English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ D ] / Dök

Dök translate Portuguese

813 parallel translation
Dök!
Despeja.
Rüzgarı sapta, sonra dök.
Vê de que lado sopra e escolhe o lugar!
Balıkçı olmaktan söz açmazdan önce Dan gibi mutfakta ter dök biraz.
Vais suar na messe como o Dan fez até poderes ser um pescador.
Dök içini Bay Hyde.
Revele-se, Sr. Hyde.
Hadi gel Ethne. Bize biraz şarap dök.
Entre, Ethne, sirva-nos um xerez.
- Üstüne ketçap dök.
- Deita-lhe ketchup.
O halde et suyu dök.
Então rapa o molho.
- Şu leğene dök.
- Naquela bacia.
Bir kısmını oraya dök. Şunları da içine at.
Deita um pouco disto e mete lá isto.
Bunların hepsini kağıda dök.
Coloque tudo no papel.
Üstüne su dök şunun.
Atirem alguma água em cima dele.
Sabrın soğuk sularını dök alev alev yanan öfkenin üstüne.
meu gentil filho, refresca com paciência o calor e a chama da tua febre.
Dök bütün günahlarını Tanrı'nın önüne. Tövbe et yaptıklarına, yarın olacakları önle. Gübre koyma kötü otların köküne, büyürler.
Confessai-vos a Deus, arrependei-vos do passado, evitai o futuro, para que não cresçam as ervas ruins.
Devam et, dök içini.
Vamos lá, diz.
Ben konuşacağım! - Dök içini, rahatla.
- Arrependei-vos, pecadores!
Hepsini yere dök.
Deite tudo para o chão.
Onu aç ve kıyafetleri yere dök.
Abra-a e deite a roupa para o chão.
Bana da biraz dök.
Manda-me embora a mim também.
Dök, hadi dök.
Mais. Dá-me mais.
- Dök.
- Sirva.
Git gazyağı bul ve kasabanın her yerine dök!
Vá até o armazém! Pegue querosene e encharque todos os prédios da cidade!
Kafasından aşağı biraz soğuk su dök. Yola çıkalım.
Deite-lhe um pouco de água fria na cabeça.
Haddini bilmeyecek olursa başından aşağı bir kova su dök.
Se ele voltar a mandar bocas, atira-lhe um balde de água. Farei isso.
- Olsun, dök.
- Entorna.
O dilekçeyi yaz, resmiyete dök.
Pusete este pedido por escrito, tornaste-o oficial.
Dök bakalım içini.
- Entra. Senta-te.
Her şey mükemmel Bal dök yala!
Parece estar tudo em boas condições e à moda de Bristol.
- Ateşe dök.
- Verta-a no fogo.
Bu bey, dök, dedi.
Este cavalheiro, meu Tenente, disse que a vertesse no fogo.
Biraz daha su dök, su dök.
Mais água, mais água.
Şuraya biraz dök dostum.
Aqui, põe aí umas gotas, está bem, amigo?
Dök içini bana.
Diga logo.
Hatcher, köprüye dök.
Hatcher, espalha um rastilho.
Dök! Haydi!
Vamos!
Onu buraya dök.
Deitem isso ali.
Motorun üstüne dök.
Ensopa a cobertura.
Bol bol dök.
Despeja bastante.
Eline biraz dök ve keseyi orada bırak.
Deite alguma na mão e pouse aí a bolsa.
Kalbini benimkine dök, çocuğum, seninle birlikte ağlıyor.
Despeja o teu coração no meu filha, para que chore contigo.
İçini dök.
Despeja cá para fora.
İçeri gir ve eteğindeki taşları dök bakalım.
É melhor tirares os óculos.
- Dök şuraya!
- Prende-o!
Polislerle konuşmaya cesaret eden tek dok işçisi benim oğlumdu.
Ele foi o único estivador que teve coragem para falar com os investigadores.
Akıllı olsaydım 30 sene dok işçiliği yapmazdım.
Se fosse esperto, não seria estivador durante 30 anos.
Dok işçilerine yardım etmeye çalıştın. Onlarsa sana sırtlarını dönüp inatla SD kalıyorlar!
Tentaste ajudar os estivadores... e eles viram-te as costas e mantêm-se S e M!
Git de ülserine biraz süt dök ve bana bir parça pasta getir.
Se isto não é um assalto, o que é?
İçini dök.
Liberte tudo.
- O bizim koçumuz, Dok.
- Ela é a nossa regente, doutor.
Hadi dök.
- Não a perdeste.
Dok...
Dr...
Thames dok tesislerinden yalnızca 25 km ve teklif edilen M25'e yakın mesafede.
A apenas 24 km do excelente ancoradouro na margem do Tamisa e a curta distância da auto-estrada M25 proposta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]