Erkek translate Portuguese
40,760 parallel translation
Eski erkek arkadaşı, Mark?
- Até com o ex-namorado, Mark?
Castle'ın anlattığına göre, Bir komşusu Lars'ın eski erkek arkadaşının Daire kapısının önünde dün gece bağırdığını duymuş.
Segundo o Castle, uma vizinha ouviu o ex do Lars a gritar na porta do apartamento ontem a noite.
Tabi eğer "biraz rahatsız olmaktan" kastın Eski erkek arkadaşına işkence edip öldümek ise.
Claro, se "chateado" significar que torturou e matou o seu ex-namorado.
O zaman eski erkek arkadaşıyla yaşadığı Kavgayı duydum.
Foi quando ouvi a discussão entre ele e o namorado.
Erkek şüpheli vuruldu.
Homem abatido.
Aa, doktorlar... Jenny'i stabil hale getirdiler, ve o da sağlıklı bir erkek bebek dünyaya getirdi.
Os médicos estabilizaram a Jenny e... ela deu à luz um menino saudável.
Kız mı yoksa erkek mi istiyorum karar veremedim.
Não sei se espero um menino ou uma menina.
Erkek olursa yakalamaca oynamayı öğretmem lazım.
Quer dizer, se for menino, terei que o ensinar a jogar catch.
Bilirsiniz, orada erkek yapan bir dansçı vardı.
Sabem, uma miúda de lá fez-me homem.
Lisedeyken erkek arkadaşımın camdan bir gözü vardı.
No secundário, o meu namorado tinha um olho de vidro.
- Bu Jodi'nin erkek arkadaşı. ... son günlerde berbat halde.
Era o namorado da Jodi.
Bonnie, erkek arkadaşınla nasıl gidiyor?
Bonnie, como está a ir o teu namoro?
Erkek arkadaşımı unuttum!
Esqueci-me do meu namorado!
Erkek arkadaşım tam bir pislik gibi davranıyor.
O meu namorado está a ser um parvalhão.
Erkek arkadaşım senden gerçekten hoşlanacak.
O meu namorado vai gostar muito de ti.
Silahla yaralanan kaçak erkek mahkûm Jason Duclair için ambulans istiyorum. Anlaşıldı.
Preciso de evacuação médica para um ferimento de bala num detido, Jason Duclair.
Biriyle görüşüyor muydu? Erkek arkadaşı var mıydı?
Ela andava a sair com alguém?
Ateş eden kişiyi güneş gözlüklü, yüzüne sıkıca sarılmış bir kapüşonu olan, beyaz bir erkek olarak tarif ediyor.
Descreveu o atirador como um homem branco de óculos de sol, um capuz apertado à volta da cara.
Erkek müşteri Emil Kurtz'e takılman.
A tua fixação pelo cliente Emil Kurtz.
Maalesef, Şu anda daha fazla bilgi veremiyorum size Sadece kurbanın erkek olduğunu söyleyebilirim.
Infelizmente, não posso dizer muito a não ser que a vitima é um homem.
Mesela "Sue" isimli bir erkek çocuk?
Como em "Um Rapaz Chamado Sue"?
Tenebrae kraliyet ailesi, annem, erkek kardeşim ve ben onlara kucak açtık.
A minha mãe, o meu irmão e eu, a realeza de Tenebrae, demos as boas-vindas à sua visita.
Ben de erkek arkadaşımın AVM'deki çocuk trenine bindiğini görmek zorunda değilim.
E eu não sou obrigada a ver-te a andar no comboio para crianças.
Erkek arkadaşımla kavga ettim.
- Discuti com o meu namorado.
O yüzden sizden şunu istiyorum... Üniformalı erkek ve kadınların dediklerine uyun. - Kapa şunu.
Então, peço-vos que... obedeçam aos nossos homens e mulheres de uniforme.
General ya da sana artık ne şekilde sesleniyorlarsa,... emrinde olan erkek ve kadınlara geri çekilmelerini söyle.
General, o que raio é que quer que lhe chamem, diga aos homens e mulheres sob o seu comando para se renderem.
- Erkek arkadaşım.
- O meu namorado.
"Ruh eşi" olayı çok saçma ama evet, erkek arkadaşım.
"Alma gémea" é foleiro, mas, sim, namorado.
Erkek arkadaşınla tanışmadın mı?
Não conhece o seu namorado?
8 yaşında erkek. Karnında kurşun yarası var.
Garoto de oito anos, ferida de bala no abdómen.
Erkek arkadaşım.
O meu... namorado.
İki yaşlı erkek, imkansız bir aşk.
Dois homens. Um amor impossível.
Erkek olsaydı bunu yine sorgular mıydınız?
Perguntaria isso se ela fosse um homem?
40 yaşlarında erkek. Karnında ve kollarında bıçak yaraları var.
Homem, cerca de 40 anos, facadas no abdómen e no braço.
Erkek ya da kadın.
O assassino ou a assassina.
Erkek arkadaşını daha yeni kaybetti.
Ela perdeu o namorado.
Erkek gibi hissetmek mi?
- Queres sentir-te um homem?
Demek gerçek bir erkek gibi hissetmek istiyorsun.
Queres sentir-te como um verdadeiro homem?
Erkek çalışmalı.
Os homens precisam de trabalhar.
Çoğu erkek kötü laflar olduğunu sanıyor.
A maior parte dos homens acham que é só porcaria.
Tabiki durduramadı, Çünkü bu kitap bi erkek tarafından yazıldı.
Claro que não conseguiam, foi escrito por um homem.
Çoğu erkek müstehcen olduğunu düşünür.
A maior parte dos homens dizem que é só porcaria.
Bilirsin, bir çok erkek onunla dalga geçer,
A maior parte dos homens fazem piadas sobre isso, mas...
Erkek arkadaşın da ön bahçeye kustu.
E o teu namorado vomitou no relvado da frente.
O benim erkek arkadaşım değil.
Ele não é o meu namorado.
Sebebi neden bir erkek olsun ki?
Porque é que isso tem de ser sobre um tipo?
Bak tüm çileyi çeken sensin, erkek arkadaşın başkası yüzünden sana tekmeyi bastı.
Tu é que devias estar chateada, por saber que o teu namorado atirou-te para outra pessoa.
Bu erkek arkadaşım Travis.
Este é o meu namorado Travis.
İki yolcu... erkek ve kadın,
Afirmativo.
Benim de erkek arkadaşımı kurtarmama ihtiyacım vardı.
- E eu de salvar o meu namorado.
Ama sahip olduğun her şeyi görünce evini, erkek arkadaşını, çocuklarını, hayatını o kadar yalnız hissediyorum ki kendimi, ölmek istiyorum.
Faz-me sentir tão sozinha que só me apetece morrer.