Başardık mı translate Portuguese
518 parallel translation
Başardık mı?
Já chegámos?
Söyle bana Merlin, kötülüğü alt etmeyi başardık mı?
Diz-me, Merlin, derrotámos o Mal como parece?
- Başardık mı?
Conseguimos?
Ee, Moe, başardık mı yoksa başardık mı?
Bem, Moe, conseguimos... Ou conseguimos?
Başardık mı?
Conseguimos?
20 yıllık gizli bilimsel araştırmalar ve sayısız başarısızlıktan sonra.. ... ben de Tanrı'nın kendi imgesi olarak ölülere yaşam vermeyi başardım.
Depois de 20 anos de pesquisa científica secreta e de fracassos sem conta, também criei vida, como dizemos, à imagem e semelhança de Deus.
- Başardınız mı? - Hayır, buna hiç alışık değilim.
- Não tanto como de costume...
Çok büyük zahmetlere girdim - İnan bana, hiç kolay olmadı ama kızın kim olduğunu öğrenmeyi başardım.
Fiquei muito preocupado... Acredita-me, não foi fácil... mas consegui descobrir quem a era a rapariga.
Ve bunu kısa sürede başardım.
Foi rápido.
Başardık tatlım.
Conseguimos, querida.
Banka müdürü bayağı meraklandı ama birlikte yemeğe çıkınca tüm merakını gidermeyi başardım.
O director do banco pareceu-me extremamente curioso mais eu pude satisfazer a sua curiosidade em todos os aspectos... -... quando ele me levou a almoçar.
Geçmiş bir çağın fosilleriyiz. Ve ben bu gidişi kırmayı başardım.
Nós somos os fosseis de uma Idade do passado... e eu ousei quebrar o molde.
Amerika'dayken, kornaya basardım ve kızlar koşarak gelirdi.
Nos Estados Unidos, buzinava e a rapariga vinha a correr...
Bazılarımız öldü ama başardık.
Alguns de nós morreram por isso, mas conseguimos.
Polis Teşkilatımız cinayet sayısını azaltmayı başardı ama Thuggee Tarikatının varlığını tanımaya zorlandık.
As autoridades conseguiram diminuir o número de assassinatos... mas somos forçados a reonhecer que os Tugueses ainda existem.
Kıl payı başardım.
E quase não aparecia.
Yapmayı başardığımız onca şeye rağmen, hayatı katlanılır kılacak... birçok şey hala eksikti.
E apesar do que conseguíamos, ainda nos faltava muita coisa... que tornaria a vida mais suportável.
Arabadan sürünerek çıkıp kapılara ulaşmayı başardım.
Eu arrastei-me para fora do carro.
Yardım toplamayı başardık.
Na verdade, angariamos fundos para isso...
Başardık, aslanım! Başardık.
Conseguimos, meu!
Tanrım, başardık.
Por Deus, conseguimos.
İyi iş başardın, kızım.
Fizeste bem, minha filha.
- Arkadaşlarım, başardık.
- Bem, amigos, nós conseguimos.
Basındaki bağlantılarımız sayesinde, McCluskey'nin uyuşturucu işinde, Sollozzo ile olan bağlantısı hakkında, baya bir yazı yazdırmayı başardık.
Graças aos nossos contactos nos jornais, pudemos colocar matérias sobre o envolvimento de Mc.Cluskey com o Sollozzo na venda de drogas.
Kendi kendimize başardık, senden yardım almadık.
Conseguimos sem Sua ajuda!
Başardık ama, başarmadık mı?
Conseguimos ou não?
Sokakta o şişko herifi yakalayabilseydim kıçına tekmeyi basardım.
Se tivesse deitado a mão àquele monte de banhas cá fora... tinha-lhe dado uma boa sova.
Bütün imkanlarımızı kullanarak burnu en yakın Delta laboratuvarına yani buraya yetiştirdik. Bütün biyokimyasal teknolojileri kullanarak bir senedir onu canlı tutmayı başardık.
