Anlaşma mı translate Portuguese
3,092 parallel translation
Sence şeytan kasabaya gelince birden fazla anlaşma mı yaptı?
Achas que o nosso demônio assinou mais que um acordo - enquanto esteve na cidade?
Margie anlaşma mı yapmış?
Margie fez um acordo?
Bu şerefsizle anlaşma mı yaptınız?
Negociaste com este pedaço de merda?
Anlaşma mı?
- Um acordo? Não.
Onunla bir anlaşma mı yaptın?
Fizeste um acordo com ele?
Onunla anlaşma mı yaptın? Evet.
- Fizeste um acordo com ele?
Seninle bir anlaşma yapalım.
Vou fazer um acordo consigo.
Ne, anlaşma olarak mı?
Relativamente a acordos?
Sanırım Carl anlaşma yaptı ve köpek maması oldu.
Acho que Carl assinou o contrato e agora é comida de cão.
Bu anlaşma, karşılıklı ifşayı tanımlayarak sözleşmeyi, benim "Üst Kısım" dediğim şekilde biçimlendiriyor.
O acordo define a descoberta mútua e a formalização do contacto do qual eu chamo de'Lado Principal'.
İşte, seninle bir anlaşma yapalım.
Vamos fazer um acordo.
Bak dostum, aynı anlaşma olacak, tamam mı?
Olha, pá, vai ser a mesma coisa, certo?
Sanırım bir anlaşma yapabilirim- -
Acho que podia fazer um acordo...
Bak Travis, seninle bir anlaşma yapalım.
Ouve, Travis. Vou fazer um acordo...
Yaptığım anlaşma oldukça netti.
O acordo que fiz era explícito.
Drew hakkında bilgi vermek için anlaşma yaptığım adam göğsünden şişlenmiş.
O homem que ia fazer um acordo para entregar o Drew levou uma facada no peito.
Eğer doğruyu söylüyorsa ta Versailles'a kadar gitmek için iki saatten az vaktim var. Tavukçu adamı bulup, yaptıkları anlaşma kanatlanmadan önce durdurmalıyım.
E se estiver limpo, tenho menos de duas horas para ir para Versalhes, encontrar o tipo dos galos e impedir qualquer acordo que tenham.
Ama bir anlaşma yapma şansımız var.
Mas existe uma hipótese de podermos fazer um acordo.
Bir anlaşma yapalım.
Fazemos um acordo.
Senin gibi adamlarla anlaşma yapar mıydı?
Ele negociava com homens da tua laia?
Ama sonunda kalan düşmanların canının bağışlandığına ve siktiğimin Kilikyalılarıyla anlaşma yapılacak diye dürüstçe kazandığım paraya el konulduğuna şahit oldum.
Só para ver os inimigos restantes serem poupados no seu interior. E o dinheiro honestamente ganho ser-nos roubado para negociar com a merda dos cilicianos.
Kusura bakma Frank. Daha iyi bir anlaşma yaptım.
Desculpa, Frank.
Jessica ile bir anlaşma yaptım.
Fiz um acordo com a Jessica.
Adını benim adımın yanına koymak için bir anlaşma yaptım.
Eu tinha um acordo que metia o teu nome mesmo ao lado do meu.
Senin adamın bizimle bir anlaşma yaptı ama bizim işimizi yapmak yerine bizim adamlarımızı dövdü.
Yourman'staken ourcontract e ele foi espancando ourmen em vez de fazer o nossojob.
Benim kurallarımda, yakınlarım bile feda edilir ama yaptığım anlaşma asla yarım kalmaz.
Minha regra é que podemos sacrifício ourkin butneverfailfrom completar um contrato.
Bir anlaşma yapmak istiyorum, tamam mı?
Quero fazer um acordo, está bem?
Daha yeni 80 milyon dolarlık anlaşma imzaladım!
Acabei de assinar um patrocínio de 80 milhões de dólares, meu!
United taraftarlarıyla bir yanlış anlaşma oldu.
