English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ç ] / Çok merak ettim

Çok merak ettim translate French

243 parallel translation
Seni çok merak ettim.
Je m'inquiétais. Tu n'as pas écrit.
Seni çok merak ettim, sevgilim. Güvende olduğundan emin olmak istedim.
Je voulais m'assurer que vous étiez en sécurité.
Çok merak ettim.
Je me le suis souvent demandé.
Nereye gittin? Çok merak ettim.
J'étais si inquiète.
Çok merak ettim.
Je m'inquiète.
Git hadi, çok merak ettim de!
Dites que je suis trop curieuse!
Jerry, çok merak ettim.
J'ai hâte de voir ce que c'est.
Seni çok merak ettim.
- Je m'inquiétais.
Ne demek istedi? Çok merak ettim?
Qu'est-ce que ça peut être?
Çok merak ettim.
- Papa.
Çok merak ettim, evlenmeden önce onunla yattın mı?
Avant de l'épouser, tu avais déjà couché avec lui?
Afedersiniz bay Massa, çok merak ettim, nasıl bu kadar hızlı çalışabiliyorsunuz?
Comment faite-vous pour tenir la cadence?
Çok merak ettim.
Où as-tu disparu?
Sağlığını çok merak ettim.
Je me faisais du souci pour votre santé.
Evet, yükseklik korkusu vardır. Kendisini çok merak ettim.
Oui, elle a le vertige, Je m'inquiète pour elle,
Gerçekten çok merak ettim.
Allez, je meurs de curiosité!
- Seni çok merak ettim.
J'étais morte d'inquiétude.
Çok merak ettim.
Senorita, j'étais très inquiète.
Çok merak ettim, niye 4 numaraya geçmedin?
Pourquoi tu ne veux pas du 4?
Diğer kuşun nereden geldiğini çok merak ettim.
Je serais intéressé de savoir d'où provient l'autre bête.
Çok merak ettim çorba çok lezzetli, öyle değil mi?
Je suis très intriguée. Quant à cette soupe, elle est délicieuse, non?
Anticlimax, kendi adıma seni çok merak ettim.
Jolitorax! J'étais en dehors de mes esprits avec anxiétude.
Çok merak ettim. Kim bilir?
- Qui sait?
Seni çok merak ettim.
Je m'inquiétais.
Son iki gündür neredeydin, seni çok merak ettim.
Où t'étais depuis deux jours, je m'inquiétais.
- Çok merak ettim.
- Oui. J'étais inquiète. Il est tard.
Seni çok merak ettim.
- J'étais si inquiète.
Seni çok merak ettim!
J'ai failli mourir d'inquiétude!
Tanrım, Nadine, Seni çok merak ettim.
Nadine, j'étais si inquiet pour toi.
Çok merak ettim.
J'étais inquiet.
Seni çok merak ettim. Bizi...
Je me fais du souci pour toi... pour nous.
Danny, çok merak ettim.
Danny, j'étais tellement inquiète.
Araman gerekirdi. Çok merak ettim.
Il fallait m'appeler, je m'inquiétais.
Seni çok merak ettim.
J'étais si inquiète.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm, ama seni çok merak ettim.
- Pardon de te déranger. Mais j'étais inquiète.
Yün kırpma makasıyla saçları kesmiş. Bu adamı çok merak ettim doğrusu!
Il lui a coupé les cheveux avec des ciseaux cranteurs.
- Seni çok merak ettim.
- Je me faisais du souci pour toi.
Çok merak ettim.
J'étais préoccupée.
Tepedeki şu harabe çiftliği çok merak ettim.
À propos de ce vieux ranch, là-bas.
Oh, çok üzgünüm, ama şarkınızı çok beğendim ve bana da söyleyebilir misiniz diye merak ettim.
Très, très, très grossier. Pardon, mais j'ai beaucoup aimé votre chanson et je me suis dit...
Ama çok ani bir karar verdiniz. Ben de merak ettim.
Votre décision si soudaine... m'a beaucoup intrigué.
Bu çok kötü. Yakınlarda bir işim vardı ve nasıl olduğunu merak ettim.
Je ne faisais que passer pour voir comment elle allait.
Seni çok seviyorum ve merak ettim sen, en az Sharon'ı sevdiğin kadar beni de sevebilir misin, lütfen?
- De Monterey, en Californie. - C'est chouette.
Çok sessizdin, neredeydin, merak ettim.
Je me demandais où tu étais.
Seni çok merak ettim.
Je m'inquiétais pour toi.
Pek çok defa merak ettim benim Dan, Gene gibi petrol bulsaydı ne olurdu diye.
Je me suis souvent demandée... si Dan avait eu la chance de Gene.
Ne oldu anlatsana? Çok merak ettim. Düşünmekten bir hâl oldum.
Secoua toute chose vivante sur Terre, et personne n'a été sauvé par la retrouvaille promise, et personne n'a été protégé, par la main tendue,
Av merakım yüzünden hayatımdaki bir çok şeyden fedakârlık ettim.
J'ai fait beaucoup de sacrifices pour pouvoir m'y adonner.
Çok uzun süre yoktun, merak ettim.
Tout ce temps parti, je m'inquiétais.
Çocukları çok seven bir karın var. Sadece çocuğunuz olup olmadığını - merak ettim.
Votre femme adore les enfants, en avez-vous?
Sizi çok merak ettim.
On s'inquiétait.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]