Yola koyul translate French
94 parallel translation
Şimdi yola koyul ve biz yetişkinleri daha fazla rahatsız etme.
et arrête d'ennuyer les grandes personnes
Yola koyul.
Grouille-toi.
Haydi şimdi yola koyul.
Allez-y, maintenant.
- Öyleyse yola koyul.
- Alors file.
- Yola koyul yoksa... - Tatsızlaşma, Fitch.
On vous a rien demandé!
Jack, yola koyul.
Jack, vas-y.
Hemen, yola koyul, hemen.
Maintenant, vas-y!
Yola koyul John. Gözlerin yolun sonuna gelmeden.
Fuis avant d'être aveugle!
Üstünü başını topla, aklına mukayyet ol ve yola koyul.
Faites ce qu'on vous dit. Ouvrez l'oeil et avancez vite.
Yola koyul evlat.
Vas-y, petit.
Sharon, üst kata git ve elbiseni giy. Şimdi, yola koyul.
Il ne faut pas me le dire alors.
- Adamlarını seç. Hemen yola koyul.
Choisissez trois hommes et partez.
Pecos'a doğru yola koyul ve ait olduğun yeri bul.
Alors vous continuez vers le Pecos, à la recherche de votre place.
Hadi yola koyul.
On y va.
Yola koyul pis İtalyan.
Fiche-le camp, macaroni.
- Yola koyul.
- Faut que tu files.
Şimdi yola koyul, en azından yedi yörünge turu yapacaksın.
Tu peux y aller, pour 7 orbites au moins.
Endişe etme. Yola koyul.
Pas étonnant que tu sois en cavale.
Yola koyul, Hanley.
Allez, Hanley.
- Çeneni kapa ve yola koyul.
- Ta gueule. Monte en voiture.
Derhal, hadi çabuk, hemen yola koyul!
"Pronto"! Allez-y!
- Yola koyul o zaman.
Fais-le pour lui.
Şimdi, yola koyul bakalım.
Allez, barre-toi!
Haydi yola koyul bakalım.
Vas-y alors.
Yola koyul, geri kafalı.
Dégage, vieux démodé.
Sonra, sabah erkenden, Hanpo geçidine doğru hızla yola koyul.
Puis tu descends au col de Hanpo à l'aube.
Yola koyul, Lefty.
Dégage, Lefty.
Sen yola koyul.
Il vaut mieux que vous partiez.
Yola koyul, hayatına geri dön. Hayatımın kadınıyla , rüyalarımın kızıyla buluşma pek de iyi geçmedi.
Prends la route pour avoir la vie sauve, et rencontre la poupée de ta vie, la fille de rêve, la raison de croire, écrit sur elle comme autant de graffiti.
Sen yola koyul başının çaresine bak artık.
Pas toucher. - River- -
Yola koyul.
Prendre la route.
Yola koyul bakalım.
Allez, amène-toi!
Tamam, peki, hadi yola koyul.
Bien, Bien, allons-y!
- Yola koyul.
- Vas-y.
İşini bitir ve yola koyul.
Alors rhabille-toi et vas-y.
Yola koyul, bebek..
Façon d'aller, petits..
Yola koyul. Adamlar, başka neler öğrenebileceklerini araştırsın ve daha sonrada cesetten kurtulsunlar.
Réfléchis à ce qu'ils auraient pu trouver d'autre et débarrasse-toi du corps
Defol git buradan. Yola koyul, D.
Je t'ai dit de te casser, D.
Sen üzerini giyin ve yola koyul.
Vous, habillez vous, Et vous ne bougez pas!
Yola koyul.
En piste!
Evet, yola koyul.
On va leur montrer à qui ils ont affaire.
Tabii, yola koyul.
Bonne idée, vas-y.
İmzala ve yola koyul.
Signe-la et pars.
Yola koyul bakalım.
Vas-y, démarre.
Ona bin ve yola koyul!
Prenez-le et partez!
Hadi yola koyul, Acele et!
- Vous pensez? - Foncez.
Yola koyul.
Magne-toi.
Şimdi hemen yola koyul, görevi berbat ediyorsun.
Sauvez le maintenant, vous faites rater la mission
Şimdi, ben bir kaç telefon ederken sen hemen yola koyul, ve uygun yetkililere ihbarını yapacağın zaman gelince, seninle temas kurarım.
- La récompense. Partez vite. Je vais passer quelques coups de fil.
Şimdi yola koyul bakalım.
Dégage!
Yola koyul.
En route!