Eğlence mi translate Portuguese
317 parallel translation
Evlilik ve eğlence mi?
Divertimento?
Eğlence mi?
Divertir?
- İş gezisi mi, eğlence mi?
Viagens de negócios ou de passeio? Viagens por prazer, Sra. Levi?
İş mi, eğlence mi?
Negócios ou lazer?
- Eğlence mi var?
- Isto é alguma festa?
- Bir parça eğlence mi istiyorsun?
Queres divertir-te?
Eğlence mi?
- Marotos?
Yaşayacak bir yer, bir lokma yemek biraz da eğlence mi?
Um lugar pra viver, comida na pança, diversão?
Eğlence mi yoksa terapi mi?
É divertimento ou terapia?
- Eğlence mi?
- Adrenalina?
- Eğlence mi?
- Giro?
Eğlence mi?
Divertido?
Böyle eğlence mi olurmuş?
Qual é a diversão?
- Biraz eğlence mi arıyordunuz?
- De alguma excitação?
Eğlence mi?
É entretenimento?
- Eğlence mi? Genç bir adam ringe çekiliyor.
Eles levarão ao ringue um bobo que pelo visto não soube ter a boca fechada.
Eğlence mi? Neresi eğlenceliydi?
O que foi divertido?
Eğlence mi?
Entretenimento?
Eğlence mi?
Diversão?
Sana ne demiştim? Tam kalite bir eğlence değil mi?
que vos disse Não é um sítio bestial?
Onu unutmak için mi, çapkınlara ve eğlence düşkünlerine takılıyorsunuz?
Comecou a frequentar clubes e praias da moda para tentar esquecê-Io?
Eğlence mi?
Brincadeira?
Daha eğlence yeni başlarken mi?
Agora que o divertimento está a começar?
Thunder Bay zaten bir eğlence yeri, değil mi?
O Thunder Bay é uma estância, não é?
Bunlar eğlence değil mi?
Isso não é diversão?
6000 insanın hayatını eğlence düşkünü... bir bilimadamının fikrine uyarak kurban edeceğimi düşünmüyorsun, değil mi? Ne için?
Pensa que vou sacrificar 6000 vidas na opinião de um cientista playboy?
Bu eğlence çok uzun sürecek mi?
Estes festejos vão demorar muito?
- Para için mi, eğlence için mi?
Por dinheiro ou por divertimento?
Bir eğlence evi mi?
A Feira Popular?
Sırf eğlence olsun diye Sürü Başının önünde bir takla atıverdim mi hemen dışlanmış oluyorum.
Faço uma demonstração para o ancião ver o que é possivel fazer, e sou expulso.
Sen buna eğlence mi diyorsun?
O teu pai devia ter-te ensinado a teres respeito.
Bu eğlence faaliyeti mi?
Não sabia.
Eğlence bu değil mi?
Isto, não é divertido?
Ulusal eğlence yaklaşıyor değil mi? Uçak lekeleme.
Já se tornou num passatempo nacional, descobrir aviões.
İş mi yoksa eğlence gezisi mi?
Vem em viagem de negócio ou de prazer?
Bir eğlence, değil mi?
Há que divertir-se.
- Eğlence! Müthiş, değil mi?
É giro, hem?
- Eğlence mi? !
- "Diversão"?
Hemen uykuya dalıp eğlence kısmını atlamak istiyorsun değil mi? Anlıyorum.
Está bem, percebo.
Eğlence mi? Eğlence için kim söz verdi, biz para alıyoruz unuttun mu?
Quem te falou em diversão?
Artık eğlence işi yapmıyorsun, değil mi?
Não estás mais a fazer negócios engraçados, pois não?
"Eğlence" mi?
"Engraçados?"
- Senin eğlence sektöründe tanıdıkların vardı, değil mi?
Conheces gente no mundo do espectáculo, certo?
Ben bu aptal yeri çağ yaratacak bir eğlence mekanına çevirmek üzereyim... siz bana sabahın ikisi mi diyorsunuz?
Estou prestes a transformar esta lixeira no local de nascimento de uma nova era de entretenimento e estás-me a dizer que são duas da manhã?
Eğlence için mi?
É para isso que estamos aqui, por diversão?
- Eğlence için mi?
- Por divertimento?
İdrar örneği vermek benim için hep bir eğlence olmuştur, değil mi?
Dar-lhes aquilo é sempre um prazer, não é?
- Eğlence burada asla bitmez, öyle değil mi?
- Sempre divertido, não é?
Bu kadar eğlence yeter mi?
Está tudo bem aí?
Daha az sergi salonu müziği, daha fazla eğlence müziği mi?
Um pouco menos salão de concertos, um pouco mais sala de música, é isso?
Yüce Nagus iş için mi yoksa eğlence için mi burada?
Diz-me, o Grande Nagus está aqui em negócios ou lazer?