English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ D ] / Dediklerine göre

Dediklerine göre translate Portuguese

517 parallel translation
Yabani soğan. Dediklerine göre günde iki soğan yersen 100 yaşına kadar yaşarmışsın.
Cebola do mato, os locais dizem que se comer uma todo dia você vive até ser velho.
Dediklerine göre o kadar büyümüşüm ki beni tanıyamazmışsın.
Dizem que me estou tão grande que agora não me reconheceria.
Ama dediklerine göre şu çılgın herif idare edecekmiş. - Carl Denham mı?
- Não sei, mas toda a gente fala nesse tipo lunático que está a organizá-la.
Dediklerine göre sokakta yürüyüp bağırıyormuşsunuz,
Disseram que, juntamente com outro senhor, gritou pelas ruas :
Dediklerine göre, ona hayranmış.
Dizem que ele simplesmente a idolatrava.
Dediklerine göre, ona hayranmış.
Ele simplesmente a idolatrava.
Dediklerine göre nefis bir oyunmuş.
Dizem que é ótimo.
Dediklerine göre, dürüst biriymiş.
Dizem que ele é um homem honesto.
Pandora'yı da orada bulabileceğimi biliyordum, kendini parçalarcasına içki içen Reggie Demarest ile birlikte. İnsanların dediklerine göre Pandora yüzünden içer. Ve de iki şey için yaşayan Stephen Cameron ile ;
Sabia que poderia lá encontrar Pandora com Reggie Demarest... que bebia como um desesperado... por Pandora, diziam as pessoas, e Stephen Cameron que só vivia para duas coisas, Pandora e... o carro de corridas com que esperava bater o record mundial de velocidade.
Dediklerine göre "kronik"
É o que eles chamam de crónico.
Dediklerine göre 30 yıldır böylesine sıcak hava dalgası gelmemiş.
Estão dizendo que nunca ficou tão quente em 30 anos.
Dediklerine göre sadece sevginin barındığı evlerin yanında büyürmüş.
Dizem que só pode crescer perto de uma casa onde há muito amor.
Dediklerine göre filonun amirali Richmond'mış. Sahile çıkmak için Buckingham'ın karadan yardıma gelmesini bekliyorlar.
Pensam que Richmond é o almirante e que se mantêm ancorados, à espera de que Buckingham os ajude.
Dediklerine göre, efendimiz, Sir Thomas Urswick ve Lord Marki Dorset de ayaklanmışlar.
O senhor Tomás de Lovell e o Marquês de Dorset, diz-se, o condado de York se puseram em armas,
Güzel söz söyleme sanatı, Demosthenes, soylu bir meslektir dediklerine göre, tatmin ediciymiş.
A oratória, Demóstenes, é uma profissão nobre.
Dediklerine göre kir onları sıcak tutuyormuş.
Dizem-me que ela os mantém quentes.
Dediklerine göre Maggie yatakta, sen de divanda yatıyormuşsun.
Dizem que ela dorme na cama e tu no sofá. É verdade?
- Dediklerine göre güzelmiş.
- E bonita, segundo dizem.
"Güneş olduğu yerde durdu" dediklerine göre güneşin dünyanın etrafında döndüğü gibi bir fikirleri olmalı.
Sim, e como disseram, "o sol se deteve" nesse caso, acreditavam que o sol se movia em redor da terra.
Dediklerine göre, dürüst insanlar gece vakti bu nehirde yolculuk yapmazmış.
Dizem que os homens honrados não navegam de noite.
- Hey, Üstat... biraz önce bana dediklerine göre... bizim sözümüze değil de Tom Robinson'un anlattığına inanıyormuşsun.
- Ei, olhe... alguém acabou de dizer... que o senhor acreditou na versão do Tom Robinson e não na nossa.
Dediklerine göre, tüm bunlar buraya gelmenle birlikte başlamış.
Dizem que isto começou quando você veio para cá.
Dediklerine göre, sevgililerini adlarıyla değil sayıyla listelemek daha kolaymış.
Os amantes são mais registados por número do que por nome.
