English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ç ] / Çok şanslısın

Çok şanslısın translate French

1,320 parallel translation
Bu gece çok şanslısınız bayanlar.
Vous vous débrouillez bien.
- Çok şanslısın değil mi probakto?
- Content pour toi, espèce de probakto!
Askerlerim, çok şanslısınız.
Vous avez de la chance.
Çok şanslısın.
- T'as trop de chance. - Ah?
Bu kadar harika bir ailen olduğu için çok şanslısın, Isabel.
Tu as tant de chance d'avoir une famille si merveilleuse.
Şunu eklemeliyim ki genç adam... Bu insanların bugün burada olmasından dolayı çok şanslısınız... Sizin geleceğinizi düşünen ve...
Je devrais ajouter, jeune homme... que vous avez de la chance car ces gens, ici présents... s'intéressent à votre avenir... et vous ont témoigné leur confiance.
Sanırım çok şanslısın.
C'est ton jour de chance.
- Evet, çok şanslısın.
- Veinard.
Sadece incindiği, kırılmadığı için çok şanslısın.
Heureusement, vous ne l'avez pas cassée.
- Dostum, annen alkolik olup gittiği için çok şanslısın.
Dis donc... T'as du pot d'avoir une mère alcoolique et en vadrouille.
Zeyna gibi bir annen olduğu için çok şanslısın...
Tu as de la chance d'avoir Xena pour maman.
İkiniz de çok şanslısınız.
Vous avez de la chance.
Kendini şanslı say. Sana bakacak zengin birini bulduğun için çok şanslısın.
Tu peux t'estimer heureuse, ma chère vraiment chanceuse d'avoir un fiancé plein aux as pour s'occuper de toi.
Burada olduğun için çok şanslısın.
Et vous avez de la chance d'être là.
Çok şanslısın ha!
Quelle chance! La balle a ricoché.
Çok şanslısın.
Tu as vraiment de la chance.
Ah, çok şanslısın.
Vous avez de la chance.
- Sana karşılık veremediğim için çok şanslısın.
- T'as de la veine
- Lanet olsun Loni, çok şanslısın.
- Loni, tu as de la chance.
- Daha önce hiç sorun yaşamamıştık. - Çok ama çok şanslısınız.
Ces ascenseurs ont toujours bien marché.
Şişko Louie. Çok şanslısın. Ailenin kimler olduğunu biliyorsun.
Gros Louie... tu as de la chance de ne pas connaître tes parents.
Çok şanslısın.
Quel bol.
Çok şanslısınız, Bay Smith.
Vous avez eu de la chance.
Hep böyle yemekler yediğiniz için çok şanslısınız.
- Manger ainsi chez soi, quelle chance!
Böyle bir baban olduğu için çok şanslısın.
Sois heureuse d'avoir eu un père comme le tien.
Böyle bir takıma sahip olduğun için çok şanslısın.
Le vrai jackpot cette super équipe.
Çok şanslısın.
Tu as tellement de chance.
Ne istersen yapacakmış, çok şanslısın!
Elle fera tout ce que vous lui demanderez. Vous êtes si chanceuse!
Siz sanal çocuklar çok şanslısınız.
Vous avez de Ia chance d'etre virtuels.
Sizinle görüşmeyi kabul ettiği için çok şanslısınız.
Vous avez beaucoup de chance qu'elle ait consenti à vous laisser l'interviewer.
Çok şanslısın.
Vous avez vraiment de la chance.
Evet çok şanslısın.
Oui. Tu as beaucoup de chance.
Çok şanslısın. Onun gibi bir adam bulduğun için.
Tu as de la chance, un type comme lui.
- Bugün çok şanslısın, Spike.
- C'est ton jour de chance.
Çok, çok şanslısın.
Tu as beaucoup de chance.
Sizin adınıza çok mutluyum. İkiniz de çok şanslısınız.
Je suis si content pour vous deux et vous avez tant de chances.
Çok şanslısın.
[UNCUT] Tu as beaucoup de chance.
Ona sahip olduğun için çok şanslısın.
Tu n'imagines pas la chance que tu as.
Var tabi. Çok şanslısınız.
Mais c'est un plaisir de vous accueillir, jolies dames.
Tanrım! Benimle evlendiğin için çok şanslısın!
Tu as tellement de chance de m'épouser.
Tanrım, çok şanslısın.
Tu es béni des Dieux!
Onunla evli olduğun için çok şanslısın.
Vous avez de la chance de l'avoir.
- Çok şanslısın, biliyor musun?
- Tu as de la veine.
- Kızınız çok şanslıymış.
- Votre fille a eu de la chance.
Gitmediğin için şanslısın. Geçen sene kardeşim gitti, orada o kadar çok kan varmış ki bayılıp kalmış.
Y avait tellement de sang qu'il s'est évanoui.
Çok tatlı olduğun için şanslısın.
Tu as de la chance d'etre mignon.
Beyler, hepiniz çok sıkı çalıştınız... şanslılar arasına girdiniz, sizler seçilmiş olanlarsınız.
Messieurs, vous avez tous très bien travaillé. Et vous êtes les élus parmi les fortunés.
Çok şanslısın.
Vous en avez de la chance.
Çok şanslıyız ki, bu sömestr dersimizde özel bir konuğumuz var, ve bu kişi Borg'un kitabını yazmış olan
Ce semestre, nous avons la chance d'accueillir un grand professeur. La femme qui a écrit le livre sur les Borgs.
Kullandığın büyüler senin anlayabileceğinden çok daha şiddetli etkiler yaratır,... ve sen hala yaşadığın için şanslısın, seni saf küstah amatör!
La magie que tu as invoquée est bien plus puissante que tu imagines et tu as de la chance d'être en vie, espèce d'amatrice arrogante!
Çok şanslısın!
Voilà!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]