Çok sıkıcı translate French
5,837 parallel translation
Çok sıkıcıydı.
C'était d'un ennui.
Annemlerin ödü bokuna karıştı ama ben hiç siklemedim. Bu çok sıkıcı falan oldum.
Toute ma famille avait les chocottes et moi je me dis : "Rasoir!"
Kral olmak çok sıkıcı olabiliyor!
Être roi peut être tellement ennuyeux!
- Bu çok sıkıcı.
- C'est si...
Gazetecilik çok sıkıcı.
Le journalisme, c'est ennuyeux.
Liseli çocuklar çok sıkıcı.
Les lycéens sont ennuyeux.
Hayat onlar olmadan çok sıkıcı.
La vie est tellement chiante sans surprises.
Bir cadıya göre, ikiniz de çok sıkıcı tiplersiniz.
Pour des sorcières, vous êtes des trouillardes.
Rahibeliğin çok sıkıcı olacağından korkuyordum ama bu çok heyecanlıydı.
J'avais peur qu'être sœur soit ennuyant, mais ça, c'était enlevant.
Annen de çok sıkıcı.
Maman est ennuyante, de toute façon.
Oğlum çok sıkıcıyız biz, Bruce olsa ne diyeceğini bilirdi.
♪ Tes yeux sont comme un chantier ♪ ♪ Avec des camions, des pelleteuses des grues ♪ T'es nul pour ça. Bruce saurait exactement quoi dire!
Beyler bu dizi çok sıkıcı.
Les gars, venez! Ce spectacle est vraiment ennuyeux!
Bu çok karışık.
C'est trop compliqué.
Bu küçücük delikten içeriye çok az ışık girebiliyordu ancak bu, gözün hassas iç yüzeyinde belli belirsiz bir görüntü oluşması için yeterliydi.
Seulement une petite quantité de lumière pouvait entrer dans le trou, mais c'était assez pour avoir une image tamisée sur la surface sensible à l'intérieur de l'oeil.
Dişleri, onun amını ısırdığın zaman olduğu gibi keskindi. Çok soğuk, karanlık ve bir orman gibi ıslaktı.
Ses dents tranchantes comme les tiennes quand tu as mordu sa chatte et c'est si froid et sombre et humide comme la jungle.
Bu odanın dışına ilk kez çıkıyorsun. Her şey sana çok yeni gelecek. - Sakin olmaya çalış.
C'est ta première véritable sortie hors de cette pièce et tout va être vraiment nouveau pour toi, donc... essaye de rester calme, d'accord?
Hayatım çok karışık, ve bunun bir kişisel tercih olduğunu biliyorum. ama sanki bu kez bu seçimi geri alabilirmişim gibi geliyor.
Ma vie est un énorme bordel, et je sais que c'était un choix personnel, mais je sens qu'il est peut-être temps pour moi de changer de choix.
En son ne zaman bir kız çok çalışıyor diye onu düşünüp 31 çektin?
C'était quand la dernière fois que tu t'es tapé une nana parcqu'elle bossait dure?
- Bunlar gerçekten çok sıkı! - Evet.
- C'est vraiment serré.
Kış mevsiminde olduğumuzu hatırlayın, ayrıca hipotermi çok can sıkar.
Après tout, c'est l'hiver, et l'hypothermie, ça fait mal.
Çok kısaymış.
C'est plus que suffisant.
Ama şu an bu mahkeme salonunda bir kadın var azıcık bir sarışın mükemmelliği hafifçe pudra şekeri ekilmiş ve çok iyi biçimlendirilmiş meyveli çörek gibi rozeti ile burada duruyor.
Mais il y a un femme dans cette salle d'audience, en ce moment même, une petite tranche de perfection blonde, un beignet parfaitement formé légèrement saupoudré de sucre glace et un badge.
Çok çığırtkan bir kişilik değil yine de 1999'da Yeni Cumhuriyet için yazdığı oldukça savaş yanlısı olan kısa bir makale bulduk.
Pas le genre à se faire remarquer, bien qu'on ait déterré un article qu'elle a écrit en 1999 pour New Republic : plutôt acerbe.
Tasha, eğer burada kalırsın başarısız olduğunu düşüneceksin ve bu çok can sıkıcı.
Si tu emménageais ici, ce serait un terrible sentiment d'échec pour toi, ce serait trop dur à gérer...
Durumlar çok karışık.
- C'est compliqué.
- Her şey çok karışık.
C'est très compliqué.
Çok sıkıcılar.
Très ennuyeux.
Bugün gördüğümüz, Samanyolu'nun çekirdeğinden gelen ışık çıkış noktasını terk ettiğinde atalarımız ölümü mağlup etmenin bir yolunu geliştiriyorlardı. Bunu da kendilerinden çok uzun zaman sonra geleceklere ilham verme gücüne sahip sanatla yapıyorlardı.
La lumière que nous voyons aujourd'hui venant du coeur de la Voie Lactée en est partie... quand nos ancêtres perfectionnaient une façon de vaincre la mort... en créant un art puissant pour inspirer ceux qui viendraient longtemps après eux.
Ve söylentilere göre albümün çok satmasa bile en iyi çıkış yapan kadın sanatçı olabilirmişsin.
