English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Genç mi

Genç mi translate Portuguese

838 parallel translation
Genç mi?
Jovem?
Epey güzel. Genç mi?
Jovem?
Genç mi?
Young?
Kendini genç mi sandın ne yapıyorsun onlarla?
Andas a fazer o quê? Sentes-te ainda um rapazinho?
Buradaki genç delikanlılardan birinin olayla ilgisi olsaydı bilirdin ama öyle değil mi?
Poderia saber, se algum destes jovens brilhantes... ... tivesse alguma coisa que ver com isso, näo é?
Genç bir çift olamazlar, değil mi?
Por acaso não foi nenhuma pessoa jovem
Genç bir çifti ele mi verecektin?
Não ia a denunciar um jovem casal, pois não
Genç bir hanım. Gecenin bu vakti mi?
Não pode subir agora.
Genç bayan, beni ne kadar güç bir duruma soktuğunuzun farkında değilsiniz. Gerçekten mi?
Minha jovem, não está consciente da situação embaraçosa que causou.
Tuhaf bir genç, değil mi?
Que rapaz estranho!
Geleceğe ümitle bakan genç banker mi?
Um banqueiro progressista?
- Öyle mi? Babasının büyütüp yetiştirdiği genç Tom var.
O jovem Tom não está morto.
Yine de elinizden gelenin en iyisini yaptınız... ve Harry siz iki genç serserinin tüylerini geri almasını sağladığına göre... belki o da kızımla evlenip bu işe bir nokta koysa iyi olur, değil mi doktor?
Ainda assim, vocês deram o vosso melhor, e o Harry devolveu as penas brancas, e agora merece casar com a rapariga.
Genç gelini yoldan çıkarmamalıyız, değil mi, Jasper?
Não devemos fazer a jovem se desencaminhar, não é Jasper?
Horace Perkins yakışıklı bir genç, değil mi?
É arrojado, o Horace Perkins, não é, Gladys?
Hava kuvvetleri için çok genç değil mi?
Ele não é muito jovem, até para a força aérea?
Genç bir pilot var, Tura'ların, ama özellikle Bayan Tura'nın arkadaşı. Doğru, değil mi?
Há um jovem aviador, um bom amigo dos Turas, e particularmente da Sra. Tura.
Biliyorsun, değil mi Nancy? Arkadaşlar bazen... - genç bayanlardan yararlanmak isterler.
Você sabe, não, Nancy... que amigos homens às vezes tomam liberdades com as rapariguinhas?
Bayan Carmody, genç rahip henüz gelmedi mi?
Sra. Carmody, já chegou o jovem cura?
Genç adam, acaba... bu, St. Louis'teki rahiplerin resmi kıyafeti mi?
Jovem, posso saber se... esta é a vestimenta oficial de um padre em St. Louis?
- Bir anda çok daha genç göründün. - Öyle mi?
De repente parece mais novo.
- O genç adamla tanışacaksın diye mi?
- Só para conhecer aquele rapaz?
- Çok genç mi, çok yaşlı mı?
Muito jovem ou muito velha?
- Rengi seni daha genç göstermiş. - Gerçekten mi?
- A cor fá-la parecer mais nova.
- Genç bayana bilgi verdin mi?
- Já falou com a jovem rapariga?
Bir orkestrayı yönetmek, genç bir besteci için büyük bir hayal değil, değil mi?
Bem, dirigir uma orquestra não é propriamente... o sonho de um jovem compositor, pois não?
Onu bu yüzden seçtim. Genç kadınlar çağrına güven içinde karşılık verebilsin diye mi?
Para que as jovens pudessem visitar-te em segurança?
Genç Ascoyne mi?
O jovem Ascoyne? O Henry?
Eğer krallığımdaki bütün evlenmemiş genç kızlar da bir şekilde orada olursa, onlardan birine ilgi duyabilir, öyle değil mi?
Se todas as donzelas elegíveis do meu reino estiverem presentes, é provável que ele mostre interesse por alguma delas, não?
Neden mi, geçen sonbahar, genç bir evli kadın tapınağa gitmişti. O ve hizmetçisi dağlarda ölü bulundu.
Porque no Outono passado, uma jovem esposa foi ao templo e ela e a sua ama foram encontradas mortas nas montanhas.
- Senin için biraz genç değil mi?
É um pouco nova para ti, não?
Julie, Genç teğmenin bize eskortluk yapması çok hoş değil mi.
Sabe Julie, aquele Tenente foi muito gentil.
Genç birisi mi?
Um jovem?
Şu genç olan, değil mi?
Aquele jovem pensou nisso, não pensou?
Evet, adam genç, değil mi?
Ele é jovem, não é?
Broadway'de yürüyüp geçen her genç çocuğa bak diye mi?
Para descermos a Broadway e olhares todos os rapazes que passam?
Vay canına, genç bayan. Güzel mi güzel, yeni bir tasma.
Ora, uma coleira novinha.
- Ve genç prense bir zarar gelmedi mi?
- E o jovem príncipe sofreu algum dano?
- Birazcık oturabiliriz, Clara. - Genç bayana meyve ikram ettin mi?
É melhor sentar-se um minutinho.
Genç gibi davranarak buraya gelip önüne geleni alıp kaçabileceğini mi sanıyorsun?
Comportar acho que o que os jovens Você pode ligar ninguém.
Ajandana o genç Fransız kızın ismi gibi, şeyleri eklemek için mi geldin?
Ou só veio cá para acrescentar artigos interessantes ao seu diário? Como o nome e a descrição daquela francesa que nadou para conhecer?
- O kız şu genç subayla değil mi?
- Ela não está com aquele jovem oficial?
Sizi doğru mu anladım, efendim? Bu genç bayanı kulübe alma isteğim sizin tarafınızdan geri mi çevriliyor acaba?
Está-me a dizer, pessoalmente, que recusa deixar-me entrar no clube com esta senhora?
Bay Hirsh, kabahat işlemiş bir genç kız gibi mi duruyorum?
Pareço-te uma "teenager" delinquente?
Fakat genç ve kendini adamış bir hemşirede görülen normal bir şey değil mi, bu?
Mas, isso não é perfeitamente normal, numa enfermeira jovem e dedicada?
Şöyle ifade edelim, Bay Babcock. Sık sık o genç bayanlara yardımcı olduğun doğru değil mi? Giyinme odalarına kahve ve sandviç götürmek gibi.
Diga-nos, Sr. Babcock, muitas vezes, não faz favores a essas jovens, como levar café e sanduíches, para os vestiários?
Glen Darrick adlı genç öne çıkabilir mi?
Qual o jovem que quer ter a honra? Sir Oliver.
Yoksa bu, ben genç bir dul olduğum için mi? Ve tabi, sevdiklerinizden uzak olduğunuz için mi?
Ou é porque sou jovem e viúva e está longe de casa e dos seus?
- Nasılsınız genç hanım, anlıyor değil mi?
- A mocinha entende, não é?
"o zengin, o zarif, genç beyzadeyle yakında yapacağın evlilikten... " başka bir şey konuşulmazken mi? "
... do vosso futuro casamento, com o jovem nobre, täo rico, täo elegante.
- Genç Gates ve Bayan Prentace. - Öyle mi?
A senhorita Prentace simpatizou muito com ele.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]