Evet ama translate Portuguese
40,659 parallel translation
Evet ama...
Pois, bem...
Evet ama artık burası ikimizin evi, Bayan Connover.
Bem... agora esta é a nossa casa, Sra. Connover.
Evet ama sonra onu pencerede gördüğünü sandın. Ama o aslında David'di.
- Ou pensaste que o viste na janela, mas, na verdade, era só o David.
Evet ama çok uzaklara.
Sim, mas para longe.
Evet ama bu sefer çocuğu taşıma riskini almayacak.
Sim, mas não vai arriscar-se.
Evet ama doğum yaptıktan sonra ne olacak?
Sim, mas que farás quando der à luz.
Evet ama geçen sefer hayatımı tehlikeye atan bir hamilelikten kurtulmaya çalışıyordum.
Sim, mas estava em recuperação de uma gravidez de risco.
Evet ama hiç içmedim.
Sim. Mas não os tomei.
Evet ama pasta da olacak.
- Vai haver bolo.
Evet ama bazı insanların kompleksi vardır, değil mi? Saplantıları.
Há quem tenha essas manias.
- Evet ama hırsız değildi Thatcher büstü için özellikle geldiler. Neden?
Mas não foi um assalto, vieram à procura do busto da Thatcher, porquê?
Evet ama lanet Annex'in tamamında o kağıtları nasıl bulacağız?
Sim, mas como vamos encontrar a porra do anexo de todos os lugares?
Evet ama bozulana kadar her şey çalışmaya devam edecek.
Sim, mas até lá, o mundo continua a girar.
Evet ama bununla Amerika'ya bile sıçrayabilirim.
Sim, mas com isto... Vou conquistar a América.
- Evet ama arayan benim.
- Sim, mas sou eu a ligar.
Evet ama eğer kapıya sıkışıp kafanın kopmasından başka herhangi bir işe yarıyorlarsa ben kazanıyorum.
E se for qualquer outra coisa que não seja impedir-te de ser decapitada por uma porta, eu ganho.
- Evet ama tüm dünyanın gözünde bütün bu Doğu Texas görevi ve bu deney affedilebilir olmaz mı?
Sim, mas aos olhos do mundo esta missão não é toda uma experiência? - Não seria perdoado... - Experiência?
Evet ama nasıl yapılır bilmiyorum.
Quero. Mas não sei como.
Evet ama umurumda değil.
Sim. Mas eu quero lá saber.
Evet ama o gerçekten korkutuyor.
Sim, mas ela assusta-as mesmo.
Evet ama bu cinnet geçirip katliam yapacak bir çocuk değil tamam mı?
Sim. Mas ele não é nenhum louco que querer uma chacina, certo?
Evet ama gerçek.
Sim, mas é real.
Evet ama sürekli bekleme müziği çıkıyor.
Sim, mas só me dão música.
Evet, fakiriz ama aptal değiliz.
Somos pobres, sim, mas não somos estúpidos.
Evet. Harikaydı ama değil mi?
Sim, o quão bom é isso?
Evet, ama bundan bahsetmemiştim.
Mas não foi o que quis dizer.
Evet, benim de dersim olur genelde ama bence...
Sim, costumo ter uma aula agora, mas acho...
Evet. Ama bak ne diyeceğim?
Sim, mas sabe que mais?
Evet, ama evet o.
Mas sim, é ele.
Evet, şimdi... Susmam için harika bir zaman ama ben susmayacağım, tamam mı?
Sim, agora, seria boa altura para parar de falar, mas não vou parar, está bem?
Evet. Sadece öğretmen olabilirim ama bu bana öğretme etkinliğimi ciddi ölçüde etkileyecek bir konu hakkında kahrolası bir soru sorma hakkı veriyor!
Posso ser só um professor, mas de certeza que isso me habilita a fazer uma pergunta sobre algo que vai afetar a minha capacidade de ensinar!
Evet. Ama seninle çok gurur duyuyorum,... kendi hakkını savundun.
Sim, mas estou super orgulhoso de ti
Yani evet, yemek yapabiliyorum. Ama...
Sim, posso cozinhar, mas...
Evet, ama en azından bazıları arada sırada dolaşıyor...
Sim, mas pelo menos alguns deles andam por aí por mais algum tempo...
Evet elinde uzuvsuz bir vücut dışında hiçbir şey olmayabilir ama koltuk altındaki lenf bezelerinde mürekkep izleri olacak.
Só têm um tronco desmembrado, mas haverá vestígios de nódulos linfáticos nas axilas.
Evet, sinyal kötü. Ama seni hala duyabiliyorum.
- O sinal é uma treta, mas ouço-te bem.
Evet hep böyle söylüyorsun ama sonra John blogda yazıyor ve övgü yine sana kalıyor.
Mas o John escreve no blogue e ficas com os louros todos na mesma.
Ama önce bana soygun gecesini anlatın, bu oda karanlık mıydı? - Evet.
- Esta luz estava apagada nessa noite?
- Evet bu. - Eh, bu ama konu bu değil.
É, mas não é esse o objetivo.
Evet, ama...
Sim, mas...
Evet, kendine büyük zarar verdi ama çok güçlü.
Apesar de estar em mau estado, é muito forte.
Ustalaşmak için milyonlarca yıl boyunca kendini eğitmen gerekebilir. Ama evet!
Bem, pode levar alguns milhões de anos de prática... até seres bom nisso, mas, sim.
Evet duydum ama Gardner, sanırım hastasın.
Sim, ouvi. - Acho que estás doente, Gardner.
Evet, ama durumun iyi olmadığını bilmelisin.
Sim, mas deves saber que a situação não é boa.
- Evet. Kaza yüzünden olabilir ama hiç sanmıyorum.
Pode ter sido do acidente, mas não me parece.
Evet, İlluminati gibiler ama gerçekler.
Sim, são como os Illuminati, só que existem mesmo.
Evet, ama K'un-Lun'ın en iyi iki savaşçısıyla boy ölçüşemez.
Sim, mas não ao nível dos dois melhores guerreiros de K'un-Lun.
Evet, ama o yolları denedin.
Sim, e já as tentaste usar.
Evet, ama sen dövüşçüsün.
Eu sei, mas tu és um lutador.
Evet, ama sır tutabilir misiniz?
Sim mas pode guardar um segredo?
- Evet. Ama ben geldiğimde elektrik kesildi ve gittiler.
Quando cá cheguei, não havia luz e já se tinham ido embora.
evet ama nasıl 16
amazon 38
amalia 33
aman 633
amanda 248
amar 39
aman tanrım 8090
aman tanrim 52
ama oldu 35
ama öldü 33
amazon 38
amalia 33
aman 633
amanda 248
amar 39
aman tanrım 8090
aman tanrim 52
ama oldu 35
ama öldü 33
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
amato 35
amanın 172
amaç 42
ama benim 40
aman aman 28
aman allah 310
ama biz 56
ama bu 445
ama bu imkânsız 18
amato 35
amanın 172
amaç 42
ama benim 40
aman aman 28
aman allah 310
ama biz 56
ama bu 445
aman anne 20
aman be 76
ama biliyorum 27
aman allahım 373
ama orada 22
aman ya 22
ama neden ben 22
ama olsun 39
ama o 292
ama bilmiyorum 49
aman be 76
ama biliyorum 27
aman allahım 373
ama orada 22
aman ya 22
ama neden ben 22
ama olsun 39
ama o 292
ama bilmiyorum 49