English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ A ] / Aynı şekilde

Aynı şekilde translate Portuguese

3,701 parallel translation
Aynı şekilde bir akşamdan kalma olmuştum.
Já tive essa ressaca.
Sanıyorum ki siz iş bitiriciler aynı şekilde çalışıyorsunuz...
Presumo que trabalham da mesma maneira...
Bende aynı şekilde hissediyorum, Ama bu onun aynı Cyrus olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Sinto o mesmo, mas isso não muda o facto de que ele ainda é o Cyrus.
Sanırım sen cinayetle ilgili aynı şekilde düşünmüyorsun.
Mas acho que não sentes o mesmo sobre o assassínio.
Tamam, ben de aynı şekilde karşılık veririm.
Também posso fazer isso.
Çünkü Norrie ve ben de aynı şekilde nöbet geçirdik. Ne?
Porque a Norrie e eu tivemos a mesma convulsão.
Norrie ve ben de aynı şekilde nöbet geçirdik.
A Norrie e eu tivemos a mesma convulsão.
Hey, Owen'nın Marion için yaptığını Manny de aynı şekilde benim için yaptığını bir düşünsene?
Achas que o Manny me apoiaria da forma que o Owen apoiou a Marion?
Aynı şekilde.
A mim também.
Mesela senin vergi denetimini sabote etmekten de aynı şekilde zevk alırdım.
Ficaria igualmente contente de sabotar, não sei... - A auditoria aos impostos dela.
Keşke ben de habersiz bir şekilde seni evimde gördüğüme aynı şekilde şaşırdığımı söyleyebilsem.
Posso dizer que estou igualmente surpresa por te ver entrar em minha casa sem aviso.
Charlotte da aynı şekilde.
Assim como a Charlotte.
Marko aynı şekilde ölseydi, bu tuhaf görünmezdi.
Não seria estranho se o Marko morresse da mesma maneira.
- Hayır. O eline geçen şansları hep... aynı şekilde kullanır... İnsanlara zarar vermek.
Ele vai usar isto da mesma maneira que usa tudo, para magoar as pessoas.
Nick'in diğerleriyle aynı şekilde tepki göstereceğinden emin değilim.
Não sei se o Nick vai reagir do mesmo modo que os outros.
Trevor, seni içeriye tek başına gönderemem aynı şekilde çocukları da herhangi bir Aster Şirketi tesisi yakınlarına.
Não posso deixar-te ir sozinho e não posso aproximar os miúdos de instalações da Aster Corps.
Lilley, Welch'in tanığı ve aynı şekilde o da onun.
O Lilley é o álibi do Welch e vice-versa.
İlk siren sesiyle birlikte pencere ve kapılardan uzakta güvenli bir odaya sığınacaksınız. Gerçek bir nükleer saldırıda nasıl olacaksa, aynı şekilde.
Ao som da primeira sirene, todos se abrigam numa divisão segura, longe de janelas e portas, tal como num evento nuclear real.
Şartları aynı şekilde mi olacak?
Os termos da sua proposta seriam os mesmos?
Ama ikiside İngilizcede aynı şekilde telaffuz ediliyor.
Mas, pessoalmente, sinto que a coisa de ortografia sufoca a criatividade.
Açık anahtarlı şifreleme uygulamamızı kırdıkları yöntemle aynı şekilde.
Da mesma maneira que conseguiram entrar nos nossos servidores.
Çünkü Billy, gördüğüm kadarıyla senin de aynı şekilde...
- E não sei porque... - Porque, Billy, sei que há alguma coisa entre ti e...
Hikâyesini anlatacak ve dinleyen herkesin aynı şekilde inanmasını sağlayacak.
Ela vai contar a sua história, e vai fazer o resto do mundo acreditar também.
Bu sabah onu görünce de kalbim aynı şekilde attı.
Quando pensei nela esta manhã, o meu coração começou a bater mais forte.
McCann'da da aynı şekilde.
Tal como o McCann.
Aynı şekilde adamlarımı da.
Nem tu, nem ninguém que trabalha para mim.
