Şakanın sırası değil translate French
56 parallel translation
Şakanın sırası değil.
Ne plaisante pas.
- Şu an şakanın sırası değil.
Ce n'est pas le moment.
Şakanın sırası değil.
Ce n'est pas le moment de rire.
Şimdi şakanın sırası değil.
Que voulez-vous faire?
Baba, şu an hiç şakanın sırası değil.
Ça n'est pas le moment de rire.
Wade, şakanın sırası değil.
Wade, ne fais pas l'idiot.
Şakanın sırası değil.
Pas de temps pour blagues!
Haydi ama, John. Şakanın sırası değil.
Toujours à lambiner!
İşte sorun da bu. Şakanın sırası değil. Kalplerimiz acı içinde.
Les cœurs sont trop lourds pour proférer des paroles légères.
- Şakanın sırası değil Fred.
- Arrête de rire.
Şimdi şakanın sırası değil.
Ne fais pas l'idiot.
Şakanın sırası değil.
Bon, pas le temps de plaisanter. J'ai le crâne qui se fend.
Şakanın sırası değil, Claude.
Plaisanterie douteuse en cet instant, Claude.
Şakanın sırası değil.
C'est un bien mauvais moment pour plaisanter!
- Şakanın sırası değil!
- Pas de blagues!
Şakanın sırası değil!
Arrêtez de plaisanter!
Şakanın sırası değil. Ben yüzemem.
Je ne sais pas nager.
Şakanın sırası değil John
C'est le moment de plaisanter.
Şakanın sırası değil.
Paul, ce n'est pas le moment de plaisanter.
Hadi, şakanın sırası değil.
Allons, ne vous moquez pas.
- Şakanın sırası değil.
J'ai une bonne nouvelle. Je viens de chez l'avocat.
Şakanın sırası değil.
Je vais jouer, la.
Şakanın sırası değil.
C'est pas le moment de plaisanter.
Şakanın sırası değil de ondan.
Ce n'est pas le moment de plaisanter.
Ana, şakanın sırası değil.
Ana peux-tu arrêter de plaisanter deux secondes?
Şakanın sırası değil.
Ce n'est pas le moment de plaisanter.
- Şakanın sırası değil. - Ben ciddiyim.
- Je suis sérieux.
- Şakanın sırası değil.
Rien d'important, et vous?
- Dexter, şakanın sırası değil.
Ce n'est pas le moment de plaisanter.
Amanda, şakanın sırası değil!
Amanda, ne plaisante pas!
Kunal, şakanın sırası değil.
Kunal, ce n'est pas le moment pour plaisanter.
Şimdi şakanın sırası değil! Ben öleceğim.
C'est pas le moment, je vais mourir.
- Şakanın sırası değil.
- Ris pas.
Şakanın sırası değil.
Arrête tes âneries.
Şakanın sırası değil.
Ce n'est pas le moment de blaguer.
Şakanın sırası değil, Malik.
Malik, arrête de jouer au con!
Şakanın sırası değil, gözlerim rahatsız oluyor.
C'est pas cool, mes rétines me brûlent.
Şakanın sırası değil çocuklar... Hele de ben bu kadar şişmanlamışken.
C'est pas le moment de blaguer, surtout que j'ai jamais été aussi gros.
Şakanın sırası değil.
Le temps du rire et de la joie est passé.
Pek şakanın sırası değil çünkü kadeh kaldırıyorduk tam da.
Oui, pas le moment de rigoler, pourtant, car on est en plein milieu d'un toast.
Şakanın sırası değil Callie.
Ce n'est pas drôle, Callie.
- Şakanın sırası değil. Atla hadi.
Grimpe, c'est pas l'heure de plaisanter.
Şimdi şakanın sırası değil.
Le moment est mal choisi pour plaisanter.
Şakanın sırası değil.
Ne plaisante pas!
Şakanın sırası değil Milo.
C'est pas le moment de blaguer, Milo.
- Şakanın sırası değil.
- C'est pas le moment de blaguer.
Şakanın sırası değil.
J'ai pas envie d'rigoler!
Şakanın hiç sırası değil.
Ce n'est pas le moment de blaguer.
Şakanın sırası değil.
Sans blague.
Bana bak, şakanın hiç sırası değil.
Je t'en prie, ne joues pas à ça.
Şakanın hiç sırası değil!
Ne plaisante pas.
sırası değil 27
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75