English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ü ] / Üstün

Üstün translate French

2,800 parallel translation
Her zaman bizden üstün gibi davranıyordun. Artık öylesin.
Tu agis comme si tu étais au-dessus de nous, maintenant tu l'es.
Evet, sırf başarım değerlendirmeleri öyle gösteriyor diye bizden üstün olduklarını zannediyorlar. Olamaz.
Ouais, ils pensent qu'ils sont mieux que nous juste parce que l'évaluation de leur rendemment démontre ce fait.
Bu ondan üstün olduğun anlamına gelmez küçük hanım.
Cela ne signifie pas que vous êtes meilleur que lui, jeune dame.
az kalsın senin üstün zekan bizi geberetiyordu.
Ta merveilleuse idée a failli nous couter la vie!
Yüce Tanrım, lütfen bu genç adamların bu gece güvenli ve üstün bir şekilde ailelerine dönmelerini sağla.
Seigneur, guidez ces jeunes sur la voie de l'excellence, ce soir.
İki başarı da eşit derecede şaşırtıcı ve takdire şayan. Yine de zorlarsam kedinin yaptığı biraz daha üstün derim.
Ces succès sont tous deux aussi étonnants qu'admirables, bien que je trouve que le chat a plus de mérite.
Zekâları sizden üstün çıktı, değil mi?
Ils vous plus malin, n'est-ce pas?
Bizden üstün olan tek tarafları yaşam süreleri, güzellik yarışmaları, ve ortalama gelir. Ne olur ki?
À part pour l'espérance de vie, les concours de miss, et le revenu moyen, et alors?
Haverford ışınlarımı kullanarak onlardan üstün olduğumu göstererek.
En les illuminant du rayon charmeur Haverford.
Dağlarda, el değmemiş yerlerde kendinizi riske atıyorsunuz ve hiç kimse doğa kanunlarından üstün değildir.
Vous êtes en montagne, vous êtes dans le backcountry, vous courez des risques, et personne n'est au-dessus des lois.
Kargaşa, yaradılışa üstün geldi nefret, dostluğa ve tüm canlılar acı çekti.
Le chaos l'emportait sur la création. La haine l'emportait sur la fraternité. C'était une vie de souffrance.
- Tommy, üstün başın kan içinde.
- Tu es couvert de sang.
- Hiç bir şey insan hayatından üstün değildir. Jess?
Jess?
Bize kendimizi suçlu hissettirmek için elinizden geleni yapıyorsunuz. Kendinizi ahlaki olarak daha üstün gösteriyorsunuz ama katilsiniz siz de!
Vous nous culpabilisez, vous nous faites la morale, mais vous êtes un assassin.
Değilsin tabii ki. Çok üstün bir varlıksın sen. Hiç fevri davranmazsın.
Tu es évoluée, tu ne dérapes jamais.
Herkes Kübalılardan bahseder, ama üstün kaliteli sigarayı Dominikliler yapar.
Tout le monde parle des Cubains, mais les Dominicains font de meilleurs cigares.
İşe takım elbise ile gidince kendini diğer herkesten daha üstün hissediyorsun.
Porter un costume au travail, sans blague, vous rend meilleur que tout le monde.
Senin yaptığın kodlar üstün bir zekâ tarafından değiştirildi.
Ton code a été modifié par un intellect supérieur.
Onu seven insanları sırf kendini üstün hissetmek için kandırmaktan sıkıldıysa?
Et s'il s'était lassé de son petit jeu consistant à trompé les gens qui l'aiment, uniquement pour se sentir supérieur.
Kripton kültürümüz de daha üstün.
La supériorité de la culture Kryptonienne...
İnsanoğlu doğadan daha üstün.
L'erreur humaine est de vouloir dominer la nature.
Şef Talzin, çok üstün yeteneklerin olduğunu söyledi.
La mère Talzin a beaucoup vanté vos compétences.
Fakat kesinlikle ayrılmaktansa sayıca daha üstün olurduk.
Mais nous serons plus forts si nous restons ensemble.
Vardığım tek sonuç şu : ölüm, aileyi kenetlemesi bakımından sevgiden daha üstün bir güç.
La seule conclusion à laquelle je sois arrivé, c'est que la mort est un lien plus fort dans une famille que l'amour. Sidérant, comme concept. C'est abject de dire une chose pareille.
Erkekler kadınlardan üstün olduklarını iddia ederler fakat asıl tutkuları tarafından yönetilenler onlardır.
Les hommes se prétendent supérieurs. Mais c'est plutôt eux, les esclaves de leurs passions.
