English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ D ] / De oldu

De oldu translate Portuguese

25,072 parallel translation
Bu onun için de, benim için de oldukça zor bir dönüşüm oldu.
Tem sido uma transição muito difícil para ele... para ambos os dois.
Abinle oynaşmalarınıza ne oldu?
Portanto o que raio aconteceu? Para ter de se enrolar com o seu irmão.
Üstünde düşünecek sadece birkaç bin yılım oldu.
Só tive uns milhares de anos a remoer sobre o assunto.
Sana aramızda gerçek bir şeyin asla olamayacağını söyledğimi biliyorum ama oldu.
Eu sei que disse que nada de verdadeiro aconteceria entre nós, mas aconteceu.
- Ne oldu? - Kimlik için senin ve Tony'nin
Preciso de arranjar fotos tuas e do Tony para os documentos.
İfadeyi bir an evvel planlamalıyız. Duruşma tarihi belli oldu.
Temos de agendar o testemunho dele mais logo.
Adalind Juliette'e, Juliette de Adalind'e dönüşürken bir şeyler oldu galiba.
Deve ter relação com a Adalind ter-se tornado a Juliette... e depois a Juliette em Adalind.
Şimdi o yeniden Hexenbiest oldu ve oldukça değerli.
Agora que é uma Hexenbiest de novo, é valiosa.
- Ne oldu, bir şeyini mi unut...
Qual é o problema? Esqueceste-te de...
Tanrılar, senden bir öpücük için yalvarıyor biliyorum sevgi biraz işaret, bir şey, ve tüm boyunca Thane oldu.
Os Deuses sabem que tenho implorado por um beijo teu, um pequeno sinal de afeto, alguma coisa, e era o Thane no fim.
Bir haftada maraton yaptıkları dördüncü gece oldu.
É a quarta noite de maratona na última semana.
Pekala, eski hukuk kitaplarıma göz atmayalı bayağı oldu.
Há algum tempo que não verifico os meus livros de Direito.
Lafı açılmışken, fiyatta bir değişiklik oldu.
Por falar nisso, houve um ajuste de preço.
- Oldu.
- O Crews era professor de escrita na New School.
Meclis'e saldırı oldu.
O Capitólio foi alvo de um ataque.
Yine mi oldu?
Aconteceu de novo?
Yakışıklı bir adam bunu bana sormayalı, ben de buna evet demeyeli uzun zaman oldu.
Já passou muito tempo desde que um belo jovem me perguntou isso e ainda mais tempo que eu disse "sim."
Yalnızca kötü bir şeye sebep olacak bir şeyi yapmak istediğiniz hâlde durduğuuz oldu mu hiç?
Nunca quis parar, de querer o que pensa, porque sabe que isso só lhe trará sofrimento?
Herhangi bir fiziksel temas oldu mu?
Houve algum tipo de contacto físico?
Nasıl oldu da büyük şehir çocuğu buraya Kara Rozet'te çalışmaya geldi?
Como é que um rapaz de cidade acaba aqui, a trabalhar para o Distintivo Negro?
Kendimi köpek yarışlarında koşmaktan yorulmuş kafası karışmık, bitkin bir tavşan gibi hissediyorum ve sürekli sürekli Helen'a "Ne oldu?" diye soruyorum.
Eu sinto-me como um coelho nas corridas de galgos, ali às voltas, aterrada, confusa, exausta, e continuo a.. Continuo a procurar a Helen para lhe perguntar : "O que aconteceu?"
Belki de ayağa kalkıp bu insanların önünde teşekkürleri kabul etmen gerekir çünkü kitabınız, Bill'le birlikte yaptığınız şey bunların olmasına ön ayak oldu.
Mais vale ficares à frente destas pessoas e se curvem, porque o teu livro, o que tu e o Bill fizeram juntos, foi o que permitiu tudo isto acontecer.
Öğlenin sonunda bir dondurma salonumuz oldu.
Antes do final do dia, já eramos donos de uma gelataria.
Biraz alsak mı? Ben de akşam oldu diye bitirmeyi düşünüyordum.
Eu estava a pensar em ir descansar.
Evet, o önayak oldu, ben de onu takip ettim.
Ele teve a iniciativa e eu segui-o.
Geç oldu yine de.
Está a ficar tarde.