Tive um desentendimento com um fã do M. United.
Seni temin ederim ki kaçırılmamızda benim bir parmağım yok o kadınla da hiçbir şekilde gizli bir anlaşma yapmadım.
Asseguro-lhe, não tive papel nenhum no nosso rapto, nem nunca compactuarei com essa mulher.
Benny'yle anlaşma imzaladım.
Fiz um acordo com o Benny.
Kardeşi araba kazası geçirmiş bir ablayla anlaşma yaptım.
Negociei um acordo com a irmã de um homem que foi morto num acidente de carro hoje.
Acı ama gerçek olan şu ; Anlaşma imzalandı mı bir daha bozulamaz.
Infelizmente, uma vez que o acordo está feito, não pode ser desfeito.
Benim merak ettiğim anlaşma yapmak senin fikrin miydi yoksa Daniel Hardman'ın mı?
E a minha pergunta é, aceitar aquele acordo foi ideia sua ou do Daniel Hardman?
Şimdi seninle anlaşma yapacağım.
Por isso, eu vou negociar por ti.
Ben sadece anlaşma yaptım.
Só fiz o negócio.
Bir örneği ona ulaştıracağım. Bir anlaşma yapabilirim.
Posso fazer uma troca.
Elise Vogelsong'un vasiyetini iptal ettirmek için Curtis Wiley ile anlaşma yapmadınız mı yani? Ne?
Quer dizer que não estava combinado com o Curtis Wiley para anularem o testamento da Elise Vogelsong?
Şimdi önemli olan anlaşma yapmanın mı yoksa diğerine karşı tanıklık yapmanın mı daha hızlı olacağı.
É uma questão de tempo para saber quem será mais rápido a fazer um acordo e testemunhar contra o outro.
Seninle adil bir anlaşma yapacağız ama bize karşı dürüst olacaksın, tamam mı?
Faremos um acordo justo para si, mas tem que ficar do nosso lado, está bem?
Eski karım makul bir anlaşma yapmayı kabul etseydi bunların hiçbiri olmayacaktı.
Se a minha ex-mulher tivesse aceite um acordo razoável, nada disto teria acontecido.
Louis, Fransa ile yapacağım anlaşma karşılığında ona toprak vaat etmiş.
Louis prometeu-lhe um território em troca da minha aliança com França.
Pegasus'la satışa yardımcı olacak gibi görünen bir anlaşma yaptım.
Fiz um acordo com a Pegasus que aparentemente vai ajudar na venda.
Babanla seni ona götüreceğime dair anlaşma yaptım.
Fiz um acordo com o teu pai que te levava até ele.
O insanlarla da konuşacağım ve Amerikan halkının iradesini yok sayan bu seçim hilesinin ayrıntılarını anlatmayı kabul etmeleri durumunda onlara bir anlaşma önereceğim ama bu filikada yalnızca bir kişiye yer var.
Vou falar com esses indivíduos e oferecer-lhes um acordo em troca de cooperação em revelar detalhes do esquema para fraudar as eleições e desrespeitar a vontade do povo americano.
- Manchester'la bir anlaşma yapmıştım.
Tinha um acordo com o Manchester. Um acordo...
Ama öncesinde, arkadaş kalacağımızı garanti etmek için, evlilik sonrası anlaşma hazırladım.
Mas não antes de juntar uma convenção pós-nupcial para garantir que seríamos amigos para sempre.
Yaptığımız anlaşma bu değildi.
Não foi este o acordo que fizemos.
Pegasus'la anlaşma imzalanmadan önce Webber'la bize katılmanız lazım.
Precisamos que tu e o Webber consigam o seu apoio. E depressa, antes que fechem com a Pegasus.
Anlaşma şarta bağlı bir kişi eklemek istiyorsan, işte sana cevabımız.
Se quer uma cláusula de contingência no acordo, aqui vai a nossa resposta.
Neden bir anlaşma yapayım ki?
Para que é que ia precisar de fazer um acordo?