English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ D ] / Diğeri

Diğeri translate Portuguese

4,827 parallel translation
Bir sonraki gün, diğeri ve bir diğeri...
E no dia seguinte, e no seguinte de novo e de novo...
Bir sonraki gün, diğeri ve bir diğeri...
E no dia seguinte, e no seguinte de novo e de novo, e assim a cada dia.
Bu, nehirlerin doğuşudur bir damla diğerini izler, sonra diğeri gelir.
Isto é como os rios nascem... Gota após gota após gota.
Diğer kişiler de gelmeye başladığı vakit, birinin ardından diğeri gerçeği gördü.
Mas quando os outros rapazes começaram a subir, um após outro, ele viu a verdade.
Her ay, birinin ardından diğeri, saat gibi.
Todos os meses, uma após outra, sem falha.
Diğeri şirinmiş.
- O outro é giro.
Ki bu imkansiz çünkü diğeri herzaman daha çok önemseyecek!
O que é impossível, porque ela vai sempre gostar mais!
Ya her birimiz diğeri kadar özelse?
E se ela não fosse nem mais nem menos especial do que qualquer um de nós?
Biri şampiyon diğeri ise kendini taşrada kanıtlamış birisi.
Um é campeão, e o outro foi testado e aprovado nas províncias.
Biri 18 aylık, diğeri 52 aylık.
Um tem 18 meses e o outro 52 meses.
Dickie Jr ya da diğeri üniversiteden mezun olduğunda...
Queres dizer que quando o Dickie Jr e o outro se licenciarem... - Sumner. É o meu outro filho.
Diğeri gitti çoktan.
O outro já partiu.
Diğeri.
O outro.
Sen de biliyorsun, biriniz çığlık atarken diğeri arkasından koşarak giderdi.
Sabes que vocês os dois fazem sempre isso, certo? Um de vocês grita, o outro vem logo a correr.
Bir kadının bir erkekle beraberken çekingen ve muhafazar, bir diğeri ile beraberken neredeyse tam aksi olabilir demek
Quer dizer que uma mulher pode ser inibida e conservadora com um homem e virtualmente o oposto com outro.
Sanki biri yakın diğeri ise uzaktaymış gibi.
Parece que um está perto e outro longe.
Önce bir adım sonra diğeri.
Um passo de cada vez.
Biri 12, diğeri 9 yaşında.
Uma com doze e outra com nove anos.
- Biri tüm gün ağlıyor diğeri de bütün gün Rock müzik dinliyor. Hadi gidelim.
- Um bebé está sempre a chorar e o outro ouve rock indie.
Birinin hayat ateşi yanıyor, diğeri... Kaput.
Uma brilhando de vida, a outra... kaput.
Biri rolüne çok bürünür, diğeri kaçar.
Um torna-se possessivo e o outro foge.
Diğeri de torbacı. Torbacıyı bulursak tedarikçiyi de buluruz.
Se o encontrarem encontrarão o fornecedor.
Diğeri ise, Conan'a acaip benzeyen, ensesinde yıldız dövmesi olan biriydi.
O outro parece saído de Conan, o Bárbaro. Tem uma estrela tatuada na nuca.
Hayâli köpek gibi yürüdün mü yoksa bir diğeri gibi şeyi sikip attın mı?
Vou passear o cão imaginário ou outra merda qualquer?
Diğeri ise 5 yaşındaki bir kızın.
E uma das vozes é proveniente de uma menina de cinco anos.
Biri cumhuriyetçi, diğeri demokrat olan iki senatör Larry Craig ve John Breaux, Sağlık ve İnsan Hizmetleri Sekreteri Tommy Thompson'dan raporu durdurmasını istediler.
Os senadores, Larry Craig e John Breaux, republicano e democrata, solicitaram ao então Secretário da Saúde, Tommy Thompson, a interrupção do relatório.
Kulakları aşağıda olan, onunla ilgili konuştuğumuzu biliyor. Düşünen o, diğeri çalışan.
