English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bu ne tesadüf

Bu ne tesadüf translate Portuguese

101 parallel translation
Binbaşı, bu ne tesadüf.
Major, que coincidência.
Ugo, bu ne tesadüf!
Ugo, que casualidade!
Frosine, bu ne tesadüf!
Frosine, que encontro este!
Bu ne tesadüf!
Que afortunado...
Bu ne tesadüf.
Que coincidência.
Bu ne tesadüf!
Que coincidência!
George'u sokakta elinde dokuz kiloluk bir hindi ve bir şişe şarap ile görünce düşündüm ki : " Bu ne tesadüf.
Quando vi o George na rua, com um peru de oito kg e uma enorme garrafa de vinho, pensei : " Que coincidência!
Bu ne tesadüf!
- Quem diria!
Aa, merhaba, bu ne tesadüf!
Que coincidência. Tu de novo.
Bu ne tesadüf.
Que... estranho te ver aqui.
Bu ne tesadüf.
Bem, mas que coincidência.
Bu ne tesadüf?
Que maravilha!
Aman Tanrım, bu ne tesadüf!
Meu Deus! Que coincidência.
Bu ne tesadüf?
Quais eram as possibilidades?
Bu ne tesadüf?
Qual é a probabilidade?
Bu ne tesadüf! İşten yeni mi ayrıldın?
Que coincidência.
Tabitha, bu ne tesadüf.
Tabitha, que coincidência.
Bu ne tesadüf.
Conveniente.
- Bu ne tesadüf?
- Quais são as probabilidades?
- Evet, bu ne tesadüf?
- Sim. Quais são as probabilidades?
Bu ne tesadüf.
Mas que coincidência.
Bu ne tesadüf!
Que coincidência.
Bu ne tesadüf. - Evet.
- Que fazes tu aqui?
- Bu ne tesadüf.
- Bem, que coincidência.
Bu ne tesadüf?
Não é uma coincidência?
Bu ne tesadüf, alışverişe mi çıktın?
Que coincidência... a fazer compras?
- Seni burada bulmak ne büyük bir tesadüf. - Bu Teğmen McPherson.
- Que coincidência encontrá-lo aqui.
Bu tesadüf darbeden sonra su yüzüne çıktığında aranızdaki mesafe ne kadardı?
Agora, depois deste acidental revés, quando estavam ambos... na água a que distancia estavam quando você emergiu?
Bu ne güzel bir tesadüf.
Esta é uma agradável surpresa.
Ne tesadüf, elimde harika bir surup var tam da bu fiyata.
Por coincidência, trago comigo uma garrafa deste fantástico elixir por essa mesma quantia.
Bu ne güzel tesadüf!
- Toddy! Que prazer!
Ne hoş bir tesadüf bu böyle!
Que surpresa encantadora!
Bu ne tesadüf!
Uau!
Ne tesadüf ki ben bu akşam müsaidim.
Acontece que tenho a noite livre.
Bu ne güzel bir tesadüf böyle.
Que coincidência tão feliz!
- Homer. Bu ne hoş bir tesadüf.
Homer, que coincidência agradável.
Bu da geçen ay, ne tesadüf, geçen ay aynı gün golf sopalarımı ters çevrilmiş olarak çöpte bulmuştum.
Este é o do mês passado. Que coincidência, no mesmo dia do mês passado, eu ter encontrado os tacos de golfe no contentor do lixo! Estou farto disto!
Bu ne tesadüf?
- Phil?
Bu restoranda olmanız ne büyük tesadüf.
Que coincidência estarem no mesmo restaurante.
Bu çok hoş. Ne tesadüf... benim de çok sevdiğim bir kocam var.
Isso é querido e é uma coincidência, porque também amo muito o meu marido.
Bu ne garip tesadüf.
Que estranha coincidência.
Bu çıkar çıkmaz Ken ve Barbie'nin ayrılması ne kötü oldu degil mi? Tesadüf mü?
Tem graça como o Ken e a Barbie se separaram na altura em que saiu este boneco?
Peki bu kartı bana göndermesi sadece bir tesadüf mü yoksa Fox hakında ne düşündüğümü biliyor muydu?
Foi uma coincidência enviar-me isto ou ele sabe como me sinto?
Eva. - Biraz önce söylediğin şey... "Bu bir tesadüf değil." derken ne demek istiyordun?
O que quis dizer com "coincidência"?
Bu iki hainin, yasa karşıtlarının kendilerini iyi Kral Richard'a düşman yapıp bizi bu gün, Kral'ın doğum gününde eğlendirecek olmaları ne tesadüf.
Muito apropriado, então, que estes dois renegados, estes inimigos da lei, o que faz deles inimigos do próprio bom rei Richard, nos proporcionem algum entretenimento neste dia de aniversário do rei.
Bu ne... kocaman bir tesadüf mü?
Ou foi apenas uma grande coincidência?
Ne tesadüf! Bu benim en sevdiğim eyalet.
Que coincidência, esse é o nome do meu estado confederado favorito.
- Ne? - Sence bütün bu olanlar bir tesadüf mü?
- Achas que é tudo coincidência?
- Ne tesadüf. Bu bizim de davamız.
Este também é nosso caso.
Samantha gerçekten ürkütücü bir kitap yazmış, ama ne yani bu olanlar tesadüf olamaz mı?
Samantha pode pô-la bem negra mas vamos é uma coincidencia.
Ne tesadüf ki, bu balıkla dergindeki son kapak kızı aynı ağırlıkta.
Por coincidência, esse peixe pesa o mesmo que a rapariga da sua última capa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]