söylediyse bize orta yaşlı-fahişeleri vermeseydi, dostum.
Si Dieu avait voulu qu'on perde notre pucelage avec des vierges, il n'aurait pas créé les putains sur le retour.
Planchet. Eski dostum. Bunun için çok yaşlısın.
Planchet, mon vieil ami, tu es trop vieux pour ceci.
Tabii yaşlı görüneceğim dostum. Senden daha çok eğlendim ama.
J'ai fait plus de fêtes que toi!
Bak dostum, senin için sadece yaşlı bir kadın.
C'est qu'une vieille noire, pour toi.
Sanju benim dostum. Git ve yaşlıların yaptığı şeyi yap.
Va-y et fait ce que les vieux font.
Dostum, yengece sahip olmak için oldukça yaşlısın.
Mec, t'es trop vieux pour les morpions.
Çok yaşlısın dostum.
T'es trop vieux, mon pote.
Sakin ol yaşlı dostum.
Du calme.
O bir dostum değil, o Yaşlı bir...
Ce n'est pas un type mais un Fondateur.
dostum 6912
dostum benim 16
dostumuz 17
yaşlı 147
yaşlılar 28
yaşlıyım 21
yaşlılık 18
yaşlı adam 222
yaşlı kadın 40
yaşlı bir kadın 19
dostum benim 16
dostumuz 17
yaşlı 147
yaşlılar 28
yaşlıyım 21
yaşlılık 18
yaşlı adam 222
yaşlı kadın 40
yaşlı bir kadın 19