Bende mi translate Portuguese
852 parallel translation
- Bende mi bir tuhaflık var acaba?
- Será algo em mim... que as faz reagir assim?
- Sıra bende mi?
- É a minha vez?
- Bende mi?
- Eu também?
Bende Mi bemol * yazıyor.
Não, tenho um bemol "E".
Sıra bende mi?
Está comigo?
"Belediye Başkanı Bartlett." Hoş olurdu ha? - Sıra bende mi?
"No mesmo barco com Bartlett." É a minha vez?
- Bende mi söz vermeliyim?
- Também queres a minha palavra?
Size saçma geliyorsa, suç bende mi?
Tenho culpa se aquilo não faz sentido?
Sıra bende mi?
É a minha vez?
Sıra sende mi yoksa bende mi? - Sende.
É a tua vez de jogar, ou a minha?
Bende mi?
Sou eu?
Acaba bende mi bir gariplik var diye düşünmeye başlamıştım.
Começava a pensar se estaria algo de mal comigo.
- Bende mi?
- Comigo?
Kulağınız bende mi?
Estão-me a seguir?
- Hata sizde miydi, bende mi?
Engano seu ou meu?
Bende mi bir eksik var?
Alguma coisa falta em mim?
Bende mi kalsın?
Ficar com ele?
Bende mi?
A minha vez?
Yani ben adı bende saklı olan yerden buraya 11 saat yol tepeyim ama siz bana bir mahkûmla iki laf etmeme izin vermeyin, öyle mi?
Viajei 11 horas e o senhor não vai permitir... que eu fale com um homem condenado?
- Bende mi?
- Eu?
Bende kalabilir mi?
Posso ficar com isto?
Bana sen evlendin mi dedi, bende evet dedim.
Então casaram-se? Eu respondi-lhe que sim.
Siz çıkana kadar kitap bende kalabilir mi Bay Steele?
Steele, posso ficar com o livro até sair?
Dans sırası bende, değil mi?
No entanto, é a minha dança.
- Efendim, bende kalabilir mi?
- Senhor, posso guardá-la?
Bu bende kalabilir mi?
Posso guardá-los?
Bende kalabilir mi?
Posso ficar com ele?
Peterson, bu akşam bana kapıyı açtığında bende değişik bir şey fark ettin mi?
Peterson, quando me abriu a porta hoje cedo, notou algo estranho em mim?
Bugünlerde erkek hastalığı değil mi bu? - Bende var.
- Bom, eu tenho.
Ben de olduğunu varsaysak, ki bende değil parayı gerçekten sana vereceğimi mi sanıyorsun?
Supondo que o tenho... mas não o tenho... achas mesmo que ia entregar-to?
" kolların istemez mi bende bulmayı huzur?
" Os seus braços nunca ansiaram pelos meus?
Eğer bende sizin küçük ordunuzun bir parçası olsaydım, Albay... Beni de Askeri mahkemeye verirlerdi, değil mi?
No exército, eu também iria para o tribunal marcial.
- Bende bu şans varken mi?
- Com a minha sorte?
Bundan eminim, sende bende bundan söz ediyoruz değil mi?
Sim, e tu também. Até tu! É isso o que estou a dizer!
- Bende kalabilir mi?
- Posso ficar com isto?
Bende adamlarından biriyim, değil mi? Sana birşey olursa,
Também sou um dos teus homens, certo?
- Sıra bende mi?
- Eu dou.
- Bu bende kalabilir mi?
Já está.
Bu bende kalabilir mi?
Posso ficar com isto?
Bende mi, sende mi?
Em minha casa ou na tua?
Sıra sendeyken konuş onunla JR. Şimdi sıra bende. Öyle değil mi?
Agora é minha vez agora, J.R. Certo, Buck?
Bende de var, değil mi?
Eu tenho, não tenho?
Bu bende kalabilir mi? Kesinlikle.
- Posso ficar com isto?
Bu bende kalabilir mi? Ne için?
- Importa-se que fique com este?
Bende kal. Annen evde mi?
A tua mãe está lá?
Sakıncası yoksa bu taslak bende kalabilir mi?
Não se importa que leve o resumo?
Y-yavru bende kalabilir mi, lütfen anne?
Posso ficar com a cria? Por favor, mãe.
Gece yarısına kadar bende kalabilir mi?
Posso ficar com ele esta noite?
Sıra bende, değil mi?
- * És demasiado boa para ser verdade * - É a minha vez, certo?
Seni bırakırsam Tora bende kalabilir mi?
Se te deixar ir, posso ficar com Torah?
... sıra bende oluyor, değil mi?
é a minha vez de vigiá-los, não é?