Çok hassastır translate French
181 parallel translation
Bayan sorulara karşı çok hassastır bu yüzden ona göre davranmalısın.
La dame en question est très sensible et vous devez la traiter avec tact.
- Onların yaşlarında beyin, çok hassastır.
A leur âge, on est sensible.
Yine de anlıyorsunuz değil mi? Zavallı Edwin çok hassastır.
Son oncle est d'une susceptibilité!
Evet, kızına karşı çok hassastır. Güverteye çıkmasına bile izin vermez.
Arkadin est très strict avec Raina.
Bir gün bize bağırıp çok kaba şeyler söyledi. Sesinin tonu Adolphe'ı ürkütmüş olmalı. Bilirsiniz, engerekler müziğe karşı çok hassastır.
Un jour, il hurlait particulièrement méchamment, et une petite note de sa voix a dû irriter Adolphe, les vipères sont des reptiles sensibles à la musique, bien plus qu'on ne le pense.
Çok hassastır. Eğer çok kızışırsa manyetik devresi tamamen yanabilir.
Si on la contrarie, son système magnétique a des crises de nerfs.
Palavra. Hipnoz altında insanlar telkin gücüne karşı çok hassastır.
Par hypnose on peut arriver à faire croire qu'on l'est.
Gülümseyin, efendim. Kendisi çok hassastır.
Souriez, il est sensible!
Çok hassastır. Babam buna çok düşkün ve çok pahalıdır.
Mon père y tient.
- Çok hassastır, hepsi bu.
Elle est sensible, c'est tout.
Tetiği çok hassastır.
Ils te cherchent maison après maison.
İnsan denen makine çok hassastır.
Notre corps est une machine délicate.
Müşteri ve menajer arasındaki ilişki çok hassastır. Çok hassas.
Vous savez, les relations entre agents et clients sont trés délicates.
Tetiği çok hassastır.
La gâchette est sensible.
Teyik çok hassastır, ama silah ateşlendiğinde feci geri teper, buna hazır ol.
Il a la gâchette facile, mais attention au recul.
Ted çok fazla ilişki yaşamak için çok hassastır.
Ted peut pas courir deux lièvres à la fois.
Çok hassastır.
Elle est très sensible.
- Çok hassastır.
- Elle est très susceptible.
Sana kutundan çıkma demiştim benim oğlum çok hassastır...
Je t'avais dit de rester dans ta boîte. Mon fils est très délicat.
- Kariyerim çok hassastır...
- Mon travail est confidentiel...
Çok hassastır, Lucas.
II est fragile, Lucas.
Lester çok hassastır.
Lester est tres sensible.
Çok hassastır, çok.
Il s'attache trop facilement.
Bu nedir? O çok hassastır.
Qu'est-ce que c'est que ça?
- Rica ederim. Çok hassastır... saati söylemek için ideal.
C'est très précis... parfait pour dire l'heure dans le train.
Çok hassastır o.
Il est très sensible.
Legaranlılar protokol hususunda çok hassastır.
Les Legarans sont très sensibles en matière de protocole.
Ama benim cildim çok hassastır.
Mais j'ai Ia peau sensible.
Kulaklarım çok hassastır.
Mes conduits auditifs sont sensibles.
çok hassastır!
Faut pas exagérer quand même.
Her zaman çok hassastır müzikal, edebi, sanatsal anlamda.
Elle a toujours été sous tension... musicienne, littéraire, artiste, mais normale.
Çok ama çok hassastır.
C'est très délicat.
- Çok hassastır.
- Elle est plutôt sensible...
Kaktüs küçükken... çok hassastır. Bu işin bir sırrı var.
Y a un secret.
Çok hassastır.
Il a toujours été sensible.
İdari bölümdekiler arşiv konusunda çok hassastır.
Nos patrons sont très chatouilleux à propos des archives.
Yanık mağdurları enfeksiyonlara karşı çok hassastır.
Les grands brûlés sont sujets aux infections.
Ama olayın tamamını göz önüne alırsak ; kutup bölgesi, çevresel değişimlere karşı çok hassastır.
Mais en tant que tout, l'arctique est très sensible aux variations.
Bu konuda çok hassastır.
- Il n'aime pas en parler.
Bu çok hassastır.
C'est très fragile.
Yanıtına dikkat et ama. Egom çok hassastır.
Attention à ne pas blesser mon ego.
Yağmur ormanları çok hassastır.
La forêt est très fragile.
Yağmur Ormanları çok hassastır. Onları korumak için önlem almalıyız.
La forêt vierge est très fragile, elle doit être protégée.
Yakışıksız bir hareket ismi lekeler ama isim yine de kalır oysa para çok daha hassastır.
Tu dis des sottises. - Il t'aime toujours? - Juan?
- O çok hassastır.
Il est très susceptible.
Ama rahip bu tür şeylere çok hassastı... gelişimi sırasında ağır yaralandı. ve ölmek üzereydi
Le Vénérable en sortit affaibli.
O, yüzü konusunda çok hassastır.
Son nez lui donne des complexes.
Gözlerimiz parlak ışığa karşı çok hassastır. Rashella.
Cette station est en phase deux.
Pardon! Hey, ufaklık, bu aletler çok hassastır.
Noodles, c'est fragile, ça.
Catherine çok nazik ve hassastır.
Catherine est très douce et très gentille.
Ama aşk çok hassastır.
L'amour est une chose très délicate.
çok hoşsun 64
çok heyecanlıyım 140
çok hastayım 35
çok hoşuma gitti 64
çok hoş 795
çok havalı 33
çok hoşuma gidiyor 19
çok hoş görünüyorsun 55
çok hoşuna gidecek 20
çok hoşsunuz 21
çok heyecanlıyım 140
çok hastayım 35
çok hoşuma gitti 64
çok hoş 795
çok havalı 33
çok hoşuma gidiyor 19
çok hoş görünüyorsun 55
çok hoşuna gidecek 20
çok hoşsunuz 21
çok hasta 99
çok heyecanlandım 55
çok hoşuma gider 34
çok harika 48
çok heyecanlı 80
çok hoş bir kız 25
çok hızlısın 42
çok hoş olur 23
çok hoş değil mi 27
çok haklısın 247
çok heyecanlandım 55
çok hoşuma gider 34
çok harika 48
çok heyecanlı 80
çok hoş bir kız 25
çok hızlısın 42
çok hoş olur 23
çok hoş değil mi 27
çok haklısın 247
çok heyecan verici 71
çok hoşlar 25
çok hızlı 94
çok hoş biri 33
çok hassas 27
çok hafif 28
çok heyecanlıydı 27
çok hoştu 69
çok haklısınız 85
çok haklı 59
çok hoşlar 25
çok hızlı 94
çok hoş biri 33
çok hassas 27
çok hafif 28
çok heyecanlıydı 27
çok hoştu 69
çok haklısınız 85
çok haklı 59