English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ D ] / De var

De var translate Portuguese

206,473 parallel translation
Benim bulup onun bulamayacağı başka seçenekler de var.
Não o ouças, ele não é um génio. Existem saídas que ele não pôde descobrir, mas eu posso.
Size sunabileceğimiz gerçek ve uzun zamanlı şeyler de var.
Há verdadeiras coisas a longo prazo que podemos oferecer-lhe.
ama çalışan bir demo şartları var. O da ne şimdi var, ne de sonrasında olacak.
Mas temos todos de trabalhar na demo que não têm nem nunca terão.
İstersek bu kıyıların görüp göreceği en büyük orduyu toplamanın bir yolu var.
Se quisermos, há uma forma de reunir o maior exército que esta costa já viu.
Bence yatağınıza ve yastığınıza ihtiyacınız var Lordum.
Creio que precisais da vossa cama, senhor. E de um travesseiro.
Verecek hiçbir şeyim yok! Ailem var benim.
Não tenho nada de valor para dar.
Birinin yatağa ihtiyacı var.
Alguém precisa de uma cama.
Paylaşmayı istediğin bir sebebin mi var?
Tendes alguma ideia que gostásseis de partilhar?
Bir balık resmi var.
Junto ao rio há um entalhe de peixe.
Umarım kardeşin sülalenizde aklı çalışan tip olsun zira dışarıda kurt gibi bir canavar var ve siz çöp evde yaşıyorsunuz.
Espero que ela seja o cérebro da família, porque há um monstro lobo mau lá fora e vocês vivem em uma casa de palha.
Dışarıda sayısız ölü korkar var üstelik. Ve hepsini senin öldürdüğüne inanmıyorum.
Há uma enorme quantidade de covardes mortos por aí... e não acredito que você os tenha matado.
Bir de müzik var.
E há música.
C vitaminine ihtiyacın var.
Precisas de vitamina C.
Ayrıca, dairemde bir sızıntı var ve sanırım sizin banyonuzdan geliyor.
E tenho água a pingar no meu apartamento, acho que vem da sua casa de banho.
Ama sabah erkenden dersim var.
Mas amanhã de manhã tenho aulas.
Şampiyonluk maçı var bugün.
O Campeonato de Conferência é hoje.
Bununla birlikte, acilen kurtarılması gereken, bocalayan bir gemi şirketi var.
Mas há uma linha de cruzeiros a precisar de auxílio urgente.
Çünkü küçük bir çanta tuzlu bademim var.
Porque comi um pacotinho de amêndoas com sal.
Aleyhine açılmış askıda bir haraç verme davası var.
A justiça tem um caso de extorsão pendente contra ele.
İş konuşabileceğimiz bir yer var mı?
Há algum sítio onde possamos falar de negócios?
İçinde korsan ruhu var.
Tem a essência de um pirata.
Sly, sana ihtiyacım var.
Sly, preciso de ti.
Hazır mısın? Rezervasyona 20 dakika var.
A reserva é dentro de 20 minutos.
Onu iyi temsilci yapacak türden bir kişiliği var.
Ele tem o tipo de personalidade que o vai fazer um bom representante. "
Benim bir fikrim var. Sadece harika iki arkadaş olduğumuzu kabullenmek istiyorum özel arkadaşlar, birbirini çok önemseyen, öyle arkadaşlar ki birbiri için her şey yapabilecek ; buna...
Gostava que nós apenas reconhecêssemos que somos óptimos amigos, amigos especiais, que se importam demais um com o outro, o tipo de amigos que fariam qualquer coisa, incluindo...
Bu yüzden yardımınıza ihtiyacımız var.
Por isso precisamos de vocês.
Ortada bir kadının hayatı var.
Temos a vida de uma mulher em risco.
Kadın olması büyük talihsizlik, erkekler tuvaletinde büyük bir pencere var. O şekilde çıkartamam onu.
Pena ela ser mulher, há uma janela no quarto de banho masculino.
Kadınlar ve erkekler tuvaletinin ortak duvarı var.
Os quartos de banhos compartilham uma parede.
Seni yenmemin üç yolu var ama hangisini kullansam bilemedim.
Posso vencer-te de três formas, mas não sei qual usar. Sabes o que mais, vou usar o peão.
Pekâlâ, dizime kadar alçıpan içindeyim, Toby çalıntı bir çöp kamyonunda ve burada tozutmuş bir satranç manyağı var.
O Toby roubou um camião de lixo e há um nerd a vomitar o cérebro. Já não podemos desistir. O Walter vai pensar em alguma coisa.
- Ne var orada?
- Fermento de pão.
- Misafirlerimiz var.
Temos companhia. Precisam de um plano.
Beyler, tavsiyeye ihtiyacım var.
Pessoal, preciso de um conselho.
Yeni bir başlangıç yapacak bir yere ihtiyacım var.
Preciso de um sítio onde possa começar de novo.
Korkacak neleri var?
Do que é que eles haviam de ter medo?
Ödevim var.
Tenho trabalhos de casa.
Güvenini nasıl kazandığına dair söyleyebileceğin bir şey var mı? - Moskova'daki ajanlarımızın ona yaklaşmak için kullanabileceği bir şey?
Há alguma coisa que nos possa dar de como ganhou a confiança dele, algo que possamos transmitir aos nossos agentes em Moscovo
Şeffaf bir piyanoları var.
Eles têm um piano de cauda transparente.
Rusya'da, Gorky Park'ta bovling salonu var.
Na Rússia, tínhamos uma pista de bowling no Parque Gorky.
Moskova için eğitime aldıkları her bir ajana ulaşma ihtimalimiz var demektir.
Há uma hipótese de nós podermos apanhar todos os agentes que eles estão a treinar para Moscovo.
Yok canım, sadece sarımsak, beyaz sirke ve pirinç var.
Não, é só... é alho, vinagre de vinho branco e arroz.
Nil Deltası'nda, İskenderiye yakınlarında hâlâ birkaç bağ var.
Ainda existem algumas vinhas ao longo do Delta do Nilo, perto de Alexandria.
Ben alamam, yarın sabah erkenden aerobik dersim var.
Não para mim... amanhã bem cedo aula de aerobiótica.
Moskova için eğitime aldıkları her bir ajana ulaşma ihtimalimiz var demektir.
Há uma hipótese de nós podermos apanhar todos os agentes que estão a treinar para Moscovo.
Bende bir sorun mu var?
Passa-se algo de errado comigo?
Hiç bilmediğim bambaşka bir yanın var sanki.
Eu senti como que há toda uma outra tu que eu não conheço de todo.
İçeride güvenlik görevlileri var, ayrıca CIA'in bina içinde ne gibi bir karşı önlem aldığını bilmiyoruz.
Há guardas lá dentro e não sabemos que tipo de contra-vigilância a CIA pode ter no edifício.
Şimdi bir de laboratuvar var.
E agora, o laboratório.
Ofisinde dosya dolapları var, üstünde de sıradan kilitler.
Ele é... tem armários de ficheiros no seu gabinete com cadeados básicos.
Bizim de sorunlarımız var.
Nós temos os nossos problemas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]