English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bir iyilik yap

Bir iyilik yap translate Portuguese

3,686 parallel translation
Saklayamazsın. Bu yaşlı sirk yöneticisine son bir iyilik yap.
Por isso, podes fazer a um velho mestre do picadeiro... um último favor?
Bana bir iyilik yap.
Faz-me um favor.
Bu yüzden lütfen, bana bir iyilik yap. - Elimi sürmeyeceğim.
- Portanto, faz-me esse favor.
Bana bir iyilik yap.
Não te preocupes com nada.
Ona bir iyilik yapıyoruz.
Estamos a fazer-lhe um favor.
Bana bir iyilik yap ve bir daha bana mesaj falan gönderme.
Faz-me um favor e não me mandes mais nenhuma mensagem de voz ou SMS.
- Bana bir iyilik yap ve araç incelenirken burada bekle, sonra laboratuara gidersin, olur mu?
Faz-me um favor e aguarda aqui pelo reboque, depois segue-o até ao laboratório, está bem?
Bilirsin, senin aksine Eve Mulberry cezasız kalmayacak o yüzden ikimiz için de bir iyilik yap.
Sabes, diferente de ti, a Eve Mulberry não vai escapar do assassínio. Faz-nos um favor. Não armes confusão no meu caso.
Bir iyilik yapıp bu sefer şekerlisinden bir tane daha getirir misin?
Faça-me um favor e traga-me mais chá, com um pouco de açúcar desta vez.
Bir iyilik yapıyorum.
Eu usei um favor.
Tamam, peki, bana bir iyilik yap.
Está bem, mas faz-me um favor.
Bana bir iyilik yap da şunu bir tak.
Tome. Faça-me um favor. Ponha-o na cabeça.
Fakat sadece bir adam yaptığı bütün hataları affettirmek için bir iyilik yapıyor diye bütün dünyanın onu affetmesini bekleyemeyiz.
Mas, só porque um homem decide compensar os seus erros num dia, não significa que o mundo seja tão rápido a perdoá-lo.
Bana bir iyilik yap da üstüne bir şeyler geçir.
Faz-me só um favor e veste essa camisola.
Sahiden, sen bana bir iyilik yapıyorsun.
Sinceramente, até estarias a fazer-me um favor.
Bana bir iyilik yap Zoey.
Mas, Zoey, fazes-me um favor?
Bir iyilik yap bundan önce itiraf et.
Faça um favor, e pare com isto.
Gary, bana bir iyilik yap.
Gary, faça-me um favor.
Hepimize bir iyilik yap ve başka bir yerde dükkan aç.
Faça-nos um favor e estabeleça-se noutro lugar.
Ama bana bir iyilik yap.
Mas faz-me um favor.
Evet, gördüm. Beni istifa etmekle tehdit etti. Bana bir iyilik yapın.
Por acaso, vi. Ameaçou demitir-se.
Lanny, bana bir iyilik yap.
Lanny, faz-me um favor.
Bana bir iyilik yap.
Fazes-me um favor.
Şimdi ikimize de bir iyilik yapıp...
Isso é pressão. Se pudesse fazer um favor a ambos e...
Bana bir iyilik yap, Bir dahaki sefer evle ilgilenmeni söylediğimde istif sistemini hatırlat.
Tens um sistema de empilhamento? Faz-me um favor, lembra-me do sistema quando te pedir para tratar da casa, está bem?
"Bu yüzden ikimize de bir iyilik yapıp bu işi burada bitireceğim."
"Por isso, vou fazer um favor a ambos " e acabar com isto já. "
Bana bir iyilik yap da kes sesini.
Faz-me um favor.
O yüzden küstah bir domuz değil de gerçekten üzgünsen bana bir iyilik yapıp ona ne söylememi istediğini söylersin.
Se lamentares mesmo e não fores apenas um porco presunçoso, fazes-me um grande favor e dizes-me o que queres que eu lhe diga.
- Bana bir iyilik yap, Yardımcı.
Faz-me um favor, Branch.
Sen de bana bir iyilik yapıp yere damlatmazsan ama.
Fazes-me um favor se não pingares o chão.
Bana bir iyilik yapıp yarına kadar biraz çamaşır gönderebilir misin? Tabii ki, niye ama?
Fazes-me um favor e envias por correio nocturno mais roupa interior?
Bana bir iyilik yapıp Riley'e göz kulak olur musun?
Podes fazer-me um favor e ficar de olho na Riley?
Eğer başaramazsam bana bir iyilik yap.
Se não aguentar, faça-me um favor.
Bana bir iyilik yap ve kızıma ebeveynlik yapma.
Não dês conselhos parentais à minha filha.
O yüzden bana bir iyilik yap.
Portanto, faça-me um favor.
- Bana bir iyilik yap, olur mu?
- Faz-me só um favor, está bem?
Ben size bir iyilik yapıyorum.
Estou a fazer-lhe um favor.
Carl, bana bir iyilik yap.
Carl, faz-me um favor.
Bana bir iyilik yap olur mu?
Faz-me um favor, está bem?
Bana bir iyilik yapıp bunu Lauren'in önünde de söyler misin acaba?
Podias fazer-me o favor de dizer isso em frente da Lauren?
Kendine bir iyilik yap.
Faz um favor a ti próprio.
Pizza toplantına döneceksen dön, ama bana bir iyilik yapıp bizden herkesin önünde- -
Pensou que eras a assistente dele. Tens de voltar para a tua reunião de pizza, mas fazes o favor de não falar de nós na frente de todos?
Bana bir iyilik yap da- -
- Podes crer.
Birkhoff. Bana bir iyilik yap.
Birkhoff, faz-me um favor.
İyi. Bana bir iyilik yap ve gazımızın olduğunu söyle.
Faz-me só um pequeno favor e diz-me que temos combustível.
Ama bir iyilik yap ve yanına geldiğinde yumruk at.
Mas faz-me um favor. Se chegar perto, dá-lhe um soco.
Benny, bana bir iyilik yap.
Benny, faça-me um favor.
O yüzden bana bir iyilik yap ve bu konudan uzak dur.
Por isso, faz-me um favor, e não te metas.
Bana bir iyilik yap.
Podes fazer-me um favor?
Rehberler bir haftada benim hayatım.. ... boyunca yaptığımdan çok iyilik yapıyor.
Em uma semana eles fazem mais do que eu faria a vida toda.
Hatta onun için bir iyilik bile yapıyordum.
Na verdade eu estava a fazer-lhe um favor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]