English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ A ] / Aptalca değil

Aptalca değil translate Portuguese

674 parallel translation
Hayır o kadar aptalca değil.
Não, não é assim tão parva.
Hayatımızın en güzel çağlarını bekleyerek geçirmek aptalca değil mi?
Não é estúpido passar os melhores anos das nossas vidas à espera?
O kadar da aptalca değil Graham.
Na verdade não.
Bahçeye gelsene. Hayır, aptalca değil.
Não parece que seja tontice.
Yaşlı ve evli bir kadının böyle konuşması aptalca değil mi?
Não é ridículo uma velha senhora casada falar dessa maneira?
Ne aptalca değil mi?
Ridículo, não?
Çenemi kapayamıyorum. Aptalca değil mi?
Não consigo fechar a boca?
Aptalca değil mi?
Não é tolice?
Aptalca değil mi?
Isto não é uma tolice?
Bu aptalca değil mi?
Não é tolice?
Başka bir insanın kemiklerinden korkmak aptalca değil mi?
Não é um disparate ter medo dos ossos de outro homem?
Çok aptalca, değil mi?
Uma patetice, não é?
Bu söylediğiniz çok aptalca. Bilimsel de değil.
Uma observaçäo singularmente estúpida e näo científica.
Aptalca görünüyor. Sorun değil. Dr Von Hallor'ın düşünmesine yardım ediyorsa bu onu ilgilendirir.
Parece idiota, mas não há problema, se ajuda o Dr. Von Hollor a pensar.
Ne aptalca, değil mi?
Não é uma tolice?
Ne aptalca, değil mi?
Não é uma estupidez?
Bu aptalca bir soru, değil mi?
Porquê? É uma pergunta parva, não é?
Ciddi değil. Sadece aptalca.
Nada de grave, só disparates.
Şu hale bak, ne aptalca, değil mi?
Olhem para isto, não é tolice?
- Aptalca bir şey değil mi?
É estúpido, não é?
Ne aptalca değil mi?
Dolly Messiter estava comigo e não parava de falar.
Ne aptalca, değil mi?
Não é uma parvoíce?
Aptalca, değil mi?
Tolice, não é?
Çok aptalca, değil mi?
Uma tolice, não é?
- Bu biraz aptalca, değil mi?
- Mas é uma parvoíce, não achas?
Aptalca, değil mi?
Não é tolice?
Aptalca bir şey yapmadın, değil mi?
- Não terás estado fazendo tolices?
Çok eski ve aptalca bir isim, değil mi?
Um nome antiquado e tolo, não acha?
Aslında Miss Marin'in masum ve aptalca bir olaydan... skandal yaratması umurumda değil.
Marin criasse um história escandalosa... de um acordo inocente, e possívelmente estúpio acordo.
Aynı zamanda aptalca bir şey yapmıyoruz değil mi?
Enquanto isso, não vamos fazer nenhuma estupidez, está bem?
Sarah'nın bunu okumayacağına güvenmem... çok aptalca, değil mi?
Parece idiota, mas confio cegamente que a Sarah não a vai ler.
Aptalca, değil mi?
Ena.
Ama aptalca davranıyorlar, değil mi?
Mas também são um pouco tolos, não são?
- Kulağa aptalca geliyor, değil mi?
- Parece-lhe uma tolice?
Aptalca bir şey yapmayacaksın değil mi?
Não vais fazer nenhuma loucura, farias?
- Aptalca, değil mi?
- Absurdo, não é?
Aptalca bir şey demedim, değil mi?
Eu não disse nada de mal, ou disse?
Aptalca bir isim değil mi.
Que nome estúpido.
- Söylediğim aptalca bir şeydi, değil mi?
- Disse uma coisa disparatada, não foi?
Aptalca bir şey yapmayı düşünmüyorsun, değil mi?
Não está a pensar em cometer alguma loucura?
Konuşunca bir aptal gibi aptalca şeyler mi söylüyorum? Evet, değil mi?
Falo coisas bobas de maneira estúpida?
Aptalca, değil mi?
Isso é besteira, não é?
Ne aptalca birşey, değil mi?
Oh, não é uma coisa tão estúpida?
Her dakika onu kaybetme tehlikesiyle yaşamak aptalca, öyle değil mi?
A vida pode ser tão preciosa. Não faz sentido arriscarmo-nos a perdê-la a qualquer instante, pois não?
Mükemmel biri. Ve Joey onu çok seviyor. Ve bu bir aptalca saçmalık değil.
É um homem maravilhoso, a Joey está muito apaixonada por ele e não é loucura nenhuma.
Bu bir aşağılama, bir ayıp... saçmalık, gülünç, tamamen aptalca ve başka bir şey değil... demek, rezilce bir şey, Sezar!
E é uma desgraça, uma vergonha... e é absurdo, ridículo e uma pate - tice e não sei mais que dizer... a não ser, que a tua insinuação é infame, ó César!
Bu mantıklı değil. Bir otomobil kazası gibi aptalca bir şeyde ölmeleri saçma.
Isto não faz sentido... eles morrerem numa coisa tão inútil como um acidente de viação.
- Ne aptalca, değil mi?
- Que estupidez, não é?
Pek aptalca bir soru, değil mi?
Conheço? Oh, sou tão tonta em perguntar, em situações como esta,... não é?
Tom, aptalca davranıyorsun, öyle değil mi?
Bem, Tom, está sendo um bocado idiota, não está?
Kasabaya sağ salim gitmene yardım edeceğim burada kalıp aptalca ölmene değil.
Vou ajudar-te a chegar a salvo à cidade não a ficar aqui para morrer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]