Olmaz öyle şey translate Portuguese
334 parallel translation
Olmaz öyle şey.
"Como assim?"
- Olmaz öyle şey.
- Não farás tal coisa.
- Olmaz öyle şey.
- Nem pensar.
Olmaz öyle şey.
Não gozes.
- Olmaz öyle şey.
- Isso nunca vai acontecer.
Olmaz öyle şey.
Nem pensar.
Olmaz öyle şey.
De jeito nenhum.
Olmaz öyle şey.
Modificado o tanas.
- Olmaz öyle şey. - Oydu! Gördüm onu!
Existem sim, eu vi!
Olmaz öyle şey. Sal'ın sana bir zararı olmadı ki.
Sal nunca fez nada para você.
Babamı bekleriz. Olmaz öyle şey.
- Não, nem falar nisso.
Olmaz öyle şey.
Oh, não, não, não. Venham lá. A sério, venham.
Her gün saat yarîmda gidecek miyiz yani? Olmaz öyle şey.
Temos que sair às 12 : 30?
Ah, olmaz öyle şey..
Oh, eu não poderia...
Olmaz öyle şey!
Não vai não!
Olmaz öyle şey.
Esses rapazes...
- Olmaz öyle şey!
- Isso não vai acontecer.
- Olmaz öyle şey, sen yönetmensin.
- Já mes estou a passar. - Não podes, es o director.
Yani... olmaz öyle şey. Tanrım!
Quero dizer, claro que não fingi, certo?
Olmaz öyle şey.
Nào me parece.
Olmaz öyle şey.
- lsso é treta!
Olmaz öyle şey. Milletin eğlencesidir.
Seria como castigar as pessoas.
- Olmaz öyle şey.
Também eu!
Olmaz öyle şey.
Que ofensa!
- Bana öyle bir şey olmaz.
- lsso não é para mim.
- Ev idaresinde öyle şey olmaz.
- É para a casa!
Şey, Ronald, olaylar pek öyle olmaz.
Bem, Ronald, as coisas não funcionam assim.
Öyle şey olmaz.
O que há de errado com ela, pelo amor de Deus?
- Olmaz öyle şey.
Não pode fazer isso.
Bu gemide olmaz öyle bir şey.
Não neste navio.
Eminim ki öyle bir şey olmaz.
Garanto que não.
- Öyle bir şey olmaz.
Isso nunca acontecerá.
Bunca destekleme ve tekrar tekrar denetlemeden sonra öyle bir şey olmaz.
Não aconteceria com os apoios e controlos.
Ama gizli çeteye gelince, New York'ta öyle şey olmaz.
Mas chefe de uma Tríade secreta? Não existem Tríades em Nova lorque.
- Hayır, öyle bir şey olmaz.
- Não. Isso não aconteceria.
- Olmaz öyle şey...
De jeito nenhum.
Sizi, umarım öyle bir şey olmaz ama Oakland'a kadar kovalamam gerekse yaparım.
Compreenda, este é o meu dever. Se tiver de persegui-la até Oakland, eu perseguirei.
- Öyle şey olmaz!
- Nem pensar!
- Hadi ama, öyle şey olmaz.
Nem pensar.
- Öyle bir şey olmaz. - Neden?
- Isso seria impossível.
107 megahertzde öyle bir şey olmaz. 107 mi?
Não tem 107 megahertz.
Seninle hiçbir şey asla bu kadar basit olmaz, Sisyphus... ya da ben öyle duydum.
Nunca nada é tão simples contigo, Sisyphus, foi o que ouvi.
Olmaz öyle şey!
Ensino-lhe a montá-la.
Öyle bir şey olmaz.
- Eles querem-me.
- Olmaz. - Kıçımı filan kıvırmam. Ya da öyle bir şey.
Não abano o rabo nem digo palavröes.
Öyle şey hayatta olmaz.
Isso seria impossível.
- Bu evde öyle şey asla olmaz çocuğum.
Nesta casa, não. Isso nunca, pequena!
Piper, umarım öyle bir şey olmaz ama bir seçim yapmamız gerekebilir.
Piper, espero que não chegue a isto, mas nós temos de fazer uma escolha.
Gerçekten kıza öyle bir şey olduysa bize yardımı olmaz.
Se foi isso que aconteceu, ela não nos vai ajudar.
Şey, bu fena bir şey olmaz, öyle değil mi?
Não, enquanto estiver comigo.
- Öyle bir şey olmaz.
- Isso não existe.