Num acto de pura inteligência, encaminhámos o nariz... para o laboratório Delta mais próximo, que é este... onde, num exaustivo esforço bioquímico... conseguimos mantê-lo vivo durante quase um ano.
Sanırım başardık.
Acho que conseguimos.
Sanırım başardık!
Acho que conseguimos.
Pekala... Sanırım başardık, ha?
Finalmente o fizemos.
Bir dakika, Pasc, Sanırım başardık!
Espere!
Ben de başardım! Daha çok saygınlığı hakediyoruz artık.
Cruzámos o rio... e eu quero o crédito.
Başardın. Artık hepsi senin tatlım.
Foi você, querida!
İdam edilmeme 2 saat kala başçavuşun kafasını kırmayı başardım.
Duas horas antes de ser executado,... consegui fugir ao matar o sargento.
Sanırım başardık.
Acho que vamos conseguir.
Diyelim ki başardık. Öbür sayımda kaçtiğımız belli olacak.
Se fugirmos das celas, dão pela nossa falta na contagem seguinte.
Onun yardımı olmadan başardık.
Nós fizemos isto sem a ajuda dela
Gece boyunca çok sıkı çalıştık ve belirtmekten mutluluk duyarım ki, belirlenen tarihe icraatı yetiştirebilmeniz için bazı taslaklar hazırlamayı başardık.
Trabalhei afincadamente toda a noite, Ministro e é com prazer que lhe digo que já redigi algumas propostas que lhe permitirão atingir os objectivos nas datas indicadas.
Bakım ve onarımdan Vince'i ikna edip oynamayı başardık.
Jogámos com o Vince da manutenção e correu bem.
Sonunda kendisini sağlık taramasına götürmeyi başardım.
Finalmente consegui que ela fzesse um'check-up'.
Seni korumaya çalışmasam Jennings'in kıçına tekmeyi basardım.
Teria arreado no Jennings, se não estivesse a tentar protegê-lo.
Gina'nın çifteyi belirlememize yardım etmesi sayesinde, silah satış ruhsatlarını tarayıp evinizde ateşlenen silahı belirlemeyi başardık.
Com a ajuda de Gina identificámos a espingarda. Correspondemos as impressões às de uma licença de porte de arma.
Merhaba, anons etmekten mutluluk duyarım ki... tüketiciye daha maliyet vermeden... fabrikadaki güvenliği arttırmayı başardık... Yönetimin maaş artışlarını da etkilemeden.
Olá, estou orgulhoso de anunciar... que tenhamos conseguido aumentar a segurança aqui na central... sem aumentar os custos para os consumidores... ou afectar as taxas de administração.
Biliyor musun Mookie, başka bir şey değil, sadece azıcık daha uzun olsaydın, düşündüğün şey yüzünden k... çına tekmeyi basardım.
Mookie, não é por nada, mas se você fosse um pouco mais alto... eu te daria um pé na bunda só por estar pensando.
50 yıllık sıkı çalışmayla biriktirmeyi başardığım para. Adam'ı gördün.
Dinheiro que tentei juntar em 50 anos de trabalho árduo.
Onların üç katını başardık yurttaşlarım.
Nós nos saímos bem, valentes compatriotas!
Ben olsam kıçına tekmeyi basardım.
Eu daria um chute nesse idiota.
O kadar ısrar etti ve beni öyle sıkıştırdı ki sayın lordum... Sonunda izin kopartmayı başardı... Olur demek zorunda kaldım.
Autorizo minha tardia permissão, por laboriosa insistência... que, finalmente, selou seus desejos... com meu árduo consentimento.
Sanırım sonunda kafesi sallamayı başardık, Marlboro.
Parece que nós realmente abanámos a jaula, Marlboro.
Tarayıcılarımızı engellemek için bir alan kullanıyorlar ama geçmeyi başardık.
Usaram um campo de tóron para bloquear os nossos sensores, mas conseguimos penetrá-lo.