English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ D ] / Düşünmeliyim

Düşünmeliyim translate Portuguese

436 parallel translation
Ben de isterdim ama işimi düşünmeliyim.
Gostaria, mas tenho de trabalhar.
Ama mutlaka düşünmeliyim!
Mas tenho de pensar.
Düşünmeliyim.
Tenho de pensar.
Bu konuyu biraz düşünmeliyim.
Tenho de pensar um pouco.
Önce kendi ailemi düşünmeliyim.
Penso nos meus.
- Bunu düşünmeliyim.
- Precisamos cuidar disso.
Parayı düşünmeliyim, Lon, Princeton'a gidecek, Rose üniversiteye.
É preciso dinheiro, com o Lon em Princeton e a Rose na faculdade.
Pişmanlığı düşünmeliyim, acıyı, alçaldığımın farkında olarak.
Suponho que em remorso, em sofrimento, na consciência da degradação.
Kulağa çok bencilce geldiğini biliyorum Don ama kendimi düşünmeliyim.
Sei que deve parecer muito egoísta da minha parte, Don mas tenho de pensar em mim.
Çok iyi düşünmeliyim.
Preciso de meditar.
Bunu tekrar düşünmeliyim.
Tenho de pensar nisto.
Zack amcan gibi düşünmeliyim.
Tenho que pensar como o teu tio Zack.
- Ne düşünmeliyim?
- O que devo achar?
- Sence ne düşünmeliyim?
- Que deveria eu pensar?
İlmi yoldan. Düşünmeliyim.
Preciso pensar.
Kendimi düşünmeliyim.
Tenho de pensar também em mim.
Düşünmeliyim.
Tenho que pensar.
Teklifinizi düşünmeliyim.
Tenho de pensar na tua proposta.
Evet, ama düşünmeliyim.
Sim, mas tenho de pensar sobre isso.
Ama Lew buraya geldiğinde ne yapacağımı düşünmeliyim.
Mas sabe uma coisa? Lembrei-me de que quando o Lew chegar... ele é bem bom com uma arma.
Bunu bir düşünmeliyim.
Vou ter que pensar nisso.
Düşünmeliyim.
Pira-te! Tenho que pensar.
Karımı düşünmeliyim.
Tenho de pensar na minha mulher.
Bu konuda biraz daha düşünmeliyim, Mary.
Só tenho que pensar mais um pouco cobre ele, Mary.
Pekala, tekrar düşünmeliyim.
Ele pode... mas eu vou pensar.
Bunu düşünmeliyim.
Vou ter de pensar nisto,
Kendimi de düşünmeliyim.
Um homem tem de olhar por si.
Sadece düşünmeliyim.
Tenho em que pensar.
Gemiye geri dönerek, bunları seyir defterine nasıl yazacağımı düşünmeliyim.
E eu tenho de voltar para a nave e pensar no que vou registar no diário.
Duyduğum sözleri düşünmeliyim.
Tenho de pensar nas palavras que ouvi.
O halde espri yapmayı bırakıp söyle ki, ben de : "Düşünmeliyim, anneme sorayım." diyeyim ya da reddedeyim.
Bom, pára de brincar e di-lo para que eu possa dizer que tenho de pensar no assunto, ou perguntar à minha mãe, ou recusar!
Fakat neden bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmeliyim?
Mas porque deveria eu achar isso uma boa ideia?
Tekrar düşünmeliyim.
Vou reconsiderar.
Kendimi tutuklanmış olarak düşünmeliyim.
Devo considerar-me agora sob detenção.
Demek istediğim, ikinizi de düşünmeliyim benim için bir anne ve baba oldunuz.
Sinto-me responsável pelos dois. Têm sido uns pais para mim.
Ne düşünmeliyim? Benim için bu dünyadaki her şeyden daha değerli olduğunu bilmiyor musun Kristina?
Mas se não diz nada, o que vou pensar?
Şimdi hemen birşeyler düşünmeliyim ama... insan daha farkına bile varmadan rönesans patlak verecek o zamanda ancak resim yapacağız
Tenho que ser rápido a pensar. Antes que dê por isso, aparece aí a Renascença e vamos ser todos pintados.
Şimdi gelecekteki bilge kişilerin bu tarihi geceyi nasıl tasvir edeceklerini düşünmeliyim.
Agora devo considerar como os sábios do futuro descreverão esta noite histórica.
Bunu düşünmeliyim.
Tenho que pensar.
Bu konu hakkında düşünmeliyim.
Tenho de pensar no assunto.
Ne düşünmeliyim?
Não sei o que pensar.
Düşünmeliyim.
Teno que pensar.
O benim tek varlığım onu da düşünmeliyim.
Tenho que pensar nela. Ela é tudo o que tenho.
Bunları düşünmeliyim.
Tenho que pensar em tudo isto.
Bunun üzerinde dikkatlice düşünmeliyim.
Preciso pensar nisso com muito cuidado.
- Biraz düşünmeliyim.
- Deixa-me pensar um momento.
- Ama düşünmeliyim.
- É preocupante.
Şey, biraz düşünmeliyim.
Bem, terei de pensar nisso.
Nereye? Düşünmeliyim.
Preciso pensar.
Ama bunu biraz düşünmeliyim.
Preciso pensar a respeito.
Bu konuyu biraz düşünmeliyim.
Vou ter que pensar nisso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]