English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Z ] / Zor değil

Zor değil translate French

3,235 parallel translation
Satış aslında çok zor değil, tamam mı? Kağıttan bahsediyoruz.
La vente n'est pas si dure, c'est du papier.
" Fikri desteklemiş gibi görünmek zor değil...
" C'est facile de souscrire à cette idée,
Patates yetiştirmesi zor değil mi?
Ça n'est pas difficile à cultiver?
Bunu 21 yaşımdan beri yaptığım için benim için zor değil.
Et depuis que j'ai 21 ans savez-vous à quel point ça a été dur pour moi?
Çalışmak zor değil mi? Hayır.
exactement.
Diğer iş bunun kadar zor değil, imkanları da daha iyi. Yeteneklerini gösterebilmen için de uygun.
Le problème No Eun Seol est impliquée.
Çok da zor değil.
Pas de problème.
Adamları takip etmek o kadar da zor değil.
Ils sont assez faciles à pister.
O kadar zor değil, doğru mu?
C'était pas si dur.
Zor değil.
Ce n'est pas difficile.
Arkadaşına söyle istedikten sonra bulması zor değil.
Dis à ton ami que s'il en veut vraiment, c'est pas compliqué à trouver.
Evet öğrenecek, sonra ne yapacağını tahmin etmek zor değil!
Je sais, et justement, imagine un peu ce qu'il va faire!
Zor değil ki.
C'est pas compliqué.
O kadar da zor değil!
Qu'on en finisse!
Küçük düşürüyor ve tam tembel işi ama küfür etmek zor değil.
C'est nul, ça n'a pas de classe, mais ce n'est pas difficile.
Zor değil, eğer seninle birlikte ise gayet kolay.
Ce n'est pas dur, s'il est à vos côtés. C'est facile.
Hey, gerçekten çok zor değil gençler.
C'est pas si difficile.
Bu o kadar zor değil.
Ce n'est pas bien difficile.
Ortak paydayı tahmin etmek pek de zor değil aslında, değil mi?
Ce n'est pas difficile de deviner le dénominateur commun, n'est-ce pas?
- O kadar da zor değil.
- C'est simple, merde!
O kadar da zor değildi, değil mi?
C'était pas trop dur, si?
Sandığın kadar zor değil.
Ce n'est pas aussi dur que tu le penses.
Bu Chamber of Secrets kadar zor değil, değil mi?
C'est pas vraiment la chambre des secrets, hein?
O kadar da zor değil.
Et bien, ce n'est pas si dur
Kocam anlaşılması çok zor biri olabiliyor, öyle değil mi?
Mon mari n'est pas facile à cerner, n'est-ce pas?
- Zor bir soru değil, çocuğun var mı?
C'est pas une question difficile.
Nasıl zor bir işmiş, gördün değil mi?
Tu as vu ce qu'était le travail.
Kulağa tuhaf geliyor, inanması zor biliyorum. Bilimsel olarak da açıklanabilecek bir durum değil ama hepsi gerçek.
Je sais que la situation est impossible, scientifiquement incroyable et étrange.
Küresel çapta tanınan biri dururken başka birine güvenmek yönetim kabiliyeti eksikliğine delalet etmiyor mu? Üstelik aday halef nitelikli bile değil. Bunu anlamak cidden zor, değil mi?
Le Directeur Cha Moo Won qui ont tous été de grandes réussites. ou bien prendre en compte une personne moins qualifiée pour prendre la direction de la compagnie? mais j'aimerais également m'exprimer. je n'ai plus l'énergie pour m'impliquer dans ces longues réunions. pourquoi ne pas accepter sa décision? croyez-moi. comment un tel fainéant pourrait gérer une compagnie?
Ağlaman için ölmem mi gerek? O zaman işimiz bitti, değil mi? Lisenin son yılında arkadaşlık ilişkileri zor olsa gerek.
maintenant? ça n'a pas dû être facile de vous faire des amis.
Zor oldu değil mi?
C'est un peu dur, non?
- Hiç komik değil. Zavallı çocuk zor kazandığı parasını bana harcıyor.
Il a dépensé tous ses sous pour moi, c'est triste.
Zor değil.
Pas de souci.
Tamam, buna inanmak sana çok zor gelecek ama bu senin yüzün değil.
Tu vas avoir du mal à le croire... mais ce n'est pas ton visage.
Biliyorum. İnanmak zor, değil mi?
Oui, c'est difficile à croire.
Zor durumda filan değil.
Elle n'est pas désespérée.
O kadar zor bir iş değil.
C'est pas sorcier.
- Zor değil
Je t'aime.
Zor değil.
C'est simple.
Problemlerini kendine sakla, seni pis sapık! Çok zor birşey değil di mi? - Neler oluyor burada?
Gros dégueulasse, tu fais plus le malin!
Zor olduğunu biliyorum ama kahramanlar zor seçimler yapmalıdır, değil mi?
Je sais que c'est dur, mais les héros doivent prendre les décisions difficiles, non?
Sabahları bu kadar zor geçmek zorunda değil.
Se lever ça fait pas mal.
Hâlâ inanması çok zor değil mi?
C'est toujours difficile à croire, hein?
Kendini bir tür zor duruma soktun, değil mi, Logan?
Tu t'es mis dans le pétrin, pas vrai, Logan?
Çok zor olmadı, değil mi?
Ce n'était pas si difficile que ça.
Zor bir bulmaca olması ve çözmek için düşünme gerektirmesi önemli değil.
Ce n'est pas important que ce soit une énigme compliquée qui demande un peu de réflexion pour être résolue.
Her ne kadar böyle bir işleme değer biçmek epey zor olsa bile. Öyle değil mi?
Mais il est difficile de mettre un prix un sentiment d'être complète, n'est pas la même
Deliliğe kapılmamak zor, değil mi?
Difficile de garder de la distance, n'est ce pas?
Önceden de zor zamanlardan geçtik, değil mi?
On a traversé des moments difficiles par la passé, n'est ce pas?
O kadar da zor olmadı, değil mi?
Ce n'était pas si dur, n'est-ce pas?
Burada oturup psikolojik bir patlama yaşamayı beklerken bana bakıcılık etmek çok zor bir şey değil yani.
Tu sais, il n'en faut pas beaucoup pour jouer les nounous avec moi. Pendant que j'attend asssis ici d'avoir une pause psychopathe.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]