Acele etmeliyim translate Portuguese
108 parallel translation
Şimdi acele etmeliyim.
Agora, tenho de ir.
- Acele etmeliyim.
- Tenho de me apressar.
- Acele etmeliyim.
- Preciso me apressar.
Acele etmeliyim.
São as ordens.
Acele etmeliyim.
Temos de nos despachar.
İzin verirseniz, acele etmeliyim.
Se me desculpar, devo me apurar.
- Otobüs geliyor. Acele etmeliyim.
- Vem um ônibus.
- Acele etmeliyim. - Ama çok önemli.
Ele quer examinar Sua Majestade.
Özür dilerim Mark, ama acele etmeliyim.
Sinto, Mark, tenho que sair correndo.
Acele etmeliyim. 13.30'da iş yerinde olmalıyım.
Tenho de te apressar, para estar de volta às 13 : 30.
Acele etmeliyim. İyi şanslar.
Uh, tenho de me despachar.
Yavaştan acele etmeliyim.
Não tenho tempo a perder.
Seni bırakıp hazırlanacak ve trene yetişeceksem acele etmeliyim.
Fanny, tenho que me despachar, para te levar, fazer as malas, e apanhar o comboio para Nova lorque.
Acele etmeliyim.
Tenho de ir.
Şimdi acele etmeliyim.
Agora preciso me apressar!
Lütfen iyi insanlar, acele etmeliyim.
Por favor, boa gente. Tenho pressa.
Şimdi acele etmeliyim, babam bekliyor.
Näo posso falar mais. O papá está à minha espera.
Acele etmeliyim kaplan.
Tenho de ir andando.
Acele etmeliyim.
Tenho que correr.
- Acele etmeliyim.
- Estou com pressa.
Gömleklerimden birini ütüle? Acele etmeliyim...
Passa-me uma camisa para depois do jantar, estou com pressa.
Acele etmeliyim Zurab.
Tenho que ir, Zurab.
Şimdi iyiyim. Özür dilerim, ama acele etmeliyim.
Agora estamos quites.
Acele etmeliyim.
Tenho de sair rapidamente daqui.
- Acele etmeliyim.
- Tenho de me despachar.
Tamam, acele etmeliyim üzgünüm.
Tenho de ir. Desculpe.
Acele etmeliyim.
Devo me apressar.
- Anne ve baba yine öpüşüyorlardı. Acele etmeliyim, Marge.
A mãe e o pai estiveram outra vez na marmelada.
Acele etmeliyim. Fırtına geliyor.
Vou-me despachar que a tempestade não está longe.
Simdi, acele etmeliyim.
Agora eu estou com pressa.
Hep acele etmeliyim.
Tenho de correr!
Acele etmeliyim.
Tenho de ir...
Acele etmeliyim.
Tenho que me despachar.
O zaman acele etmeliyim.
Então eu tenho que me mover rapidamente.
Of, acele etmeliyim, yoksa programın açılışını kaçıracağım.
Tenho de me despachar, ou vou perder a piada da abertura.
Tatlım, Beef and Brew'dan sadece on dakika izin alabildim. - Yani acele etmeliyim. - Evet.
O Beef and Brew só me deu 10 minutos, por isso tenho de me apressar.
Yemeğe gelebilirim, ama acele etmeliyim.
Posso ir jantar, mas tenho de voltar.
- Çok üzgünüm. Acele etmeliyim.
- Desculpe, tenho que ir.
Anne, acele etmeliyim. Maçım var.
Mãe, tenho de me alimentar bem.
Acele etmeliyim, geç kaldım
Tenho de me apressar! Estou atrasado!
O zaman acele etmeliyim.
Então preciso me apressar.
Canavarın doğduğu dünya kayboluyor ve hikayemi bitirmek için acele etmeliyim.
O mundo que despertou a Besta está a desaparecer E tenho de me apressar para chegar ao fim das minhas histórias.
- Kahve yapayım mı? - Acele etmeliyim.
- Não, preciso correr pro escritório.
Acele etmeliyim.
Depressa.
Acele etmeliyim.
Tenho mesmo que me apressar.
Acele etmeliyim.
Devo apressar-me.
Acele etmeliyim.
Tenho de me despachar.
Acele etmeliyim.
Preciso ir.
Affedersiniz ama zaman kalmadığı için çok acele etmeliyim.
DescuIpe-me, serei breve.
Tamen Sahsheer'i Largo V'e teslim etmeliyim ve bozulmadan önce acele etmem gerekiyor.
Tenho que entregar um carregamento de Sahsheers de Tamen em Larvo V e tenho que me apressar antes que tudo estrague
Acele etmeliyim!
Vou despachar-me.
acele 140
acele etmene gerek yok 16
acelem var 277
acele et 3198
acele edin 1685
acelesi yok 54
acele etme 360
acelem yok 70
acele etmeyin 121
acelen mi var 41
acele etmene gerek yok 16
acelem var 277
acele et 3198
acele edin 1685
acelesi yok 54
acele etme 360
acelem yok 70
acele etmeyin 121
acelen mi var 41