Yola çıkalım translate French
215 parallel translation
Yola çıkalım.
On doit y aller.
Yola çıkalım!
Allez en route!
- Yola çıkalım mı?
Allons-y.
Haydi yola çıkalım.
Partons d'ici.
Bence hemen yola çıkalım.
Je dis, allons-y.
Elmaları alıp yola çıkalım.
Prenons les pommes et barrons-nous.
- Yola çıkalım.
- Enlevez-le.
- Hemen yola çıkalım.
- On va partir tout de suite.
Haydi, yola çıkalım.
Il faut y aller.
Hemen yola çıkalım, Kazar.
Mettons-nous en route, Kasar.
Hava kararıyor. En iyisi yola çıkalım.
- Bon, la nuit tombe, on devrait y aller.
Artık yola çıkalım.
On ferait mieux d'y aller.
- Yola çıkalım, Kaptan.
- On repart, commandant.
Biz de yola çıkalım.
On devrait décoller, nous aussi.
- Yola çıkalım Stebbings.
- Allons-y, Stebbings.
Hazırsanız, Assessium'a doğru yola çıkalım, adamlarım kalan yolda size eşlik edecek.
Si vous êtes prêts, nous voyagerons jusqu'à Assisium, puis mes hommes vous escorterons le reste du chemin.
Haydi çocuklar, artık yola çıkalım.
Allez, vous tous, allons-y.
Yavaş yavaş Duvar'a doğru yola çıkalım.
En direction du mur.
Yola çıkalım.
Partons.
Pekala, yola çıkalım.
Lui, on le perdra pas. Bon, en route.
Tamam, yola çıkalım.
Reprenons la route.
Merak etme, haydi yola çıkalım.
T'inquiète pas. Mettons-nous en route.
Yola çıkalım. Hemen.
Partons immédiatement.
- Öyleyse içelim ve yola çıkalım.
- Buvons et allons-nous-en.
Yola çıkalım şimdi.
Allons, en route, maintenant.
Hemen yola çıkalım.
Partons d'ici!
- O zaman yola çıkalım.
Allons-y!
- Yola çıkalım.
En route!
Fazla zamanımız yok. Söylenecek çok şey var, en iyisi yola çıkalım.
On n'a pas beaucoup de temps... et on a trop de choses à se dire, alors partons!
- Haydi yola çıkalım.
HARGE : Allons-nous en d'ici. Allez!
Eşyalarını topla güneş batmadan yola çıkalım.
Réunis tes affaires. On partira au lever du soleil.
Kamyonu yükle, yola çıkalım.
Chargez le camion, et allons-y.
Onları sırtıma yükle de yola çıkalım.
et alors nous pourrons décoller.
Haydi Hoss. Biz yola çıkalım artık.
Allez, Hoss, au boulot.
O, ben ve sen yola çıkalım.
Vous proposez quoi? Je propose toi, moi, elle...
- Yola çıkalım.
- En route.
Aşağı inip paramızı alalım ve yola çıkalım.
On descend, on se fait rembourser et on se barre.
Yola çıkalım, sana yolu gösteririm.
Je vous guiderai.
- Tamam. Tamam, o zaman yola çıkalım. Trafiğe kalmayız.
On devrait y aller tant qu'il n'y a pas trop de circulation.
Şimdi, eşyanızı toparlayın ve yola çıkalım?
Attrapez vos sacs à dos et en route.
Hadi yola çıkalım. Devam et.
- Allez-y.
Bu akşam çıkalım yola.
Partons ce soir.
- Yola bu gece mi çıkalım?
- Donc nous partons ce soir?
Yola neden ters ayakla çıkalım ki?
Il faut arroser ça.
Sabah erkenden yola çıkalım. Hazırlan.
Nous partons demain matin.
Yola çıkma zamanım geldi. - Hoşça kalın demeye geldim.
Ma péniche appareille avec la marée et je suis venue dire au revoir.
Yola çıkalı dört saat oldu. Her iki saatte bir ağlayacak mısınız?
ça va faire quatre heures qu'on roule vous allez pas pleurer toute les deux heures, non?
Bu ölüm kalım meselesi hemen yola çıkmalıyız.
Ce n'est pas comme MacKay. On ne va pas les abandonner?
O zaman yola çıkalım.
Alors allons-y tout de suite.
Çıkalım yola, hadi, kerhane çocuğu!
Mettons-nous en route, bordel!
Tamam, ona bir şaplak at da yola çıkalım.
Alors, on y va.