Bundan translate Portuguese
51,706 parallel translation
Neden bana bundan bahsetmedin?
Porque não me falaste disto?
Bundan daha iyi bir şeyin var mı?
Tens algo melhor do que isto?
Bundan senin çıkarın ne, diyorsun. Evet.
- Queres saber o que ganho com isso?
Tüm Çigong üstatları bundan bahseder. Ama teorik olarak. Çünkü henüz seninle tanışmadılar, sendeki şey onlarda yok.
Os mestres de qigong falam sobre isso, mas em teoria, como não te conheceram, não têm o que tu tens.
Bundan emin misin?
Tens a certeza disto?
Bundan fazlası dönüyor olmalı.
Tem de haver algo mais.
Bundan çok daha fazlası var.
Há muito mais do que isso.
Bundan emin değilim.
Duvido muito.
Bundan daha güçlüsün.
És mais forte do que isso.
Wang Xuance, Batı bölgelerindeki elçilik anılarını kaleme aldığı "Hindistan'a Yolculuk" eserinde bundan da bahsediyor.
Quando Wang Xuance serviu como um enviado para as regiões ocidentais nas suas memórias de Uma Viagem à Índia Central também o menciona.
Yanlış bir şey var, bundan eminim.
Sei que há algo de errado.
- Bundan emin misin?
- Tens a certeza?
Her ne yapıyorsan bundan zarar göreceksin.
O que quer que estejas a fazer, vais magoar-te.
Bundan dünyada on tane var.
Só existem dez destas.
Hayatı bundan ibaretti.
Essa era a vida toda dele.
Bundan çok daha zor şeylerin üstesinden geldin.
Já te mandei fazer coisas muito mais difíceis do que esta.
Bundan haberin var mı?
Tu sabes?
Belediye başkanlığı bundan, Midland Circle çevresindeki izinsiz yapılanmanın sorumlu olduğunu doğruluyor.
O gabinete do mayor confirma que se deveram a construções ilegais à volta de Midland Circle.
Hayır, bundan önceydi.
Não, foi antes disso.
- Tamam - Sadece şu, The Circle'da çalışan herkes burada olduğu için çok heyecanlı ve herkese durmadan bundan bahsetmek istiyorlar.
É que toda a gente que trabalha no Circulo está tão excitada por estar cá, e só querem estar sempre dizer isso a toda a gente.
Bundan ne çıkıyor?
O que podemos aprender disto?
Mae, Tom ve ben seninle bir fikir hakkında konuşmak istiyoruz ama bundan önce... Bize söylemek istediğin birşey var mı?
Mae, eu e o Tom queremos falar-te de uma ideia, mas antes disso, há alguma coisa que queiras contar-nos?
Şu anda bundan eğlenen milyonca insana sahipsin.
Tens milhões de pessoas a desfrutar disto.
Bundan dokuz ay sonra Springwood'daki tecritte peydahlanmış olan bir sürü bebek doğacak.
Daqui a nove meses, vai haver muitos bebés devido ao bloqueio do Springwood.
O manyak herif buralardayken bundan emin misin?
Tens a certeza, com este maldito maníaco a correr por aqui?
Biliyor musun bundan kurtulacağımı düşünüyordum.
Sabes... Sempre pensei que podia escapar.
Bundan emin misin?
Tens a certeza?
Bundan mı hoşlanıyorsun?
- É disso que gostas?
Bundan emin olacağım.
Vou assegurar-me disso.
Bundan nefret ediyorum.
Detesto isto.
- Bende bundan korkuyordum işte.
Pois, é esse o meu medo.
Sende bundan sonra daha dikkatli ol.
E tu, fica quieta!
Bundan daha fazlası var.
Há muito mais aí.
Senin de kalbin bundan yana biliyorum.
Sei que a tua intenção é boa.
Bundan utanç da duymazdı.
E não se furtou a isso.
Ama bundan iyi bir şey de çıktı, Evelyn.
Mas alguma coisa realmente boa resultou disto, Evelyn.
Bundan daha güçlüsün Diana.
És mais forte que isto, Diana.
Oğlum bundan daha iyisini hak ediyor.
Meu rapazinho merece mais do que isto.
Bundan kurtulabilirdin.
Podia ter escapado.
Bundan kaçış yok.
Não há saída.
Bundan dönüş yok.
Não há retorno possível.
Bundan sonra bana Ler diye hitap et.
A partir de agora, chame-me Ler.
Bundan böyle askerlerimi istediğim şekilde bizzat kendim tasarlayacağım.
Por enquanto... tenho estado a conceber o meu próprio exército de clones.
Bundan kaçamazsın.
Não podes fugir...
Bundan kimseye bahsetme.
eu não falaria disto a ninguém.
Doktorunun soğuk parmağını saymazsak bundan daha şahsi olamaz.
Tirando o dedo frio do teu médico, mais pessoal do que isto não há.
Diğerini görmen lazımdı, bundan da pisti.
Devias ter visto a outra merda, era mais nojenta que isto.
- Bundan pis bir şey düşünemiyorum.
- É difícil imaginar algo mais nojento.
Bundan arkadaşlarına bahsetme.
Não comentes nada com os teus amigos.
Sadece kendimi bundan sorumlu hissediyorum.
Sinto que a culpa é nossa.
- Bundan bahsetmemem gerekiyordu.
Sabem que não devo falar sobre isso.
bundan daha iyisini yapabilirsin 29
bundan sana ne 67
bundan böyle 140
bundan sonra 238
bundan bana ne 21
bundan başka 26
bundan emin misin 175
bundan eminim 469
bundan dolayı 56
bundan emin olabilirsin 58
bundan sana ne 67
bundan böyle 140
bundan sonra 238
bundan bana ne 21
bundan başka 26
bundan emin misin 175
bundan eminim 469
bundan dolayı 56
bundan emin olabilirsin 58