- Beyaz adam kaç yaşındaydı? - Aynı şekilde.
- Que idade teria o branco?
Aynı şekilde katilin yüzünü gördüğünü de.
E que viste o rosto do assassino.
Ama burada sizin çizdiğinizle aynı şekilde öldürülmüş.
É o mesmo método da morte da sua protagonista.
Burada sizin çizdiğinizle aynı şekilde öldürülmüş.
É o mesmo método da morte da sua protagonista.
Bu bebeklerden hoşlandıysan aynı şekilde sevecek misin göreceğiz.
Bem, se algum dia estiveres no meu, veremos se vais ter a mesma opinião.
Ne yaparsan yap, aynı şekilde bitecek.
Vai acabar da mesma forma, o que quer que faças.
- Aynı şekilde Sam'i de.
- O Sam, também.
Sadece etraf aynı şekilde ışık kalsın, tamam mı?
Mantém a luz a iluminar o chão, está bem? - Tem cuidado.
Bıraktığın hayatı aynı şekilde bulabileceğinin garantisi yok.
Não há garantias que seja a mesma vida.
Aynı şekilde gerçekleşen üç kayıp kişi davası daha buldum.
Não há imagens. E achei mais 3 casos de pessoas desaparecidas dentro do mesmo padrão.
Tamamdır, iki kadın aynı şekilde kaçırıldı ve onlardan birinin DNA'sı, Sebastian Jones vurulduğu sırada yanında olan bir seks robotunda bulundu.
Ok. Duas mulheres foram sequestradas, o mesmo M.O e o DNA de uma delas foi encontrado num sexbot que estava com Sebastian Jones ao morrer.
Rebekah da aynı şekilde.
Mas, também a Rebekah.
Emily kız kardeşiyle aynı şekilde ölmeyi saplantı yapmış.
A Emily tem andado a obcecar para morrer da mesma forma que a irmã.
Aynı şekilde zorla girip emniyet güçleri ve medyanın ilgisini çekip isteklerinin karşılanması için insan rehine kullandılar.
Entram à força, e atraem a atenção da imprensa e polícia usando reféns humanos para obter o que querem.
CIA de aynı şekilde.
Assim como a CIA.
Aynı şekilde. Kendinize iyi bakın.
- A si também, cuide-se.
Bende aynı şekilde analiz ettim.
A minha análise também diz que "não".
Asıl nokta ikiniz de daha önceden yaşadınız ve hiçbir şey hatırlamıyorsunuz. Freya da aynı şekilde.
vocês viveram outras vidas, mas, nem tu nem a Freya se lembram de nada.
Aynı bu şekilde!
É assim que se faz!
Buraya o şekilde geldin, aynı patlama diğerlerini de getirdi ama, farklı olarak sen 1992 yılına geldin ki bu da benim doğumumdan iki yıl öncesi... Evet, tabi.
Sim, claro.
Bir şekilde, o buluşlar aynı zamanda size ait.
De certo modo, as descobertas deles são as suas descobertas.
Kullanılan metotlar birbirinden farklıdır ama sonuçları kaçınılmaz bir şekilde aynıdır.
Os métodos variam, mas o resultado é inevitavelmente, sempre o mesmo.
- Aynı şekilde...
- Igualmente...
Yalnızca cezalandırma amacıyla değil aynı zamanda benzer şekilde cezbedilen diğerlerinin suçun bedelinin çarpıcı bir şekilde ödenmesinin en cazip mum için bile suç işlemeye kesinlikle değmeyeceğinin farkına varmalarıdır.
Não por uma questão de vingança, mas para que aqueles que se sintam tentados percebam que o crime não compensa e que o crime não vale a pena, mesmo que o prémio seja aliciante.
Fena şekilde özlüyorum. Ed Kretz inanılmaz işler başardı, ve hepsini aynı motosiklet üzerindeyken başardı.
Ed Kretz fez coisas assombrosas... e fez isso basicamente com a mesma mota... nessa mesma mota ganhou a última corrida em Savannah, Georgia ganhou a primeira corrida na Laconia nesta mota... e ganhou a primeira Daytona.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]