A que mexe as orelhas sabe ser o motivo da nossa conversa, é a que pensa, a outra é a que se esforça.
Biri St. John, diğeri eski karının adına.
Uma para St. John, uma para a sua ex-mulher.
Biri JLO, diğeri de Shakira!
A JLo e a Shakira!
Diğeri benden hoşlanmıyor ki.
- Ela não vai comigo. - Vai sim.
-... diğeri aşağıya iniyor.
-... está descendo. -... está descendo.
Biri aniden gelen ışınları yansıtır, diğeri de soğurur.
Um repele o raio direto, a outra o absorve.
Bu dünyada halletmen gereken şeyler varsa hemen yapmalı ve kendini diğeri için hazırlamalısın.
Se tem assuntos pendentes neste mundo é melhor regularizá-los agora para preparar-se para o próximo.
Diğeri ise aşk.
A outra é o amor.
Biri Alman Çoban Köpeği, diğeri ise İskoç ördek yakalama köpeği.
Um, um pastor alemão e o outro um Nova Escócia duck tolling retriever.
Diğeri gelgitlerin olmadığı bir denizi keşfedecek ve etrafını dolaşacak.
O outro irá descobrir e navegar à volta do mar que não tem marés.
diğeri Cabernet'ti bu merlot rengi.
O outro era um "cabernet" e este é mais um "merlot".
Biri siyahiydi, diğeri Koreli. Yani bu ufaklık dışarı çıktığında...
Um era negro, um era coreano, então quando este aqui sair, não vou precisar de um génio para fazer as contas.
Ama sürekli iki şey yaptığını fark etti, biri sinemaya gitmek diğeri ise parkta ya da sahilde yürümekti.
Mas ela sabia que estavam sempre sozinhos. Iam ao cinema, ao parque, à praia.
Biri önde ve diğeri gerideydi.
Um foi na frente e outro atrás.
Diğeri de üniversiteye gitmek.
Depois disso, talvez a faculdade.
Diğeri "Bullseye Paintball" isimli bir şirket adına kayıtlı.
A outra está registada para uma empresa chamada "Bullseye Paintball."
Küserler ve sonra içlerinden biri hukuk danışmanı denilen kişiye gider ve bazen diğeri çok sinirlenir. Birisi hukuk danışmanına her şeye hayır demesine söyler her ne kadar yanlış yolda olduklarını bilmelerine rağmen yani bunlara karşın anne ve baba çocuklarını çok ama çok severler... -... ve her zaman seveceklerdir.
e ás vezes, se um deles está a ficar zangado... um deles diz ao seu advogado para dizer que não a tudo mesmo sabendo que isso está errado o que quer dizer que, apesar da mamã e do papá amarem muito, muito os seus filhos... e irão amar sempre... continuam a chatearem-se e... chatearem-se até que a mamã e o papá começam a culpar-se um ao outro
Fakat bil diye söylüyorum,... son birkaç yıldır bunu yapan iki kişi oldu,... diğeri de... Tam bir hıyar.
Mas, para que conste, nos últimos anos, houve duas pessoas que fizeram isso, e a outra pessoa foi... um perfeito imbecil.
Diğeri, kızıl kafalı.
O outro, o ruivo.
Biri yumurtladı sonra da diğeri devam ettirdi.
Uma delas mencionou e a outra aproveitou-se. Não.
Bir tanesi Charles Gölü davası ile diğeri Dora Lange'in yarasıyla eşleşti.
Uma batia com o nosso caso em Lake Charles, outra com os ferimentos de Dora Lange.
Damatlarının biri Çinli, biri Arap, diğeri de Yahudi.
A prova é que as outras três casaram com um chinês, um judeu e um árabe.
- Biri seni sever, digeri sevmez.
- Uma pessoa ama-o, outra odeia-o.
Diğeri nerede?
Onde está o outro?
Diğeri ahmak!
O outro, seu estúpido!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]