English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Başına

Başına translate Portuguese

43,815 parallel translation
Denizde tek başına kalmak daha kötüdür.
Cada um de nós a sós no mar.
Bir tasarım yoksa da, burada tek başınayız ve hiçbir yer bizi kabul etmez.
E se não há desígnio estamos sós na nossa pertença e não haverá a grandiosa mão para nos amparar.
Kendi başına.
Sozinho.
Kendi ölümün, geri kalan herkesin başına gelen bir şeydir.
A nossa própria morte é algo que acontece apenas aos outros.
Yalnız başına yapamam.
Agora não. Não sozinho.
Hepimizin üzerindesin, gökyüzünde tek başına ve yere inmek dışında her şeyi anlıyorsun.
Estás acima de todos nós, sozinha no céu e sabes tudo exceto como aterrar.
İşinizin başına!
De volta ao trabalho.
Hatırladığım ilk şey bir titreme. Kozmosta tamamen ve bütünüyle yalnız başına bir sürükleniş.
A primeira coisa que me lembro é de cintilar... à deriva no cosmos, completamente... e totalmente sozinho.
Bu yüzden en az 12 Kree şehrinde başına ödül konulmuş durumda.
E tem recompensas pela cabeça dele em pelo menos 12 províncias de Kree.
Gerçekten isterim. Ama en muhteşem kadını tek başına ölüme terk ettin.
Eu adorava acreditar em tudo, a sério, mas tu deixaste a mulher mais maravilhosa do mundo... morrer sozinha.
Bunu sonsuza kadar başına kakabilirim.
Para poder dizer-lhe isso na cara para sempre.
Tek başına bir problem değil ancak troponin seviyesinin yükselmesine bağlı olarak genişleyen kalbi ona acı veriyor.
Não é um problema em si, mas juntamente com níveis de troponina elevados... Ele tem cardiomegalia.
Onun başına gelecek olan bu.
É isto que lhe vai acontecer.
Kentte tek başına dolaşan küçük bir kız var.
Temos uma menina a correr pela cidade, sozinha.
Sana Mirando'nun başına geçmiş en güçlü CEO'nun gerçek yüzünü hatırlatacak bir şey gönderdim.
Enviei-te um lembrete do verdadeiro rosto da diretora-geral mais poderosa que a Mirando já teve.
Yoksa Okja'nın başına gelecek olan bu.
Senão, é isto que acontecerá à Okja.
Bütün bunları tek başına yaptı.
Ela mesmo fez tudo isso.
Muzlu ekmeğin içinde pişirip çok etkili bir sürülebilir reçelin içine aşıladım. Tek başına yapılan "geçici konaklamalar" için çok ideal.
É cozinhada com pão de banana e infundida numa compota forte, ideal para retiros criativos de natureza solitária.
Geçen dediğin gibi belki kendi başına yola çıkmışsındır diye düşündüm.
Pensei que talvez tivesses ficado por tua conta por algum tempo, como tinhas dito.
- Hanımefendi Silver Mustang'te tek başına konuğumuzdu ve onu eve bırakmam istendi.
- Senhora.. ele estava hospedado no Silver Mustang, sozinho, e pediram-me para o trazer a casa.
Umarım başına kötü bir iş gelmez.
Espero que não lhe aconteça nada de mal.
- Bunu tek başına yapamazsın.
- Não podes fazer isto sozinho.
Ve onları asla tek başına yenemezsin.
E nunca os conseguirás derrotar sozinho.
Ve her işi tek başına yap.
E avançava sozinho.
Rand'in başına geçmemizi istedi.
Queria que dirigíssemos a Rand.
Anılara yolculuğumuza devam etmek isterim ama saat başına para aldığım için işe koyulmaya ne dersin?
Podíamos continuar esta viagem pelo passado, mas como cobro à hora, que tal deitarmos mãos à obra?
Yani seri üretimle imalat maliyetini tablet başına beş dolardan aza indirebiliriz.
