Özgürsün translate French
1,108 parallel translation
Hala özgürsün.
Tu es encore libre.
Sen artık özgürsün.
Tu es enfin libre.
Hiç olmazsa sen artık özgürsün.
Toi, au moins, tu es libre.
Bu odada, istediğini yapmakta özgürsün.
Je veux que tu fasses tout ce que tu veux.
Ben özgürüm, sen özgürsün. Herkes özgür.
Tu es libre, je suis libre... tout le monde est libre.
İstediğin zaman gitmekte özgürsün.
Tu peux abandonner quand tu veux.
Eğer kefalet verirlerse özgürsün demektir.
Et dans ce cas, tu es libre.
Artık özgürsün.
Vous êtes libre.
Demek çıktın. Artık özgürsün. Islah oldun.
Alors, tu es sorti, tu es libre et tu es réhabilité!
Özgürsün.
Vous êtes libre.
Ne istediğini bir düşün, beni ya da bir başkasını sevmekte özgürsün.
C'est sûrement très bien pour toi, mais je ne crois pas que ça m'aide. Ne te froisse pas.
Git. Özgürsün.
Tu es libre!
Şu an özgürsün. Bunun tadını çıkar.
Pour le moment vous êtes libre, alors profitez-en.
İstediğini yapmakta özgürsün hatta Marion'a anlatmakta da.
Vous étiez absolument libres de faire ce que vous vouliez. Vous pouviez même parler à Marion.
Özgürsün!
On y arrive!
Sen özgürsün, Valentine.
Vous êtes un homme libre, M. Valentine.
- Sam, nihayet özgürsün!
Sam, enfin libre!
Hey, özgürsün.
Vous êtes libre comme l'air!
Kazanırsan, gitmekte özgürsün.
Si vous gagnez, vous serez libre.
Gitmekte özgürsün.
Vous êtes libre.
- Gitmekte özgürsün.
- Tu peux partir.
Kaç! Özgürsün!
Tu es libre!
Özgürsün, Bay Filargi.
Vous êtes libre, M. Filargi.
Kuşlar gibi özgürsün.
Tu es libre comme un oiseau.
O kapıların arkasında özgürsün! - İnanılmaz!
- Derrière la grille, vous êtes libre.
Özgürsün.
Tu es libre!
Ve Tanrıya şükür sen de özgürsün.
Et Dieu merci, tu es libre.
Özgürsün!
Fous le camp!
İstediğin şey olmakta özgürsün.
- Tu es ce que tu es.
Çöp yemekte özgürsün.
- T'es libre de manger des ordures.
Artık özgürsün.
Tu as ta liberté.
Özgürsün, Ufak Bob.
Tu es libre, Little Bob.
Sonunda özgürsün işte.
Sois content qu'ils t'aient oublié.
Kardeşim, eğer bana inanmıyorsan kafamı uçurmakta özgürsün.
Si tu ne le crois pas, Coupe-moi la tête.
Babayla iyi geçinirsen, özgürsün.
- C'est exact. Fais bonne impression auprès de son père, tu es sauf.
Artık özgürsün.
T'es libre, maintenant.
Özgürsün Ricky.
Tu es Libre, Ricky!
Nasıl istersen yaşayabilirsin. Tamamen özgürsün.
Tu vis à ta guise, tu jouis d'une liberté complète,
Özgürsün!
Tu es libre!
Jüri üyelerinin burada olduğunu umalım, özgürsün demektir.
Si ces gens sont les membres de votre jury, vous serez un homme libre.
Başka bir şey ortaya çıkana kadar. Bağlanmak yok. Bir şey gelişirse, gitmekte özgürsün.
Tu sais, je pourrais partir en tournée n'importe quand.
Sonunda özgürsün.
Enfin tu es libre!
Özgürsün artık.
Tu es libre.
Özgürsün.
Tu es libre.
Sonra özgürsün.
Vu?
Gitmekte özgürsün.
Vous pouvez partir.
Kişisel düşüncende özgürsün, Holmes.
C'est très gentil à vous de le dire, Holmes.
Ama istiyorsan geçen yıllarda yaptığın o sıkıcı dansı yapmakta özğürsün fakat gelecek yıl yeni bir dansçı buluruz...
Bien sûr, tu es libre de faire le même vieux numéro que l'an dernier... mais l'an prochain on trouvera un autre professeur de danse...
- Özgürsün.
Libre.
Tamam, artık özgürsün.
Tu es libre.
- Özgürsün.
- Vous êtes libres.
özgürsünüz 27
özgür 86
özgürlük 258
özgürlüğe 19
özgürüm 106
özgür adam 18
özgürüz 59
özgürlük anıtı 18
özgür değilsin 19
özgür mü 21
özgür 86
özgürlük 258
özgürlüğe 19
özgürüm 106
özgür adam 18
özgürüz 59
özgürlük anıtı 18
özgür değilsin 19
özgür mü 21