Öyleydin translate French
564 parallel translation
- Tabii, tabii ki öyleydin.
- Bien sûr. - Tu vois?
- Öyleydin, çok şişmandın.
- Très grosse.
Tabii ki öyleydin. Onu çok seviyordun zaten.
En fait, tu l'aimais énormément, ce gamin...
Onun evcil hayvanısın ve her zaman öyleydin.
Tu as toujours été son chou-chou.
Hep öyleydin.
Tu l'as toujours été.
Evet, öyleydin.
Oui, tu l'étais.
Hep öyleydin. Sence uyduruyor muyum?
Tu n'as pas changé Penses-tu que j'ai inventé ça?
Sinirlerin bozulana kadar öyleydin.
Jusqu'à ce qu'on perde ses nerfs.
Sen domuz kafalının tekisin. Bu kötü ve herzamanda öyleydin.
Tu as toujours été une tête de lard!
- Sen bir yalancısın. Her zaman öyleydin.
Tu as toujours été une menteuse!
Eminim öyleydin, Maggott.
Sans doute.
- Evet öyleydin. Güzel bir akşamdı.
Cet inspecteur était gentil.
- Hayır. - Eskiden öyleydin ama.
- Tu les courais autrefois.
Belki de öyleydin.
Vous l'étiez peut-être.
Evet, öyleydin.
Oui, c'est vrai.
Evet, öyleydin.
- Exact, c'est bien toi! Tout en finesse.
Sense kendini kaybederdin. Beşikteyken bile öyleydin.
Toi, tu t'es toujours effondré, depuis le berceau.
- Öyleydin.
- Mais si.
- Hep öyleydin.
- Ce n'est pas nouveau!
Gerçekten öyleydin!
Tu lui ressemblais vraiment!
- Harikaydın. - Hayır, değildim. - Elbette öyleydin.
j'étais émue de te savoir dans la salle.
- Gerçekten öyleydin, Emma.
tu as été sensationnelle!
Her zaman öyleydin, her zaman öyle olacaksın.
Depuis toujours, et pour toujours.
Öyleydin, ha?
- C'était vrai. Vraiment?
İnanamıyorum. - Gerçekten öyleydin.
- Tu m'as entendue parler?
- Öyleydin!
- En effet!
En azından öyleydin.
Du moins tu l'étais.
# Beş para etmezin biri. Hep öyleydin, öyle de kalacaksın!
Une malpropre et un païen!
Bir zamanlar atlı polislerden olduğunu biliyorum. Sen de mi öyleydin?
De la police montée?
Zaten öyleydin!
Tu l'avais déjà!
Öyleydin...
Tu étais...
Sen de öyleydin.
Tu l'étais aussi.
- Kesinlikle öyleydin! Bunu nasıl başardın?
Comment as-tu fait?
Şu ana kadar öyleydin.
Enfin, vous l'étiez...
Daima öyleydin.
Tu l'as toujours été.
- Eskiden öyleydin.
Autrefois, non.
Benim için mükemmel bir kızsın... öylesin, öyleydin... ve hep öyle olacaksın.
Tu es la fille qu'il me faut. C'est-à-dire : tu es... étais... et seras toujours...
- Sen hep öyleydin.
- Tu t'es classé deuxième.
Hep öyleydin, Smiler.
Tu l'as toujours été, gros malin.
Öyleydin.
Tu l'étais.
Evet, gerçekten öyleydin.
C'est vrai!
- Bence de öyleydin.
- C'est vrai.
- Evet, öyleydin
- Mais non!
Tabii ki öyleydin.
C'est naturel.
Öyleydin.
Je suis votre fils?
Her zaman öyleydin!
Tu l'as toujours été.
Her zaman da öyleydin.
Je ne laisserai pas de mensonges derrière moi.
Evet, öyleydin.
C'est vrai.
- Evet öyleydin hayatım.
C'est vrai.
Öyleydin, Julio.
Tu l'étais, Julio.
- Ben bir kiralık katilim. - Belki öyleydin. Artık değilsin.
Tu te souviens peut-être de ce qu'on t'a répété :
öyleyse 1938
öyleydi 571
öyleyim 490
öyleymiş 51
öyleyiz 77
öyleydim 119
öyleyse sorun yok 16
öyleyimdir 24
öyleyse neden 38
öyleyse ne 59
öyleydi 571
öyleyim 490
öyleymiş 51
öyleyiz 77
öyleydim 119
öyleyse sorun yok 16
öyleyimdir 24
öyleyse neden 38
öyleyse ne 59