Bütün bu fiyaskonun sonucunda ortaya çıkan şey zührevi hastalık oldu süt vermeyecek ineklerle dolu bir tarla ve sen 2 bin mil öteye taşınıyorsun.
Tudo o que veio daí foi o teu período, um campo cheio de vacas sem leite, e tu mudares-te 3.000 km.
Yo, 20 haftalık oldu.
Não, faço 20 semanas de gravidez.
Bir sürü ameliyat oldu. Yüzü bir yol haritası gibiydi. Beraber inanılmaz bir yolculuk yaşadık.
Eu tenho feito tantas cirurgias nela, sabes, que o seu rosto é apenas um mapa de uma incrível jornada que temos tido juntos.
Birkaç gün önce regl oldu ve onu doğurganlık programına katmak istediler.
A menstruação apareceu-lhe há uns dias e eles queriam inscrevê-la no programa de fertilidade.
Meadow'da da öyle oldu. Ashley'de de.
A Meadow, a Ashley...
Bunu düşündüğüm için ben de herkes kadar şaşkınım ama Megan'ın bile bizi yönlendirdiği oldu. Şimdi gerçek bir doktor bize bir fikir sunuyor.
Estou tão surpresa como qualquer outro por pensar nisto, mas até a Megan foi demovida, agora que um profissional médico a sério interveio.
Aksine daha da yakınlaştık ve her şey daha iyi oldu.
De facto, nós ficámos mais próximas, e... as coisas têm melhorado.
Alice, bizi yapmadığımız şeylerle suçladı bu bizim lehimize oldu.
Sabes, a Alice acusou-nos de algo que nós não fizemos, portanto... isso funciona a nosso favor.
Çok kötü oldu çünkü bence bedenini yakabilseydim herkesin ruhu daha da rahatlamış olurdu.
Mas é uma pena, porque se o corpo dele tivesse pegado fogo, ia melhorar o humor de todos.
Evet, o konuya gelecek olursak Phil'in ölmeden önce söylediği sondan ikinci şey "Sakın bebeğimizi Tandy'nin büyütmesine izin verme." oldu.
Sobre isso, a penúltima coisa que o Phil disse-me antes de morrer foi : "Não deixes que o Tandy tome conta do nosso bebé".
Ne kadarlık oldu?
De quanto tempo estás?
Efendim, Ahiret Projesi laboratuvarında bir güvenlik ihlali oldu.
Senhor, falha de segurança no Projecto Afterlife.
Eğer yapmak zorunda stefan en yara almak oldu. Ilk kardeşini koymak, - Hayatında bir kez için.
Só tinhas de ficar com a marca do Stefan e pôr o teu irmão em primeiro lugar, uma vez na tua vida.
It 274 kapalı bir erişim yolu oldu.
Sim, foi na estrada de acesso à rua 274.
It kuzey Oden oldu. Orada bir görünüm var.
A norte de Oden.
Görünüşe göre o bir seri katil oldu. O vampir olmadan önce.
Ele era um assassinato em série antes de se transformar em vampiro.
Görünüşe göre o bir seri katil oldu. O vampir olmadan önce.
Aparentemente, ele era um assassino em série antes de se tornar um vampiro.
I tahmin, bilirsin, Şeyler oradan oldu.
Eu acho que, você sabe, coisas aconteceram de lá.
İkimizin de hayatında çok değişiklikler oldu.
Muito mudou, para nós os dois.
Sizin ekmek, özgürlük ve sosyal adalet çığlığınız devrimin çığlığı oldu.
O vosso grito de Pão, Liberdade e Justiça Social é o grito da revolução.
Claire, planlarda değişiklik oldu.
- Olá, Claire, mudança de planos... Porreiro.
İkinizin arasında bir an bile bir yakınlık oldu mu?
Houve sequer um momento de carinho entre vocês os dois?
- Ne kadarlık oldu?
Descobri. - De quanto tempo estás?
Omar Singh, ameliyat sonrası ilk günü. Araba kazası sonucu oluşan yaralanmaların giderilmesi için karnından ve göğsünden ameliyat oldu.
Omar Singh, primeiro dia do pós-operatório subsequente a cirurgia no peito e no abdómen com vista a reparar os ferimentos sofridos durante um acidente de viação.
Ne oldu? Anlamak zorundasın.
Tens de compreender.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]