Belki de bu translate Portuguese
8,389 parallel translation
Belki de bu iş cesedini nehre atmamla sonuçlanacak.
Ou talvez isto acabe comigo a largar o teu cadáver no rio.
Belki de bu konuyu yalnız konuşmalıyız.
Será que podemos falar sozinhos?
Belki de bu, büyük resme olan odağını azaltıyordur.
- Isso pode tê-la desconcentrado.
Veya belki de bu sadece bitkinligimizin gostergesidir.
Ou talvez seja apenas a sombra do cansaço.
Belki de bu Tanrı'nın planıydı hep.
Talvez tenha sido esse o plano de Deus.
Belki de bu virüsü büyük kitlelere aktarmalıyım.
Talvez deva disponibilizar essa praga para as massas.
Belki de bu yüzden beni hiç yakalayamadılar.
Deve ser por isso que nunca me apanharam.
Belki de bu yeni girişim yaşam destek ünitesinden çıkmak için tam da ihtiyacı olandır.
Este novo empreendimento pode ser o que a cidade precisa para se conseguir sustentar.
Belki de bunu işleri bu sefer farklı yapmak için ikinci şans olarak görürüz.
Talvez vejam isto como uma hipótese para fazer as coisas diferentes e mudarmos para melhor.
- Belki de bu yüzden onu öldürdü.
Talvez tenha sido por isso que foi assassinado.
Belki de bu yüzden öldürülmüştür.
Talvez tenha sido por isso que foi morta.
Daha önce hiç bu kadar kişi bir lise maçını izlemeye gelmedi ve belki de bu bir daha hiç yaşanmayacak.
Nunca antes houve, e talvez nunca mais volte a haver, tanta gente a ver um jogo de futebol de liceu.
Belki de bu girişi tekrar düşünmelisin.
Talvez devesses repensar esta entrada.
- Belki de bu yüzden ölesiye dövüldü.
Talvez tenha sido isso que o tenha levado a ser espancado até à morte. O que estamos realmente a perguntar é por que razão tinha o teu cartão? Pois.
Belki de bu konuşmayı baştan almalıyız.
Talvez devêssemos recomeçar esta conversa.
Pekala, belki de bu taslakta neyi takdir ettiğimi daha açık söylemeliyim.
Talvez deva ser mais articulado sobre o que apreciei nesta versão.
Aramıza bir boşluk koymamız gerektiğini düşünüyorum. Ve belki de bu sorunu halletmenin tek yolu budur.
Só acho que precisamos de um pouco espaço um do outro e talvez... seja a única maneira de podermos resolver isto.
Bu yüzden belki de gitmen en iyisi olur.
Portanto, é melhor que vás.
Bu ikisinin karşılaştırılması belki de paha biçilemez.
Sim, a comparação entre ambos pode ser inestimável.
Evet, bu mantıklı ama belki de hâlâ daha iyi bir yol vardır.
- Sim, seria adequado. Mas talvez haja uma forma ainda melhor.
Evet, bu belki de şeye çok daha uygun bir...
Sim, seria uma forma adequada de...
Belki de kendisi bu cevabı sınar.
Talvez ele tenha a resposta.
Belki sen de Woodward ve Bernstein hikayesini bırakıp bu hikayeye odaklanmalısın.
Devias de deixar de ler Woodward e Bernstein, e tentar escrever uma história sobre isso.
Belki bu yetenek ona daha fazla gönül ilişkisi kurma şansı sunmuştur çünkü yalnızca O kız yoktu.
Talvez esse poder lhe tenha dado oportunidade de ter mais casos, porque ela não é a única.
Belki bu yüzden yetişkin olmanın, cinselliğe girmenin yanlış olduğu fikrine kapılıyorsundur.
Talvez isso te dê a sensação de que ser adulto, ter sexo é errado. Ela faz o melhor que pode.
Ama bu Cole denen kişinin bizi 20 sene belki de daha fazla aşan ilerlemelerin ürünü.
Mas posso dizer-lhe que este Cole está muito avançado em relação a nós. Cerca de 20 anos, talvez mais.
Max belki bir gün senin gibi biri bu Salmonella imalathanesine gelir ve bizi kurtarır.
Sabes, Max, talvez um dia, alguém como tu entrará nesta fábrica de Salmonella e nos resgatará.
Bu soruyu belki de davayı almadan önce sormalıydın.
Devias ter perguntado antes de aceitares o caso.
