English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ F ] / Fren yap

Fren yap translate Portuguese

58 parallel translation
Fren yapınca, iyi idare etmek lazım.
Para travar, tem de se conduzir primeiro.
Ama makinist fren yapınca kablo koptu.
Mas o cabo deslocou-se quando o motorista travou.
Tamam.Fren yap!
Bolas! Preparado. Freia!
Fren yap!
Trava!
Fren yap, Mişko!
Trava, Misko!
Araba fren yapıyor.
O carro abranda...
Fren yap!
Travar!
Derhal fren yap seni Miki Fare kılıklı boktan şey!
Trava já, Rato Mickey merdoso!
Fren yap mı dedi?
Ele disse, "freia"?
Fren yap, Kenara çek!
Pare no acostamento!
Fren yap, Kenara çek!
Vamos, pare no acostamento!
Yumuşak fren yap.
Quando chegares em frente à entrada travas suavemente.
Yavaşça fren yap.
E puxas muito suavemente o travão de mão.
Yavaşça fren yap, sola dön.
Lights brake At the same time the left that follows.
Fren yap! İşaret!
Trava!
Koronosfer için fren yapıyor.
Ele está a fugir para a coronosfera.
Fren yap öyleyse!
Freie!
- Şimdi fren yap.
Trave agora.
Fren yap, fren yap!
- Puxa o travão, puxa o travão.
Biraz fren yap evlat.
Calma aí, miúdo.
Arkanı kolla! "Dur" dediğim zaman sert bir fren yap.
Quando eu disser "pare", para bruscamente.
Fren yap, fren yap, fren yap!
Lee, carrega no travão. Carrega!
Fren yap.
Vira à direita. Agora! Agora!
Nasıl fren yapıyorsun?
Si. Como é que travas? Si.
Fren yapıp, hat değiştirirsem kaza yaparız.
Travar está fora de questão.
Neden fren yapıyorsun?
Porque estás a travar?
Lorenzo fren yapıyor, kapıyı kapatıyor.
Lorenzo trava, fecha o ângulo.
Sola dönüş için fren yapıyorlar.
Eles travam para a curva à esquerda.
SETE GlBERNAU 15 Numara Frene basmaya başladı, pist ile pit yolu girişini ayıran beyaz çizginin üzerinde fren yapıyordu.
Ele começou a travar na linha branca que separa a pista da faixa de acesso às boxes.
Fren yapıyor.
A travar.
4. ve 5. virajda daha fazla fren yap.
Use as zebras na curva quatro e cinco.
Daha yavaş fren yap.
Tenta travar mais devagar.
Fren yap!
Travem!
Dikkat et! Gaza basma! Fren yap!
Não a embreagem, os travões!
Portier'e doğru gidiyorum, ikinci vitesteyim. Virajı al hafifçe fren yap, ikinci viteste kal, iyi bir çıkış yap.
A chegar a Portier, em segunda, apanho o apex cedo, ligeiro toque nos travões, continuo em segunda, à procura de uma boa saída.
Hunt'ın M23'ü fren yapıldığında sağa sola seğiriyor.
O M23 de Hunt abana por todos os lados na travagem.
Önünüze çıkan bir duvar da, fren yapıp, direksiyonu kırmak için oldukça iyi bir sebep.
Uma parede de betão é uma boa razão para usar os travões, e virar o volante.
- Fren yap!
- Trava!
Eğer tampon yazıları insanların fikirlerini değiştirebilseydi şu an burada olmazdık çünkü hepimiz balık tutuyor ve memeler için fren yapıyor olurduk.
Malta, malta, se os autocolantes mudássem a mentalidade das pessoas, não estaríamos aqui neste momento porque todos nós preferíamos estar a pescar e a travar por causa de mamas.
Yapıyormuş gibi davranamayız ama fren yaptırabiliriz.
Não podemos fingir, mas podemos ensinar devagar.
Orada bir dur. Fren yap.
Espera, espera, pisa os travões.
- Fren yap.
- Travão.
Diğer arabalar geçip giderken bu araba niye orada fren yapıyor?
Os outros carros passaram, mas este travou porquê?
Fren yap!
Não és capaz de dar o salto. Claro que sou!
Dan, ıssız bir sokağa gir ve söylediğimde fren yap.
Quando eu disser, abranda.
Aldım ve fren yapıyorum.
Apanhei-os, a reduzir a velocidade.
Magnasteer, hız hassasiyetli direksiyon. ABS frenli ve yolun yapısını algılıyor. Otomatik fren, acil durumlarda kontrolü kaybetmemeni sağlıyor.
Oito cilindros, direcção assistida e super-sensível, travões com ABS e detecção de textura de piso, que te ajuda a não perder o controlo caso haja acidente.
Fren çizgileri hatalıydı- - Onlara söyledim bakım çok üstünkörü yapılıyordu.
Os travões falharam... eu disse-lhes que a manutenção foi mal feita.
Fren yap!
- Trava!
Fren yap!
Pára, pára, pára!
- Ama fren yapıyordum.
Mas eu travei.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]