English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ C ] / Cehennem

Cehennem translate Portuguese

4,331 parallel translation
Karavana cehennem böcekleri saldırdı.
Mas a caravana foi atingida por hellbugs.
Araba cehennem böcekleri bölgesinde park etmişti.
O veículo deles estava parado no Hellbug Country. Tramas-te eles.
"Cehennem diğer insanlardır."
- O inferno são as outras pessoas.
Yıkılası cehennem bir yer..
- Que óptimo lugar para parar.
Evet, cehennem bir yer.
- Pois é. Muito bom mesmo.
Cehennem bir yolculuk, ha?
Que belo passeio, não?
- Parola "Cehennem."
É "inferno".
- Cehennem. - Gelebildiğine sevindim.
Inferno.
Cehennem gibi insanı teşvik ediyorlar!
Têm promovido isso que nem malucos!
Büyücü, Düzenbaz, Karanlıklar Prensi, Cehennem Zebanisi!
Feiticeiro, Príncipe das Trevas, Demónio do Abismo?
Bir yerin varlığına inanırım. Cennetle cehennem arasında yaşayanların ve ölülerin arasında.
Acredito num lugar entre o céu e o inferno, entre os vivos e os mortos.
İblis! Düzenbaz, Karanlıklar Prensi, Cehennem Zebanisi!
Serpente, impostor, príncipe das trevas, demónio dos infernos!
Cehennem ne oldu?
Que bosta aconteceu contigo?
Ben cehennem burada neler olduğunu söylemek zorundayım,
Precisa me dizer que diabos está acontecendo aqui.
- Cehennem Melekleri'nden kalma.
- Uma prenda de The Expendables.
Şey, ikisi de yürüyüşü sever ve ikisi de cehennem gibi inatçıdır.
Ambos gostam de caminhar e ambos são teimosos como tudo.
Babanın beni tıktığı cehennem deliğinde yaşamaya çalışıyorum. - Kapa çeneni.
Só tento de sobreviver no buraco que o teu pai me colocou.
Aynı cehennem gibi.
Parece que estou no inferno.
Böyle bir yaşamın aslında kendi cehennem.
Viver assim... é o próprio inferno.
Şüphesiz böyle kanlar içinde bir dünya, cehennem ismini hak ediyor.
Certamente com um mundo destes, inundado em sangue, merece ser tratado de Inferno.
Bu dünyanın kendisi cehennem.
Este mundo é um verdadeiro Inferno.
- Cehennem ateşi kadar yakıcıydı.
- Foi duma amargura sem limites.
İnsan olarak çarmıha gerildi ama cehennem güçlerine üstün geldi.
Crucificado enquanto homem, Ele superou o poder do Inferno.
Bu been cehennem olurdu.
Já imaginaste o inferno que seria?
cennetteki bir melek olmasına rağmen... burası cehennem.
Ante um anjo do Céu, estou no Inferno.
Üçüzlerin birleşmesi ile üç başlı cehennem köpeği gibi bir şeye falan dönüşüyorsa...
Eu sei. Se isto acabar por levar a uns trigémeos que formem um cão infernal com três cabeças, não estou com disposição para isso.
Cehennem olası.
Mas que raio?
Venüs'ün bu denli yaşama elverişsiz vahşi bir cehennem olma sebebi bu.
É por isso que Vénus é um autêntico inferno tão hostil à vida.
Hayatını cehennem edeceğim.
Vou fazer da tua vida um inferno.
Peki ya cehennem?
E o inferno?
İnsanların bozulması, şeytanlar, cehennem.
A corrupção do homem, os demónios, o inferno.
Cehennem seni istemiyor Crowley.
O Inferno não te quer, Crowley.
Şeytan baş meleklerin bu silahı Cehennem Savaşçılarını öldürmek için kullandıklarını söylemişti.
O demónio disse que os arcanjos usaram uma arma que podia matar os Cavaleiros do Inferno.
Baş meleklerin Cehennem Savaşçıları üzerinde kullandıkları bir silahı arıyoruz.
Procuramos a arma que os arcanjos usaram para matar os Cavaleiros do Inferno.
Cehennem Savaşçısı Abaddon'u öldürmek için gerekiyor.
Precisamos dela para matar um Cavaleiro do Inferno... Abaddon.
Abaddon son Cehennem Savaşçısı ve eğer sen oyundan bıktıysan neden ne olacağını önemsiyorsun?
Abaddon é o último dos Cavaleiros do Inferno, e se estás fora do jogo porque te importas que ela morra?
Eğer oradaki arkadaşın konuşabilse sana Cehennem Savaşçıları'nı benim yetiştirdiğimi söyleyebilirdi.
Se o teu amigo aqui pudesse falar, diria que eu tinha treinado os Cavaleiros do Inferno.
Colette'i kaçırdılar ve ben de bir kez daha İlk Bıçak'ı aldım ve yeniden elimde olması çok güzel bir histi ve Cehennem Savaşçılarını öldürdüm.
Levaram a Colette, por isso usei de novo a Primeira Lâmina, e senti-me bem em tê-la nas minhas mãos de novo, e eu massacrei os Cavaleiros do Inferno.
Sonra fark ettim. O küçük cehennem çukurunda o umudu fark ettiğimde Tanrı'ya şükrettim.
E quando me apercebi, quando tomei consciência dessa esperança dentro daquela cela, agradeci a Deus.
Ne cehennem oluyor burası?
Que porra se está a passar aqui?
Cehennem çıldırmış durumda.
O inferno está a ficar louco.
Kurluna kazınmış cehennem kapanı.
Uma Armadilha do Diabo gravada numa bala.
Onlar cehennem köpeklerini görüyorlar. Şeytani pitbullar.
Eles estão a ver Cães Infernais, pitbulls demoníacos.
Sanırım Cehennem Köpeği.
Acho que é um Cão Infernal.
Bir Cehennem Köpeği var!
- Um Cão Infernal!
Gidip Cehennem Savaşçısı'nı öldürelim.
Bem, vamos lá matar um Cavaleiro do Inferno, sim?
Cehennem nasıl Crowley?
- Como está o inferno, Crowley?
Cehennem iyi.
- O inferno está bem.
Cehennem İsviçre saati gibi.
O inferno é como um relógio suiço.
Lanet cehennem!
- Vamos lá!
"Cehennem" iyi olmuş mu?
Ainda bem que vieste. Gostaste de "inferno"?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]