Ve sen düşünüyorsun Winthrop bizim çiçek meraklısı değilse, bu belki de harcama olan biriyle zamanı.
- E tu a pensar, que se não é o Winthrop o nosso entusiasta da flor, talvez tenha passado algum tempo com alguém que é.
Genelkurmay belki bu skandalı gizlemek için elinden geleni yapar ama karım oğlunun ölümünün üzerine yatmaz demiştim, kim karışmış olursa olsun.
Ele faria de tudo para encobrir um escândalo, mas, as minha esposa nunca abafaria factos nem protegeria ninguém tratando-se da morte do nosso filho.
Belki bu, onun ailesinin kızlarını bir kız gibi tanımlayabilmelerinin tek yoludur.
Talvez só assim os pais dela possam justificar que a filha goste de uma rapariga.
Belki de sana fahişe gibi makyaj yapıp sokağa atmak lazım. Bu nasıl geldi?
Acho que vou pôr-te nas ruas e pintar-te como uma prostituta.
Ama belki bu bir yol açar bu işi düzeltmem için.
Mas talvez seja uma forma de remediar as coisas.
Ya tüm bu palyaçolar da bizim gibi aynı otoparka parkettilerse ne olacak? ! Belki de ucube çadırında daha iyi Wi-fi çeken yer vardır.
E se todos aqueles palhaços estão estacionados no nosso lote?
Belki de berbat biriyimdir, tamam mı? Ama Angie'e bu şeyi bulaştıran da sensin.
Eu só faço porcaria, mas foste tu que provocaste isto.
Belki de kaderimizdir bu.
Talvez este seja o nosso destino.
Bütün bu şeyleri arkaya götürdükten sonra burayı dikeceğim. Bilmem belki de süs havuzunu doldurup bir balık koyarım. Yapıldığından beri öyle duruyor.
Vou colocar estas coisas ali atrás, depois colocar plantas, e... não sei, talvez encher o lago com peixes aqui, já que está ali, e...
Çünkü o, bu firmayı, hatta dünyayı teşvik eden basit belki de zalim, katı kuralları anladı.
Porquê? Porque ele compreendia o simples, talvez cruel, mas intransigente conceito que rege esta empresa e, já agora, o Planeta Terra.
Düşündüm ki, bu gece boşum. Belki sen de müsaitsindir.
Talvez também tenhas a noite livre.
Belki de bu o kadar da iyi bir fikir değildir.
Talvez isso não seja boa ideia.
İçinde bulunduğu özel durum belki de tüm bunların olmasına neden oluyordur o yüzden biri ona ne olduğunu anlayabilecekse bu kişinin sen olabileceğini düşündüm.
Não sabia se o estado de saúde particular dele era aquilo que poderia estar a causar tudo isto. Pensei que, se alguém fosse entender, seria você.
Bu olay ve Frank Irving'in mezardan çıkması arasında. Belki de Grant'i öldüren şey,
Isso acontecer ao mesmo tempo que o Frank Irving ressuscita?
Belki de serserinin biridir bu dünyaya yabancı bir serseri.
Talvez um nómada... Tão desconhecido para este mundo quanto para o dele.
Belki de en acı olan bu.
Talvez isto seja o que magoa mais.
Belki bu sefer olay farklı biter.
Talvez, agora, termine de forma diferente.
Bu kadar para nereden geldi, söylemek istersin belki?
Talvez queiras dizer-me de onde todo aquele dinheiro veio.
Belki de en iyisi bu.
Talvez seja melhor assim.
Belki de onun izinden ilerleyecek çocuk bu odadadır.
Talvez, o rapaz que pode seguir os passos dele esteja nesta sala.
Bu mudur yani? İnsanlar yarın buraya sanki herhangi bir günmüş gibi girecekler, ve belki de tabelayı fark etmeyecekler mi?
As pessoas vão entrar aqui amanhã, como um dia qualquer, e poderão ou não ver isto.
Yani belki de adam pantolonlarını belinde tutmayı becerseydi bu problemlerin hiçbiri olmazdı.
Se ele mantivesse as calças fechadas, ele não tinha esses problemas.
Belki de - bu - bu adrenalin yüzünden.
Não sei. Talvez seja a adrenalina.
belki de 1259
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de öyleyim 25
belki de değil 95
belki de daha fazla 40
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de öyleyim 25
belki de değil 95
belki de daha fazla 40