Bir şeyler yapın translate Portuguese
543 parallel translation
Bir şeyler yapın. Aman tanrım.
Faça alguma coisa.
Bir şeyler yapın! Yakalayın onları!
- Vá atrás deles e apanhe-os.
Ama bir şeyler yapın Mösyö Cornillon!
Mas faça alguma coisa, Monsieur Cornillon!
Bir şeyler yapın.
Ninguém vai reagir?
Çabuk, koşun! Bir şeyler yapın!
Rápido, Sinbad!
Burada öyle dikilip durmayın, bir şeyler yapın.
Bem, não fiquem aí parado. Alguém faça algo.
Bir şeyler yapın!
- Não se fiquem parados, façam algo!
Şoför bey, bu acımasız hayvanı durdurmak için bir şeyler yapın.
Motorista, insisto que faça algo para deter esse bruto.
İşe yarar bir şeyler yapın.
Faça algo útil.
Bir şeyler yapın!
Façam alguma coisa!
- Bir şeyler yapın.
- Por amor de Deus, faça alguma coisa.
Haydi. Haydi. Bir şeyler yapın.
Vá e faça qualquer coisa.
Gidip bir şeyler yapın.
Vão para o campo e resolvam isso.
Tanrı aşkına, bir şeyler yapın Alfa!
Façam alguma coisa, por amor de Deus!
Bir şeyler yapın, ve kardeşinle dövüşen kim olursa olsun onu yere sermelisin.
pegue algo, e golpeie o merda. Seja o quem for que esteja brigando com seu irmão.
Bir şeyler yapın!
Faz qualquer coisa!
Bu adamı ortaya çıkartmak için kamu oyunda bir şeyler yapın, gururunu kırın.. .. etrafındaki insanlar konuşmaya başlasın.
Quero uma coisa pública para aniquilar este homem, para lhe destruir o orgulho, para pôr a malta que o rodeia a falar.
Bir şeyler yapın!
Oh, faça alguma coisa.
Bir şeyler yapın.
Façam alguma coisa!
- Bir şeyler yapın!
- Façam alguma coisa!
Kahrolası bir şeyler yapın!
Façam alguma coisa!
Lütfen, bir şeyler yapın!
Façam alguma coisa!
Bir şeyler yapın!
Façam alguma coisa
Bir şeyler yapın Bay MacGyver.
Faça algo, Sr. MacGyver.
İndirim beni. Bir şeyler yapın.
Alguém que me ajude!
- Ayrılın! Nickie, bir şeyler yap.
Nickie, faz alguma coisa.
Bir süre sonra sen de bir şeyler yapıp elindekilerle yetinirsin, durmadan sahip olmadıklarını elde etmek yerine.
Depois de algum tempo, tu assentarás e serás feliz com o que temos, em vez de ambicionares grandes coisas.
Bir şeyler yanlış gittiği zaman kıçlarını onlar için yapıştırman gerekiyor. Kızlar.
Se algo corre mal, corre-se a pontapés no rabo, mas raparigas!
Hâlâ şansın varken kendin için iyi bir şeyler yap.
Faz algo melhor por ti enquanto ainda tens essa hipótese.
Tam bu noktada durmuştunuz... ve bir adam ve bir kadını bir şeyler yapıp konuşurken gördünüz.
Você estava de pé neste mesmo lugar e ouviu e viu o que aquele homem e mulher disseram e fizeram.
Al işte, 1000 mil ötede, olağan şeyler yapıyor, küçük bir ayrıntının onu ölümden ayırdığını hiç düşünmüyor.
Lá está ele, a mil milhas de distância, a fazer tudo o que é habitual, sem nunca ter sonhado que só um pequeno detalhe o separa da morte.
Bir şeyler yapıyor. Bir kısmını gördün.
Já viste uma parte.
Bir şeyler yap, Şerif! Bir şeyler yapmak zorundasın!
Tem que fazer algo, xerife, tem que ajudar-nos!
Yani sapıyla ve aşağı tarafının yapısı da kesinlikle kadınsıdır. Ya da anaç bir şeyler...
Quero dizer, como é agarrado e as formas estruturais baixas sem duvida femininas, quase maternais.
Bir şeyler yapın doktor.
Façam qualquer coisa!
Dinle, yukarı gider ve kaşlarını cımbızla alır mısın, sadece geri git veya bir şeyler yap.
Desapareça ou algo assim!
Şimdi savaşın çok önemli bir alanında çok saçma şeyler yapıyorlar.
E, agora, fazem coisas bobas numa das áreas mais vitais da guerra.
Bir şeyler yapılmasını istiyorum!
Quero o assunto resolvido!
- Bir şeyler yapılmasını istiyorum!
- Quero o assunto resolvido!
Bir şeylerin ters gittiğini, şanssızlığın peşimizi bırakmadığını düşünüyordu. Ve bir şeyler yapılması gerekiyordu.
Achou que algo se passava, com a pouca sorte que tinham sempre, e que deviam esclarecer as coisas.
Her gün yeni bir şeyler yapıyorsunuz ve Washington Post'un yardımını istiyorsunuz.
Todos os dias faz coisas novas e precisa da ajuda do Washington Post.
Aracın arkasında bir şeyler yapıyor.
Ele está a fazer alguma nas traseiras da cabine.
Bu evde benden habersiz bir şeyler yapılmasını istemiyorum.
Não quero que aconteça nada em minha casa sem o meu conhecimento.
Üstüne yeni bir şeyler al, burada birinci sınıf oyunculuk yapıyorum.
Vai comprar roupa.
Bir şeyler yapın.
Tente alguma coisa.
Saçların için bir şeyler yap, Berbat görünüyorlar!
Mulher, filha, Gloria, faz alguma coisa ao cabelo porque está horrível.
Çocuklarınız için bir şeyler yapılmalı.
Algo tem de ser feito quanto aos vossos filhos.
Bir şeyler yapın!
Façam qualquer coisa!
Onlar bir şeyler yapıyor, sizin yapacaklarınıza karşı.
E eles têm-lhe feito algo contra a sua vontade.
Seni tatmin eden bir şeyler yap, her zaman hoşlandığın birşeyler.
Faz algo que te dê satisfação. Algo que sempre tenhas gostado.
Burada bir dövüş sanatı gösterisi yapıldı, yaşlı bir Japon adamın... bana büyülü görünen şeyler yaptığını gördüm.
Havia uma exibição de artes marciais... e vi um japonês pequeno fazer coisas mágicas.
bir şeyler içelim mi 27
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şeyler yanlış 26
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yemek ister misin 35
bir şeyler oluyor 92
bir şeyler yap 245
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şeyler yanlış 26
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yemek ister misin 35
bir şeyler oluyor 92
bir şeyler yap 245