Gerçeği mi translate Portuguese
801 parallel translation
Bana gerçeği mi söylüyorsun?
Estás a dizer-me a verdade?
Ne demek şimdi, sana gerçeği mi söylüyorum?
Que queres dizer com isso?
Gerçeği mi bilmek istiyorsun?
Queres saber a verdade?
Gerçeği mi söyledim?
Aquilo foi verdade?
Gerçeği mi söylüyorsun?
Estás a dizer-me a verdade?
Gerçeği mi istiyorsun?
Está bem, queres a verdade?
Gerçeği mi istiyorsun?
Queres a verdade?
Gerçeği mi yoksa kabul edilebilir bir cevap mı duymak istiyorsunuz?
Quer uma resposta honesta ou uma que lhe convenha?
- Gerçeği mi?
- A verdade?
Tanrı adına, gerçeği mi söyledin?
diante de Deus, O que você disse é verdade?
Sence gerçeği mi söylüyordu?
Acha que ele estava a dizer a verdade?
- Gerçeği mi istiyorsun?
- A verdade?
Gerçeği mi istersin, onun önünde?
Quer a verdade? À frente dele?
- Gerçeği mi?
- Queres a verdade?
Pekala, gerçeği mi istiyorsun?
Está bem, quer a verdade?
- Gerçeği mi istiyorsun?
- Queres a verdade?
Gerçeği mi söyleyeyim?
Queres a verdade?
- Gerçeği mi öğrenmek istiyorsunuz?
- Quer dizer, a verdade?
Gerçeği mi istiyorsun?
A verdade?
Gerçeği öğrendiğin için mi?
Lamentas ter ouvido a verdade?
"O gerçeği" mi?
"Com a existência dele"?
Adam gerçeği hiç öğrenmese ve kız bu kötü şeyi yüreğinde saklasa, kötü olmaz, değil mi?
Se ele nunca soubesse e ela guardasse essa má acção no seu coração isso estaria certo, não era?
Ama siz o kürsüde durdunuz. Ve Yüce Tanrı'nın huzurunda gerçeği, yalnızca gerçeği söyleyeceğize yemin etmediniz mi?
Mas não jurou aí mesmo, por Deus Todo Poderoso, tal como se apresentará diante dele no dia do julgamento final, que diria a verdade, toda a verdade e nada mais do que a verdade?
Sana gerçeği söyleyeyim mi, çoktan burnum sürtülmüştü.
Para te dizer a verdade, já estava a comer terra.
Gerçeği bilmek istiyorsun, değil mi?
Você quer a verdade, não é?
Gerçeği söylemek uzun zaman aldı, öyle değil mi?
Foi preciso muito tempo para a verdade sair, não foi?
Ama sen ve ben ikimiz de gerçeği biliyoruz, değil mi, ufaklık?
Mas tu e eu, nós sabemos que não, não é?
Sana acı bir gerçeği söyleyeyim mi?
Queres saber uma verdade?
Neden, gerçeği söylediğin için mi?
Por teres dito a verdade?
Gerçeği söylediğim için mi?
Porque eu te digo a verdade?
- Hala gerçeği göremedin mi?
Será que não vê nada?
- Gerçek herkesin gerçeği değil mi?
- A verdade não é verdade para todos?
Gerçeği söyleyeceksin, değil mi?
Vais dizer-me a verdade?
Onlara gerçeği mi söylemek istiyorsunuz?
Que dizes aos parentes, a verdade?
Ve silahlara ulaşabilmem gerçeği bir şey ifade etmiyor, değil mi?
E o facto de que possa chegar às armas não significa nada, não é?
"Ailenin reisi benim" deseydim... -... kimse gerçeği anlayamazdı, değil mi? - Hayır.
Se colocar que sou o chefe da família, ninguém saberá, verdade?
İşin gerçeği, hep beraber mutlu olarak yaşayamayacaksak sokaklarda yürümeye korkacaksak birilerine gülümsemekten korkacaksak... Değil mi?
Se não pudermos viver todos juntos e ser felizes, se tivermos de ter medo de andar na rua, se tivermos de ter medo de sorrir a alguém, percebes?
Gerçeği itiraf etmek ne kadar zor değil mi?
Que difícil é admitir a verdade.
Onlara gerçeği söyledin, değil mi? - Gerçeği söyledin!
E contaste-lhes a verdade...
Gerçeği gizledin mi?
escondeu a verdade.
Bana gerçeği mi söylüyorsun?
É isso que você pensa?
- Gerçeği göremiyorsun değil mi?
- Não tem idéia da realidade.
Gerçeği öğrenmek mi istiyorsun?
Queres saber a verdade?
Bana gerçeği mi söylüyorsun?
A sério?
Bana gerçeği söyleyin, tekrar normale dönecek mi?
Será que ela voltará para mim? Será que voltará a ser normal?
Elbette yalan ile gerçeği ayırt edebilirsin, değil mi? Harika.
Não é difícil distinguir entre mentira e verdade.
Azıcık gerçeği bile kaldıramıyorsun, değil mi?
Não consegue ouvir a verdade, né?
Gercegi bilmem mi talihsizlik?
Contrariedade, que eu saiba a verdade?
Gerçeği öğrenmem mi kötü oldu?
É uma desgraça saber a verdade?
Onlara gerçeği söyleyim mi?
Vamos dizer-lhes a verdade
Gerçeği söylemek mi?
Contar?