Sen de Nora'yı dönüştürdün ve elbette çocuklarımızı diğer her şeyden üstün tutmalıyız bizi dönüştürenler de dahil.
Tu as créé Nora, et bien sûr, nous devons tenir nos enfants loin de tout le reste y compris de ceux qui nous ont fait
Andy'nin en iyi halinden bile birkaç gömlek daha üstün.
Il est largement au-dessus du commun des mortels.
Tanıtımda bahsedildiği gibi, limacoid'lerim her tür yiyecekten üstün özellikler- -
{ \ pos ( 192,210 ) } Mes limacoïdes sont donc clairement { \ pos ( 192,210 ) } - la nourriture parfaite pour...
Ban üstün bir teknolojidir.
Ban est à la pointe de la technologie.
Bir üstün araştırmacı gazetecilik örneği değil ama The Times ve Paris Match hikayeyle ilgilendi ki bu, bu gece dolaylarında 4 veya 5 milyar insanın, "Kim bu siktiğimin Starbuck'ı" diye merak edeceği anlamına geliyor.
C'est pas du journalisme d'investigation. Mais apparemment il vendrait son histoire au Times, à Paris Match et à la BBC. Ce qui veut dire qu'en se couchant ce soir, entre 4 et 5 milliards d'êtres humains
Sizi temin ederim bu evrende doğaüstü diye bir şey yok Bay White çünkü doğa kendisinden üstün olamaz.
Je peux vous assurer qu'il n'y a rien de surnaturel dans l'univers, Mr.White. Parce que la nature ne peut pas transcender.
Eğer üstün teknolojiden de yine gürültü duyacaksak...
Encore du bruit sur l'antenne à gain élevé.
Bizden üstün olduğunu mu sanıyorsun?
Vous vous croyez supérieurs?
Açıkcası, benimkiler üstün yetenekli gözlüklerdir.
C'est clair, mes lunettes sont meilleures.
Dünya üzerindeki en üstün ülke hangisidir?
Quel est le meilleur pays au monde? - la véritable réponse :
Köklü Amerika Birleşik Devletleri dünyanın en üstün devletidir diyorlar.
Ils disent "C'est les bons vieux Etats-Unis d'Amérique le meilleur pays du monde!"
Onun empati eksikliği, üstün görme sonucu aldanmaları ve şişirilmiş kibirli duyguları var.
De son manque d'empathie et illusion de grandeur résultent un sens développé d'importance personnelle.
Kanunlardan üstün değiliz.
Pas au-dessus des lois.
Ama biri diğerinden üstün müdür acaba? Evet.
Mais l'un est-il vraiment mieux que l'autre?
Var ya bu kadar üstün körü olamazsın, tamam mı?
Tu ne peux pas être désinvolte.
Benim üçte birlik payım var ve kimsenin oyu benimkinden daha üstün değil. Hepsi bu kadar.
Tant que mes 33 % de participation sont pris en compte, et que les organes de quiconque n'ont pas plus de voix que moi, je ne peux rien demander de mieux.
Adamlarım dışarıda Hanımefendi burada güvenliği sağlayacağız, sayımız üstün onlardan.
On devrait pouvoir les retenir, on est plus nombreux.
Ama üstün körü baktığımızda, yapraklar, çamur ve çeşitli canlılar var.
Mais au premier coup d'œil, il y a des feuilles, de la boue, un lot de petites créatures.
O zaman Mars konusunda onu diğerlerinden üstün kılan şey nedir?
Cela paraît alors évident que ce sont ses qualités sur le domaine de Mars qui le démarquent.
Diğer erkeklerden üstün olduğunu biliyor.
Il le sait et mieux que les autres hommes.
Hemşire Crawley, bir balo salonunda senin üstün olmayabilirim ama bu hastanede karar merci benim.
Infirmière Crawley, je ne suis peut-être pas votre supérieur dans un bal à Mayfair mais dans cet hôpital, c'est moi qui décide.
Benim sizden çok daha fazla üstün yanım var. Öyle mi?
J'ai un sérieux avantage sur vous!
Yeni çizgi romanımız "Ölümcül Fırtına", üstün sanat harikası.
De l'art avancé pour... A Deadly Storm, la nouvelle BD.
Sarah, heceleme de üstün yetenekli.
Sarah, O. cartonne en orthographe.
Artık kendimi ondan üstün gördüğüm için onu terk ettiğimi sanıyor galiba.
Et c'est réciproque Je me suis débarrassé de lui parce que je suis meilleur que lui.
Dedektif rozeti ve şu anda bu rozet, rütbe olarak senin yıldızlarından üstün.
C'est un badge d'inspecteur. À cet instant, ce badge supplante ton étoile.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]