English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ A ] / Anlayacaksın

Anlayacaksın translate Portuguese

1,704 parallel translation
Şimdi ne hissettiğimi anlayacaksın.
Agora, vais saber o que eu senti!
- Kendi çimlerine sahip olduğun gün, beni anlayacaksın. - Bu...
- Espera até teres a tua própria relva.
Sen de kızlarla çıkmaya başla, anlayacaksın.
Um dia irás namorar uma miúda e aí vais compreender.
Chuck'ı yeniden tutmak zorunda olduğumuzu anlayacaksın.
Vamos ter contratar novamente o Chuck.
Sayın Yargıç, eğer devam edebilirsem sanırım ne dediğimi anlayacaksınız.
Se puder continuar, vai entender meu argumento.
Jake'n Bake yaşlandığında, sevmediğin birçok şey olduğunu anlayacaksın. Tamam mı?
Jake, pequenote,... à medida que cresceres, vais perceber que... existem muitas coisas de que não gostas, percebes?
"... ve o zaman nefretimi anlayacaksın. "
"e compreenderás " o meu ódio ".
Yani başardığımızı, yükü bıraktıktan 8 dakika kadar sonra anlayacaksınız.
O que quer dizer que saberão que fomos bem-sucedidos cerca de oito minutos depois de termos lançado a carga.
Bir sabah uyandığınızda gün özellikle güzelse başardığımızı anlayacaksınız.
Por isso, se uma manhã acordarem e estiver um dia particularmente lindo saberão que conseguimos.
Bir sabah uyandığınızda gün özellikle güzelse başardığımızı anlayacaksınız.
Se uma manhã acordares e estiver um dia particularmente lindo saberás que conseguimos.
Siz acemiler şimdi beni anlamıyorsunuz, ama anlayacaksınız.
Nenhum de vocês "novatos" me compreende agora. Mas irão.
Oral seksi bir kere tattın mı beni anlayacaksın. Bu aynı...
Depois de conseguires o bóbó vais entender.
Sanırım anlayacaksın...
- Acho que compreendes...
Bir süre sonra Finerling'in sana benzemediğini anlayacaksın.
Não tarda irás descobrir que o Fingerling não é nada como tu...
Bunu daha sonra anlayacaksın.
Verás que sim.
Şu an bunun önemi yok. Daha sonra anlayacaksın.
- Não interessa, perceberás depois.
Bak, Yvaine, onunla tanıştığında anlayacaksın.
Escuta, Yvaine. Vais perceber quando a conheceres, está bem?
İlerde dönüp bu anı hatırladığında, benim deli gibi davranmadığımı anlayacaksın. Bu haklı bir tepki.
Acho que, quando olhares, para trás vais ver que não estou a agir como um doido e que esta é a reacção certa.
ve sonunda sen de bunu anlayacaksın,... ve ailemizi korumak için benimle olacaksın.
E quanto mais depressa te deres conta, mais rapidamente me ajudarás a manter esta família com vida.
Bir gün bunu anlayacaksınız.
Um dia... compreenderá.
Gürdüğünde anlayacaksın.
Porque eu... Saberás quando olhares para a droga da carta!
- Tanrım! Ne zaman anlayacaksın?
Quando é que vais compreender?
Çünkü, gerçekten dostumsan beni anlayacaksın.
Se formos, tu compreendes.
Bak, eğer kartları okursan anlayacaksın.
Se tivesses lido os cartões, ias compreender.
Çalardım. Ama herkes gibi çalarsam ben olduğumu nasıl anlayacaksın?
Eu batia, mas se batesse como toda gente, como é que saberias que era eu?
Bana iyice bak, nereden geldiğimi anlayacaksın.
Dê uma boa olhada E você verá aonde eu estive
Şu fotoğraflara bir bakın, niye burada olduğumuzu anlayacaksınızdır.
Vejam estas fotos e entenderão por que estamos aqui.
Anlayacaksın.
Já vais perceber.
Yapılmış en iyi partide beni anlayacaksın.
Vai ser a melhor festa de sempre.
Bir gün ne demek istediğimi anlayacaksın, dostum.
Um dia vais perceber o que quis dizer, companheiro.
Bunu şimdi anlamak senin için zor. Ama umarım bir gün anlayacaksın.
Eu sei que é difícil perceber, mas espero que um dia entendas.
Bittiği zaman nasıl anlayacaksın?
Como sabes quando acabaste? Não sei.
Zamanı gelince haklı olduğumu anlayacaksın.
Com o tempo vais ver que tenho razão.
Anlayacaksın.
irás compreender...
Bir gün gelecek sen de bugünkü kararımda haklı olduğumu anlayacaksın.
Um dia verás que... as minhas decisões hoje foram acertadas
Bunu zor anlayacaksın, görebiliyorum.
Estou a ver que não vai facilitar as coisas.
Fakat anlayacaksın.
Mas vais saber.
Birgün anlayacaksın ve bunun için bana teşekkür edeceksin.
Mas um dia vais compreender e agradecer-me.
Ama beni tanıdığında ilginç biri olduğumu anlayacaksın.
Sei que só vê em mim outro fã, mas quando me conhecer, vai perceber que sou um homem interessante.
Vay canına. Evet. 10 yıl bekle, yeni Christine, ne dediğimi anlayacaksın.
Dá-lhe dez anos, Nova Christine.
Ne zaman, işe dönmemin büyütülecek bir olay olmadığını anlayacaksın.
Quando pensas nisto, Eu voltar ao trabalho não é nada demais.
Anlayacaksın.
Vai compreender.
Peki git ve bu filmi izle verdiği mesajı al ve söylemeye çalıştığımı şeyin özünü anlayacaksın.
Bem, vai ver esse filme e absorve a mensagem dele, e saberás do que estou a falar.
Şişecek ve sen güvenli olduğunu anlayacaksın.
O volume vai aumentar. Aí, saberás que está seguro.
Ektiklerimi biçmeye geldiğimde, anlayacaksın.
Saberás quando chegar a hora de cobrar.
Şimdi seni gün yüzüne çıkarma zamanı ve her şeyi görünce nedenini anlayacaksın.
Agora é tempo de te elucidar e quando vires o quadro todo, vais entender o porquê.
- İyi olacağını sen de anlayacaksın.
Vais perceber que isso é o melhor.
3 numaralı örnek bize en taze çişi verecektir ve işte o zaman bu fetüsün yaşama şansı olup olmadığı anlayacaksın.
Na terceira colheita, terás a urina mais limpa, e é aí que vais ver se este feto tem ainda alguma hipótese.
Ne demek istediğimi anlayacaksınız.
- Leia isto e irá perceber.
O zaman ortada bir yanlışlık olduğunu anlayacaksın. Gerçekten mi?
Ele não pediu dinheiro para pagar pelas dívidas.
İşte o zaman ben yapacağım ve anlayacaksın.
E tu saberás.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]