Asla mı translate Portuguese
12,667 parallel translation
Bu konumda olacağımı asla göremezdim.
Não tinha previsto isto.
Beni bu hale çevirmeseydin asla hep olmak istediğim adam olamazdım.
- Pelo quê? Se não fosse pelo que me transformaste, nunca me teria tornado no homem que sempre quis ser.
Bir daha asla karşıma çıkmayacak sandığım bir fırsat.
Uma oportunidade que nunca imaginei que voltasse a aparecer.
Gerçek hayatta olsa Quincy Berkstead'a asla iş başvurusu yapmayacağımın... -... kayıtlara geçmesini talep ediyorum.
Quero registar que nunca na vida me candidataria a trabalhar com o Quincy Berkstead.
Durumunu bilseydim asla böyle konuşmazdım.
Se soubesse da tua situação, nunca tinha dito aquilo.
Buraya asla gelmeyeceklerini sandım.
Pensei que nunca mais chegavam.
Asla unutmayacağım.
E nunca me vou esquecer.
O gece kocanı asla unutamayacağımı söylemiştin.
O que me disseste naquela noite, que ele era o meu doente...
Yani kim takar üçüncü adımı? O yüksek teknoloji ürünü tarayıcıları geçmek zorundaysak, oraya asla varamayız.
Nunca chegaremos lá se tivermos que passar alguma coisa pelos scanners.
Asla yıkılamayacağı duvarları olabilir tanıştığım en içine kapanık insan olabilir, ama bunlar bir yana ondan iyisini bulamazsın.
Algumas coisas ele nunca vai mudar... e talvez seja a pessoa mais introvertida que já conheci, mas além disso, não vais encontrar homem melhor.
Ben de "Ne zaman?" diyecektim ve sen de "Asla gibi bir seçenek var mı?" diyecektin.
E eu diria : "Quando?" E tu dirias : "'Nunca'é uma opção? "
Asla teslim olmaycağım!
Não me vou render!
Sadece asla anlayamayacağım eski yöntemler.
Só... Não consigo entender esta maneira de fazer as coisas.
Nasıl düşünmem, elemanı her gün görüyorum ama ben asla yapmazdım.
- Como posso não pensar? Vejo o miúdo todos os dias. Mas nunca tomá-lo-ia.
Aklıma geldi de, burada yaşamaya başlasam bile etrafta insan olmadı mı asla ünlü olmam.
Pensando bem, mesmo queNeu morasse aqui... não posso obter fama seNnão tem ninguém ao redor.
Ne onların tarafını tutacağım ne de asla onların döküntü zırhlarını giyeceğim.
Nunca estaria do lado deles, ou vestiria aquela armadura tipo lixo deles!
Bu yüzden onu, bir çöp gibi kapı önüne koyduğunda bunun onu mutlu etmek için benim şansım olduğunu düşündüm çünkü tüm benliğimi, senin asla yapmadığın bir şekilde ona adayabileceğimi biliyordum.
Quando lhe deste um chuto no rabo, como um bocado de lixo, achei que era a minha hipótese de a fazer feliz, porque sabia que lhe podia dedicar todo o meu ser de uma forma que nunca farias.
Seni asla aldatmadım.
Nunca te enganei.
"Yatırım için asla geç değil."
Nunca se é velho demais para começar a economizar ".
Erica, asla doktor olmaya hak kazanmadığımı çok iyi biliyorsun.
Erica, sabes muito bem que nunca afirmei ser médica.
Bir mavi balinayla suyu paylaşmak ve göz göze gelmek hiçbir zaman, asla unutamayacağım bir şey.
Dividir a água e ficar cara a cara com a Baleia Azul é algo que nunca vou esquecer.
Kurallar konusunda çok katı olursanız ve "Protokol, protokoldür, asla dışına çıkmam" derseniz sanırım çoğu kişi de gerçek hayatta işlerin böyle yürüdüğünü düşünmüyordur.
Se quisermos ser rígidos e dizer que o protocolo é o protocolo e que não pode haver variações, as pessoas sabem que a vida não é assim.
