Değildim translate Portuguese
9,366 parallel translation
- Ben değildim.
Não fui eu.
- Hazır değildim.
Eu não estava pronto.
Dediğim gibi pek iyi değildim.
Como eu disse... Eu não era muito bom.
O ben değildim.
Aquele não era eu.
Hizmetçileri değildim.
Eu não era serva nenhuma.
Yani ben bunu yapabilecek kadar kuvvetli değildim.
Quer dizer, eu não era forte o suficiente para fazer isso.
Yaptıklarımın sorumluluğunu üstlenebilirim, ama bunda yalnız değildim.
Eu assumo a responsabilidade pelo que fiz, mas não estive sozinha nisto.
Seni işe almasını isterken kendimde değildim.
Não estava em mim quando lhe pedi que a contratasse.
Aktif göreve falan ama buna hazır değildim.
Missões, o que fosse... Mas não aquilo.
Mükemmel baba da değildim.
Também não era um pai perfeito.
Değildim.
Eu não estava.
O ben değildim.
Não fui eu.
Yemin ederim ben değildim.
Juro que não fui eu.
Ama onu durduracak kadar hızlı değildim ben.
Mas não fui suficientemente rápido para o travar.
Onun düşüncesini önemsediğinin farkında değildim.
Não sabia que a opinião dele te interessava.
Küçükken sosyal bir çocuk değildim.
Socializar não é muito o meu forte.
İhanetinin derinliğinin farkında değildim.
Não fazia ideia da profundidade da traição dela.
Şimdi de değilim, o zamanda değildim, hiç olmayacağım.
Nem agora, nem naquela época nem nunca.
Babam daha yeni ölmüştü ve o sıralar pek kendimde değildim.
O meu pai tinha acabado de falecer e eu andava desorientado.
Hayır, bundan emin değildim, ama artık eminim.
Não, não tinha a certeza do que tinha acontecido, mas agora sim.
Evan Lee için pek umutlu değildim ama bakın ne oldu.
Não tinha muitas esperanças no Evan Lee, mas... aqui estamos.
Hep böyle değildim.
Eu não fui sempre assim.
Neyse... Bugün sokağın karşısındaki Apple Store'a gittim ve 64-gigabyte'lık yeni bir iPhone aldım. 16'lık mı, 64'lük mü alsam, emin değildim.
Bom... hoje fui à loja da Apple e comprei o novo iPhone com 64 gigabytes, porque não sabia bem se havia de comprar o de 16 ou o de 64, mas o de 64 parece-me bem e, então, comprei-o.
Hatta olayın olduğu iddia edilen gece gemide değildim.
Nem sequer estava no navio na noite que ela diz que isso aconteceu.
Bu yüzden acının taze olduğu ilk yıllarda bu trajedinin farkında değildim.
Portanto eu não estava verdadeiramente ciente dos primeiros anos desta tragédia, quando era mais vívido.
Ama ben ona saygısızlık edip, evine otobüsle gitmesine sebep olan pislik değildim.
Não fui o idiota que a desrespeitou e a fez ir de autocarro para casa.
Onun için buluşmamıza gelecek durumda değildim.
Daí não ter comparecido ao nosso encontro.
Emily iş çevirirken ben orada değildim demenin sağlam kanıtı.
Negação plausível, enquanto a Emily faz o trabalhinho sujo.
Orada kilitli değildim.
Não estava preso no sótão.
Beni görmek isteyeceğinden emin değildim. Oh...
Não sabia se me quererias ver.
Bu büyük şeyi yapmaya hazırdım. İstediğimden bile emin değildim.
Eu estava pronto a fazer esta coisa enorme... que nem sequer tinha a certeza se queria fazê-lo.
O ben değildim.
Não era eu.
Ben kozalarda değildim.
Eu não estava nos casulos.
Söylediğim onca şeyde ciddi değildim.
Todas aquelas coisas que eu disse... não tinham significado.
Bunu bilmek zorunda değildim aslında.
Eu não precisava de saber isso, está bem?
Eski hatıralarım... 4 yaşından büyük değildim kan damlasını gördüğümde.
A minha lembrança mais antiga... Não pode ser mais do que... É de sangue.
Hektor, Joe'nun peşine düştüğünde onu durdurmaya çalışan tek kişi ben değildim.
Quando o Hektor foi atrás do Joe, não fui apenas eu a tentar impedi-lo.
Ben değildim.
Não fui eu.
- O sabah Camille'le değildim.
Eu não estava com a Camille naquela manhã.
Sabahları işten önceki hiçbir sabah da değildim. Linus, Camille'i de alıp... O benim eşofman üstüm.
Linus, preciso que ligues a Camille e... é a minha camisola!
İletişim kurma konusunda pek başarılı değildim.
Eu fui delinquente na minha comunicação.
- Değildim.
- Não.
Elbette savaşın ortasında orada değildim.
Claro, saí durante a guerra.
Ben içeride değildim.
Eu... não estava lá dentro.
Sen de biliyorsun. Süremeyecek kadar kötü değildim.
Eu estava bem para conduzir.
Ben hep orada değildim.
Cheguei depois.
- Başlatan ben değildim.
- Não fui eu que comecei.
O kadar yakın da değildim.
Não estou tão perto.
Döndüğünde burada değildim.
Eu não estava aqui quando ela voltou.
- Ben amaçsiz degildim.
- Não estava sem rumo.
- Fırsatı bulan ben değildim.
Bravo.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102