English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ E ] / Enerji ver

Enerji ver translate Portuguese

87 parallel translation
Fazer kontrol odası enerji ver.
Sala de phasers, carregar. Confirmar.
Enerji ver.
Transportar.
- Derhal enerji ver.
- Preparem mais imediatamente.
- Enerji ver.
- Teletransporte.
- Enerji ver.
- Vou teletransportar.
Scotty, enerji ver bana.
Scotty, dê-me aquela energia!
Enerji ver.
Teletransporte-me!
Enerji ver.
Vou transportá-lo.
Enerji ver.
Activar.
Enerji ver.
Teletransporte-nos.
Scotty, enerji ver.
Scotty? Transporte-me.
- Enerji ver, Scotty.
- Transporte-nos, Scotty.
- Scotty, nakil aracına enerji ver.
- Scotty, energize o transportador.
Enerji ver bana.
Dá-me garra.
Enerji ver.
Energizar.
- Şimdi. - Enerji ver.
- Agora.
Apollo'nun göğsündeki o organın bununla bir bağlantısı olabilir mi? - Yani enerji yayılmasıyla ilgili?
Acha que o órgão misterioso no peito do Apolo pode ter a ver com a transmissão de energia?
Bu enerji dalgası her ne ise, bu gemi ile ilgisi yok.
Aquela sobretensão não teve nada a ver com esta nave.
Ama enerji hatlarıyla bağlantı kurmak imkansız. Ve işin aslı...
Mas não tem a ver com as linhas.
Kaptan, güç alanı matrisinin enerji düzenlemesi neredeyse
Isto é a nébula... e isto é o rastro de ion. Como pode ver, o padrão de voo deles é muito errático.
Bakalım biraz enerji elde edebilecek miyim?
Vou ver se consigo gerar energia.
Yanıklardan, herhangi bir enerji izi bulabilir miyim diye bakmaya geri gidiyorum.
Vou voltar para ver se posso determinar uma assinatura de energia das queimaduras.
Bir kaynaktan enerji okumaları alıyoruz ve bulduğumuz şeyi görmekten hoşlanacığınızı düşünüyorum.
Localizamos a fonte daquelas leituras de energia acho que gostaria de ver o que descobrimos.
Enerji işaretlerinin aynı olup olmadığını görebilmeliyiz.
Devemos conseguir ver se as assinaturas da energia são as mesmas ou não.
Bir kereliğine seninde enerjini görmek isterim. - Belki beni öldürecek kadar enerji!
Gostava de ver a tua energia uma vez... energia suficiente, talvez, para me matar!
Enerji bariyeri ile alakalı olmalı.
Deve ter a ver com a barreira de energia.
Gücümü çağırmak için çalışıyordum, ve eğer psişik enerji yeterince yoğunsa, Gelecek bir olayı görebileceğim.
Tenho praticado chamar o meu poder e se a energia psiquica nisto for forte o suficiente, deverei ser capaz de ver um evento futuro.
Ona enerji bataryalarını ve kaçış gemisini ver o da seni burada ölüme terk etsin.
Dá-lhe as baterias e a nave, e ele vai deixar-nos aqui para morrer.
- Bu enerji alanına tanık olursanız bilimden çok inançla ilgili gerçeklerin size ulaştığını görürsünüz.
Testemunhe este campo energético e surgem verdades que nada têm a ver com ciência e muito têm a ver com fé.
Bu çizgiler enerji alanının kapsadığı yeri gösteriyor olabilir.
Aqui é a loja. Este esquema pode ter a ver com o campo energético.
Görüyor musun, Cody bir enerji emici.
Estás a ver, o Cody é um sorvedouro de energia.
Bu enerji partiküllerine maruz kalan kişiler üzerindeki etki olarak, bu paralel boyutu görmeyi sağlıyor.
Achamos que as partículas emitidas pelo aparelho criam um efeito de decalcar, dando aos que foram expostos a elas a capacidade de ver esta dimensao paralela.
L Paige aslında her şeyden önce bir enerji topu yazan çarptı görmek istiyorum.
Quero ver se a Paige foi mesmo atingida por uma bola de energia.