Et la rumeur veut que ça puisse être les plus grand débuts par une artiste féminine, Même avec la baisse des ventes d'albums.
Okul çıkışında eğer çok meşgul değilsen uğrayıp fizik notlarını bana bırakabilirsin.
Et puis, si tu n'es pas trop occupé après les cours, peut-être que tu pourrais passer chez moi et me passer tes cours de Physique.
Bir Mısırlıyla çıkıyor, böylece... orada neler olup bittiğini çok iyi biliyor.
Elle sort avec un Egyptien, du coup elle est super consciente de ce qui se passe là-bas.
Bundan çok daha karışık baba.
C'est plus compliqué que ça, papa.
Hayır, bu çok sıkıntılı bir iş.
Non. C'est vraiment intense ce que j'ai à faire.
Çok can sıkıcıydı ama hepsi bir oyun.
C'est terriblement énervant, mais...
Elaine, bunun çok zor olduğunu biliyorum ancak sence gerçekten biz yanlış kişiyi mi yaktık?
Elaine, je sais que c'est très dur... mais tu crois vraiment qu'on a incinéré la mauvaise personne?
Her şey aynı anda yıkılmaya başladığında başa çıkmak çok zor.
Quand tout s'écroule, c'est pas facile à gérer.
- Bu sırrı olması çok yazık.
- C'est dommage, mais il a ce secret.
Çalıştığım alanda, insanların kırgınlıkları en yakınlarından çıkardığını çok gördüm.
Je vois souvent dans mon travail des gens s'en prendre à ceux qui leur sont proches.
Dinle, kızlar suyatağı gibidir,... ve samuray kılıcı şöminenin üstünde çok şık durur.
Je sais qu'on viens juste de se rencontrer... Mais, je veux vivre avec vous, Bill. Je vous ai choisi.
Bay Lowe, tek parça halinde döndüğünü görmek çok güzel. Yine de duyduğuma göre kıl payı kalmış.
M. Lowe, content de vous voir en un seul morceau, c'était tendu, à ce qu'on dit.
Bak, bu çok uzun bir hikaye, Jana ve sanırım zamanımız kısıtlı, değil mi?
C'est... une très longue histoire, Jana, et je suppose que l'on n'a pas beaucoup de temps.
Acayip sıcaktı. Çok gürültülüydü, çok fazla çığlık vardı.
C'était incroyablement chaud, très fort, beaucoup de cris.
Bu çok can sıkıcı.
C'est déprimant.
FBI sorgulamalardan yetkiyi almak için devreye girecek ve şehre giriş ve çıkış yapan tüm ulaşım yollarını durduklarını havalimanı kayıtlarını incelediklerini biliyoruz. Çok üzücü bir iş tabii.
Le FBI est intervenu pour prendre en main qu'ils ont bloqué tout déplacement entrant et sortant de la ville et parcourent les enregistrement d'aéroport, un travail très fastidieux...
Çıktığım kızların sayısından daha çok güncelleme yapacağım. Yani anasının amı kadar.
Je vous tiendrai plus au jus que mes nombreuses conquêtes, c'est pas peu dire.
Çok alışılmadık bir şey.
C'est peu probable.
Aaron, Stanford'a bilim insanı olmak üzere girdi ve karşısında çok başarılı lise öğrencileri için çocuk bakıcılığı yapılan bir program buldu. Bu kişiler dört yıl sonra endüstriye önderlik edecek kimselerdi, % 1'lik kısım yani.
Aaron, je pense, est arrivé à Stanford prêt à suivre des études et s'est finalement retrouvé dans un programme de "baby-sitting" à destination de lycéens surdoués, qui sont destinés à devenir, après quatre ans, de grands entrepreneurs et faire partie des "1 %"
Her şeye sıfırdan başlamıştık. Kullanıcısı, parası ya da kodu yoktu. Gün be gün büyüyerek çok popüler bir site haline geldi.
Pas d'utilisateurs, pas d'argent, pas de code, et on devenait de jour en jour un site web extrêmement populaire.
Dış görünüşle ilgilenmemek çok nadir kabalık sayılır.
C'est si rare que ce serait impoli de ne pas y assister.
Ya gerçekten çok karışık ve dahice bir plan yaptıysam?
Peut-être que c'était une sorte de plan super compliqué et ingénieux.
Hayır, çok sıkı.
Non c'est... c'est trop serré.
çok sıkıcısın 19
sıkıcı 188
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok şükür 211
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
sıkıcı 188
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok şükür 211
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
çok şıksın 21
çok sağ ol 161
çok sıcak 332
çok sıkıldım 24
çok şekersin 24
çok şirin 126
çok sevimlisin 28
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sert 55
çok sağ ol 161
çok sıcak 332
çok sıkıldım 24
çok şekersin 24
çok şirin 126
çok sevimlisin 28
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sert 55
çok sevinirim 68
çok sakin 32
çok severim 65
çok şanslısın 138
çok sağolun 79
çok şirinsin 33
çok şanslıyım 39
çok soğuk 224
çok şaşırdım 153
çok safsın 39
çok sakin 32
çok severim 65
çok şanslısın 138
çok sağolun 79
çok şirinsin 33
çok şanslıyım 39
çok soğuk 224
çok şaşırdım 153
çok safsın 39