Dediklerine göre, Büyük İskender'de de bu düşme hastalığı varmış.
O grande Alexandre, diz-se padecia desta doença.
Dediklerine göre tatları çok keskinmiş ve hemen bitermiş.
O sabor destes, dizem, é ácido e desaparece rapidamente.
Dediklerine göre, gerçekten cehennemler var.
Há verdadeiros Infernos, dizem
Dediklerine göre, yatmadan önce her gece, hanım aynanın karşısına geçip... gece başlığının tam oturup oturmadığına bakıyormuş.
Dizem, senhor que tod'à noite antes de ir prá cama, s'assenta diante do espelho pra ver s'a touca de nôte tá em orde.
Dediklerine göre...
Dizem...
Dediklerine göre gidebilirim, fakat bu size kalmış.
O grupo 1 disse que podia, mas que você ia decidir.
Dediklerine göre kalabalık...
E esta é a abóbada. Os fiéis, dizem...
Dediklerine göre ölmemiş.
Disseram que não é grave.
Dediklerine göre bu iç tarafı dağlayacak.
Ajuda a cauterizar a ferida, segundo dizem.
Dediklerine göre sana çok acı çektirmişler.
Dizem que te fizeram grande mal.
Dediklerine göre havada feryatlar, tuhaf ölüm çığlıkları varmış.
E, como se diz, ouviram-se lamentos no ar, estranhos gritos de morte.
Örneğin, bana dediklerine göre sizin ülkenizde yargıçlar ya da polisler satın alınıyormuş.
Por exemplo, ouvi dizer que é frequente os vossos juízes e polícias aceitarem subornos.
Gazeteci olarak çok katı bir gözetim altında tutuldum. Çünkü dediklerine göre ağzımız boş durmazdı ve konuşurduk.
Como era jornalista, fiquei sob uma vigilância particularmente apertada, porque tínhamos a reputação de sermos muito faladores.
Banka kontrol etmiş. Bana dediklerine göre, sonuna kadar yanımızda olacaklar.
O banco investigou-os e estão tão convencidos quanto eu e querem ir a fundo nisto.
Dediklerine göre servetini, kereste- -kibrit işinden,... ve yangın sigortacılığından elde etmiş.
Teria feito fortuna em negócios de madeiras, bem como no fabrico de fósforos e com a participação em seguradoras contra incêndios
Dediklerine göre, düşünceleri bile okuyabiliyormuş.
Dizem que ele lê até os pensamentos.
Haberlerde dediklerine göre saraydan yeni çıkmışlar.
Vi nas notícias que o carro acabou agora de chegar do Palácio...
Dediklerine göre olay 1908 yılında bir yaz sabahı gerçekleşmişti.
Aconteceu nas primeiras horas da manhã, de 30 de Junho de 1908.
Dediklerine göre deli adam çok kuvvetliymiş.
Dizem que um louco possui a força de dez.
Dediklerine göre bingo da çok ustaymış.
Um ás do bingo, pelo que me dizem.
Dediklerine göre bütün iş patronla zar atmaktan geçiyor. Eğer o birine kancayı takmak isterse.
Dizem que cada cliente tem de jogar aos dados com o patrão, se quiser fisgar uma puta.
- Dediklerine göre Rehabilitasyon kampına.
- Chamam-lhe campo de reeducação.
Dediklerine göre zekileştiler - Yeni bir zeka düzeyi.
Dizem que se aperfeiçoou, uma nova ordem de inteligência.
" Dediklerine göre sonra...
" Mas depois disseram...
Bana dediklerine göre... yarın kasabaya gidip şerifle yüzleşecekmişsin.
O pessoal disse-me... que pretende ir à cidade enfrentar o xerife e os seus delegados.
Dediklerine göre, bazen insan şekline giriyorlarmış.
Diz-se que assumem a forma humana.
Dediklerine göre onları satın alabiliyormuşsun. - Hadi çabuk!
Pegue nosso dinheiro.
Dediklerine göre Küçük Zia, İnka yazıtlarını anlayabiliyormuş.
Sim, tem razão, Sr. Gomez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]