"Sizin asla yapamayacağınız bir şey yaptım."
" Eu fiz algo que nunca poderiam ter feito.
Asla senin kadar güzel olamayacağım.
Nunca serei tão bonita quanto tu.
Asla! Herkesi çıkarmanız lazım.
Tem de evacuar as pessoas!
Sırrımızı asla bilemeyeceksin.
Nunca saberás os nossos segredos.
Dostum, asla senin tarafında olup olmadığımı sorgulamamasın. Çünkü ben her zaman senin yanındayım!
Pá, nunca deves questionar se estou ou não do teu lado porque estou sempre do teu lado!
Uyandığında ölmüş olacağım. Fakat seni asla unutmayacağımı bil.
Quando acordares eu já terei morrido, mas nunca te esquecerei.
"Bu hayatta, sevginizi... "... asla kazanamayacağım gerçeğiyle yüzleştim.
Encarei a dura verdade de que nunca poderei ter esperanças do seu amor, nesta vida.
Asla da bir kahraman olmayacağım.
Nunca serei.
Asla ama asla özür dileme madem burayı başımıza yıktın, biz de it gibi çalışıp baştan yaparız şimdi masana otur da biraz para kazan, anladın mı?
Nunca peças desculpa. Nunca. Queimaste a casa toda, arregaças as mangas e constróis outra.
Bunu asla kapamayacağım.
Nunca vou ficar com este papel.
Gösteriye Çocuk Hizmetleri'nden kimsenin gelmediğini umuyorum yoksa Derek'i asla geri alamayacağım.
Rezo para que ninguém da Comissão tenha estado a ver o desfile, senão nunca mais recupero o Derekzinho!
Sizi asla riske falan atmadım.
Nunca te colocaria em risco.
Seni ve çocukları asla riske atmadım.
- Nunca vos colocaria em perigo.
Seni ve çocukları asla riske atmadım.
Nunca vos colocaria em perigo.
- Bu gördüklerimi asla unutamayacağım.
Anda. Não consigo esquecer o que acabei de ver.
En karanlık anımızda tüm umutları kaybetmişken "Asla vazgeçme" dedim.
E no nosso momento mais negro... quando toda a esperan � a estava perdida... eu disse, "Nunca desistas."
Bir daha asla ama asla, hiçbir zaman mutlu olamayacağım.
Nunca, nunca, nunca, nunca vou ser feliz.
Asla zamanımız dolmaz.
- Nunca passamos de prazo.
Seni asla unutmayacağım.
Nunca te esquecerei.
Tatlı Yahudim olmadan asla basaramazdım.
Eu não teria conseguido sem a minha querida judia.
- Ve umarım asla tanışmayız.
- E espero nunca vir a conhecer.
Asla sana karşı değilim, tamam mı?
Nunca estou contra ti, está bem?
Seni asla bırakmayacağım.
Nunca te abandonarei.
Duyduğum ilk anda gerçek olduğunu anladım Bir yıldırım gibi çarptı Ve asla unutmadım
Eu soube desde a primeira vez que ouvi, levei como um maldito raio e nunca esqueci.
Asla senin gibi olmayacağım.
Nunca serei como tu.
Silah taşımıyor diye ona onca şeyi söyledikten sonra silah taşımadığı sürece asla yanımda yer alamayacağını söyledikten sonra uzun vadede gelmiş geçmiş en cesur insan olduğunu öğrendim.
Capitão Jack Glover Apesar de lhe ter dito aquelas coisas a respeito de levar uma espingarda, que nunca estaria ao meu lado sem uma espingarda... Mas, mais tarde, descobri que ele era uma das pessoas mais corajosas do mundo.
- Buradan asla çıkamayacağım.
Nunca hei de sair daqui! Porra!
Ah canım, orada uyum zamanı asla.
Oh querida, eu nunca caberei aqui.
Peki sana bundan bıktığımı ve bir daha asla tekrarlanmayacağını da söyledi mi?
E ela também lhe disse que não vai voltar a acontecer? - Porque já estou farto.