Hafızanın döndüğünü gördüğüme sevindim, jilet gibi espri anlayışından bahsetmiyorum bile. Fakat neden şöyle birşey denemiyoruz... "enerji çekirdeği havalandırması"
Essa e boa. e bom ver que a tua memória está a voltar, sem falar na tua perspicácia, mas porque nao tentamos algo como "ventilaçao do cerne energetico"?
- Onların nasıl enerji ürettiğini...
Estou ansiosa por ver como geram suficiente...
General, bir enerji silahının verdiği hasar görüyoruz.
General, estamos a ver danos causados por armas.
Gezegenin enerji izlerini taramak için Jumper'la başka bir ekip gönderelim.
- Sondar o planeta a ver se há códigos.
Ama kainatın genişliğine bakarak, madde ve enerji için sınırsız olasılıklar...
Basta ver a criação do nosso planeta. Bem, sabes... concordo que os factores que criaram a vida na Terra foram estatisticamente incomuns.
Havada garip bir enerji hissederseniz, bizimle ilgili. Sizinle bir alakası yok.
Mas, se sentirem uma energia estranha no ar, será por nossa causa, não tem nada que ver convosco.
Dostane bir itiş kakış sanılsa da, bu salondaki enerji çarpıcı.
Apesar de a maioria ver isto como uma sessão nobre de pugilismo, a energia da sala está ao rubro.
Enerji yasa tasarisinin bu konuyla bir ilgisi yok.
- Não tem nada a ver com isso.
Elinize bir çeşit mikroskopla bakarsanız, sadece enerji dalgaları görürsünüz.
Se a puser por baixo de um microscópio, vai ver uma massa de energia a vibrar.
Belki de yaydığı enerji ile ilgilidir. Belki de makine onu yakalayamıyordur.
Talvez seja algo que tenha a ver com a energia dela ou que a câmara não capte.
Gelecek nesillerin toplanmaya başladıklarını ve konsantre olarak her canlı sistemi çöküşteyken enerji, yiyecek, su, finans ve diğer şeylerin nasıl tersine çevrildiğini hayal ettiklerini görüyorsun.
E começa-se a ver que estão a juntar-se, fechando os buracos e tapando as fugas de energia, de água, de comida, de dinheiro e de todas essas coisas para reimaginar o que significa ser, como digo, um ser humano no século XXI, quando os sistemas estão em declínio, e aprender a inverter isso.
- Durum raporu ver. - Sensorlar büyük enerji değişimi gösteriyor.
Os sistemas mostram oscilações de energia.
Şehir bir neden ötürü şunu fark etmiş güç dıştaki rıhtımlara ulaşamıyor, bu yüzden sızıntıyı onarmak yerine zaten onaramaz, SNM'nin güç çıkışını arttıyor borular sızıntı yapıyor olsa ve güç kaybetsek bile... hattın sonuna yeterince enerji gidiyor.
A cidade apercebe-se, que a energia não está a chegar às extremidades, portanto em vez de reparar as fugas, o que não pode ser feito, aumenta o ZPM a dar mais energia, apesar daquelas fugas, e da perda de energia para ver se energia suficiente chega às extremidades.
Enerji santraline yaklaşınca bana haber ver.
Informe-me quando estiverem a chegar à central eléctrica.
Evet bilirsin, arkadaşlarının üzerine küçük bir otorite duygusuyla gelen, enerji patlaması için işimizi yapmayı kabul eden şu örgütler.
Estás a ver, vigilantes que concordariam em fazer o nosso trabalho para subir-lhes a adrenalina que vem de do saborzinho a autoridade sobre os oprimidos.
Bu geçidin enerji ihtiyacını karşılamak için bu gezegene sabitlenmesiyle alakalı.
Tem a ver com este estar ligado ao planeta por causa da energia.
Eğer Jones Bell'i arıyorsa bir enerji hücresiyle nereden geldiği belli olmayan bir kamyonun bununla ilgisi ne?
Se o Jones está à procura do Bell, então o que uma célula de energia e um camião a vir do nada têm a ver com isso?
Enerji barlı adam. Seni görmek ne güzel.
Rapaz do chocolate, que bom ver-te.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]