O que significa que podemos produzir em massa, sendo o preço de produção menos de cinco dólares por comprimido.
Hap başına beş papele hayat kurtarabiliriz ama fiyatı artırmak mı istiyorsunuz?
Podemos salvar vidas a cinco dólares o comprimido, mas querem aumentar o preço?
Ama kim olursan ol, onlarla tek başına mücadele etmek aptallık.
Mas, sejas lá quem fores, é uma estupidez lutares sozinho.
Rand'in başına gelen en güzel şey, Danny'nin kapıdan içeri girdiği gündü.
O melhor que aconteceu à Rand foi o Danny ter voltado a entrar por aquela porta.
Onu sıranın başına al.
Passem-no à frente.
- Tek başına mı?
- Sozinho?
Belki de Danny, siz ortadan kaybolunca Rand'in başına geçmeyi düşünüyordur.
Talvez tenha percebido que, sem vocês, ele controlará a Rand.
Yetkililerden kaçmayı başaran Rand, New York Narkotik Bürosu tarafından arananlar listesinin başına kondu.
E apesar de Rand continuar a monte, a DEA de Nova Iorque colocou-o no topo da lista dos fugitivos mais procurados.
- Tek başına halledemez.
- Não pode fazer isto sozinho.
İşimin başına dönmem gerek.
Tenho que me despachar para voltar ao local.
Burada tek başına mı yaşıyor?
Vive aqui sozinha?
Sen gittikten sonra şehir çapında bir birimin başına atandım.
Quando te foste embora, puseram-me numa brigada especial.
Buralarda kötü şeyler iyi insanların başına geliyor.
Por cá, coisas más tendem a acontecer a pessoas boas.
Sean'ın başına gelenler daha çok kaza gibiydi.
O que aconteceu ao Sean foi mais um acidente.
Bir başına.
Sozinhas.
Peki. Bunu kendi başına yapmaya hazır mısın?
Muito bem, preparada para fazeres isto sozinha?
Kardeşini Köpek Köşesi'ne bırakır... seninle baş başa vakit geçiririz.
Deixamos o teu irmão na área dos cachorros... enquanto estamos algum tempo com o Tim.
Basına gitmeyeceğiz, bunu şimdilik gizli tutuyoruz.
Não dizemos nada à imprensa por enquanto.
- Buna inanmıyorum, basıncı ters çevirmiş.
Não acredito nisto. - Ele mexeu na pressão.
Sabıka dosyaları ölüm haberlerini içeriyor. Basına gitmeden önce ortadan kaldırılan materyaller. Gelecek nesiller için saklanıyor.
Agora, o arquivo morto tem artigos mortos... material que foi dispensado antes de ir para a imprensa, mas ainda foi salvo para a posteridade.
Neler olduğunu bilmiyorum ama bir sorunumuz olduğu kesin ve bunu çözmek için aklının başında olmasına ihtiyacım var.
Não sei o que se passa, mas sei que temos um problema e preciso que estejas lúcido para me ajudares a resolvê-lo.
Çoktan basına mı gittin yoksa?
Já contactou a imprensa?
Başıma bir şey çarptı.
Algo me acertou na cabeça.
Baş sağlığına geldim.
Vim apresentar as minhas condolências.
Kalp atışınla, kan basıncınla, kolestrolünle, uyku sürenle, uyku kalitenle, sindirim veriminle, dahasıyla ve dahasıyla ilgili bilgiler toplayacak ve tüm bu bilgiler bulut sisteminde, tabletinde, istediğin heryerde olacak, tabi, diğer The Circle çalışanlarınınkiyle birlikte.
Vai recolher dados sobre o seu ritmo cardíaco, pressão arterial, colesterol, duração e qualidade do sono, eficiência digestiva e assim. E todos os dados serão armazenados na nuvem e no seu tablet, sempre que quiser, e claro, será comparado com o resto do Círculo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]